CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin açılışının 100. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla toplanan Genel Kurul'da grubu adına konuştu.
Meclis'in açılışının 100. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayan Kılıçdaroğlu, 101 yıl önce İstanbul'dan başlayan büyük bir yolculuğun, 100. yılına giren Meclis'in temelini oluşturduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bu yolculuğun kahramanı Mustafa Kemal Atatürk'ün İstanbul'dan ayrılarak başlattığı bu büyük yolculuğun ilk aşamasının, 24 Nisan 1920 Cuma günü saat 13.45'te TBMM'nin açılışıyla tamamlandığını dile getirdi.
"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir." sözünün TBMM'nin açılışının tarihsel anlamını ifade ettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TBMM, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten, çok partili yaşama geçişimize, demokrasiyi bu topraklara getirmemize karar veren, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı, bombalar ve kurşunlar yağarken, milli iradeye sahip çıkan Meclis'tir. TBMM, Türkiye'nin uygar dünyanın bir parçası olduğunu bütün dünyaya duyuran, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin eylemlerine sahip çıkarak hakkı, hukuku ve adaleti savunan Meclis'tir. TBMM bu bağlamda dünyanın tüm mazlum milletlerine örnek olan Meclis'tir."
Türkiye'nin bugün sorunları bulunduğuna ve TBMM'ye, açılışının 100. yılında önemli görevler düştüğüne işaret eden Kılıçdaroğlu, "Sorunların kaynağının büyük ölçüde TBMM'yi etkisizleştiren darbeciler, onların uygulamaya koydukları darbe yasaları ve bu yasaların sonucu olarak ortaya çıkan darbe hukuku olduğunu" belirtti.
Kılıçdaroğlu, "Yaşadığımız sorunları sağduyuyla, akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle, birlikte, önyargılarımızdan arınarak aşmamız gerekiyor. Ölçümüz, vatanımızın ve milletimizin çıkarlarını esas almak olmalı. Hedefimiz, Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandırmak olmalı. TBMM, ikinci yüzyıla adım atarken, gelin bu anlayışla sorunları çözmeye çalışalım." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan 16 maddelik çağrı
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında, 16 maddeden oluşan "çağrı" olarak nitelendirdiği şu maddeleri sıraladı:
"- Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımıyla yeni bir demokratik anayasa yapmalıyız. Bu anayasanın temeli, 'kuvvetler ayrılığı' ilkesine dayanmalı, demokrasilerde olması gereken 'denge/denetim' esası sağlanmalıdır.
- Yeni anayasanın omurgasını 'Cumhuriyet'in demokrasiyle taçlandırılması' olarak nitelendirdiğimiz yeni ve güçlü bir demokratik parlamenter sistem oluşturmalıdır. Unutulmamalıdır ki demokrasiyle taçlandırılmış cumhuriyetimizde, fikir, düşünce ve inanç özgürlüğü ile medya ve sendikalaşma dahil örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller de kaldırılmış olacaktır.
- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve hukuk devletinin en önemli ayaklarından biri olan yargı kurumunun bağımsızlığı, kesin olarak sağlanmalıdır. Adalete erişim hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yasamadır. TBMM'de milli iradenin en geniş haliyle temsil edilmesini sağlayacak yeni bir seçim sistemi yaşama geçirilmelidir. Ayrıca, siyasetçi ile vatandaş arasındaki güveni güçlendirmek için yeni bir 'Siyasi Ahlak Yasası'na ihtiyaç vardır.
- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yürütmedir. Yürütme, tüm icraatıyla mutlak denetime ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır. TBMM adına görev yapan Sayıştay, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını denetlemelidir. TBMM'de kurulacak Kesin Hesap Komisyonu'nun başkanlığı da muhalefet partilerine verilmelidir.
- Yerel yönetimler, rant ilişkilerini düzenleyici kurumlar olmaktan çıkarılmalı, refah devletinin asli unsurları haline getirilmelidir. İyi tanımlanmış bir iş birliği ve iş bölümü çerçevesinde yerel yönetimlerin işlevleri arttırılmalıdır.
- Kamu istihdamında nepotizmden (akraba veya adam kayırma) uzak, liyakate dayalı, bir personel politikasına ivedilikle geçilmelidir.
- Liyakate dayalı istihdam politikaları kapsamında özellikle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve güvenlikte 'sıfır' istihdam açığı hedeflenmelidir. Çocuklarımızın geleceği, vatandaşlarımızın sağlığı, engellilerimizin ve yaşlılarımızın bakımı, ülkemizin iç ve dış güvenliği tartışmasız milli bir anlayışla oluşturulmadır.
- Vatandaşlarımıza asgari bir gelir güvencesi sağlanmalı, bu bağlamda 'Aile Yardımları Sigortası Kanunu' ivedilikle çıkarılmalıdır. Türkiye, Aile Yardımları Sigortasını çıkaracağını 1971 yılında Parlamento'nun onayladığı bir yasayla topluma açıklamıştır. 1971, 2020, takdirlerinize sunuyorum.
- Demokratik standartlarda, adaletli ve denetime açık bir Kamu İhale Sistemi'ne geçilmelidir.
- Vergi politikası, üretimi ve istihdamı özendirecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Ücretliler üzerindeki vergi yükü makul düzeylere çekilmelidir.
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre her üç çalışandan biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamla, toplumsal destek sağlanarak mücadele edilmelidir. Bu mücadelede en etkili yolun sendikalaşma olduğu artık bilinmelidir.
- Türkiye, yeni bir planlama anlayışı çerçevesinde, katma değeri yüksek ürün üretme hedefine kilitlenmelidir. Bu ilke bağlamında tüm üretim politikaları, diğer üretim biçimleriyle birlikte tümüyle ekolojik olmalıdır.
- Sağlık hizmetlerine ön koşulsuz erişim bir haktır ve ücretsiz olmalıdır. Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri bu doğrultuda planlanmalıdır.
- Planlamada tarım, temel stratejik sektörlerden biri olarak ele alınmalıdır. Bu bağlamda gıdaya sağlıklı koşullarla erişim hakkına ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Eğitim, Türkiye'nin kalkınma stratejisinin en önemli, en temel parçası olarak yeniden ve paydaşlarıyla birlikte planlanmalıdır. Eğitim politikalarının tek hedefi 'fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür' nesiller yetiştirmek olmalıdır. Üniversitelerimizde, her türlü fikir, düşünce özgürce tartışılmalı; her türlü bilimsel çalışma özgürce yürütülmelidir."
"Siyaset büyük ölçüde düşünce üreten bir alana dönüşecek"
Kemal Kılıçdaroğlu, sıraladığı 16 husus özgür iradeyle ve birlikte hayata geçirildiğinde siyasetin, kısır bir çekişme alanı olmaktan çıkıp büyük ölçüde sorunları çözme konusunda düşünce üreten bir alana dönüşeceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"COVID-19 salgını dolayısıyla siyasetçiler, bilim insanları, sivil toplum örgütleri, uluslararası kuruluşların yetkilileri diyorlar ki 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.' O zaman en azından şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor: 'Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa gelecek nasıl olacak?'
Bu konuşma biraz da bu sorunun yanıtını oluşturuyor. Cumhuriyetimizi gerçek anlamda demokrasiyle taçlandırırsak, emin olun yine tüm mazlum milletlere örnek olacağız. Bunları yaptığımızda çocuklarımıza demokratik standartları yüksek, yaşanabilir bir Türkiye bırakacağız. Sadece çocuklarımız için değil, TBMM'nin tarihine ve tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun da gereğini yerine getirmiş olacağız."
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere TBMM'nin açılışına yetişen 115 milletvekili ile sonrasında çalışmalara katılan milletvekillerini saygıyla andı.
COVID-19 salgınında hayatını kaybeden vatandaşlara, terörle mücadelede şehit düşen güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileklerini ileten Kılıçdaroğlu, gaziler ile sağlık çalışanlarına da şükranlarını sundu.