CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, yangınlara karşı mücadele eden tüm orman çalışanlarına, polis ve askerlere, itfaiye erlerine, belediye personeline, sağlık emekçilerine ve gönüllü olarak sahada çalışanlara teşekkürlerini ileterek başladı.
"Sizler bizim kahramanlarımızsınız. Sizler ormanı, canımızı, ciğerlerimizi koruyan gece gündüz çalışanlarsınız. Sizlere minnet borçluyuz." diyen Kılıçdaroğlu, son yangınlarda hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
"Bizim töremizde, geleneğimizde, ahlakımızda, inancımızda başsağlığı dileyeceğimiz kişileri ya da aileleri ayağımıza çağırmak yoktur." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, böyle durumlarda ya ailelerin ziyaret edildiğini ya da telefonda taziyenin sunulduğunu söyledi. Marmaris'te hayatını kaybeden Şahin Akdemir'in ailesinin korumalar gözetiminde evlerinden alınarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu yere getirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, burada aileye başsağlığı dileyerek birlikte fotoğraf çektirmiştir. Bu davranışı bu toplum kabul etmez, içine sindiremez." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir Cumhurbaşkanı, orman yangınlarını önleme konusunda master planı hazırlamaktan acizse o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, orman yangınlarının 5'er yıllık zaman dilimleri içinde sürekli arttığını göremiyor, görüyor da kavrayıp tedbir almıyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, küresel ısınmayla birlikte orman yangınlarının artacağını bilmiyorsa, duymuyorsa, dünyada ve Türkiye'de uzmanların ilgili kurumların yazılı uyarılarını dahi okumuyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez.
Bir Cumhurbaşkanı, orman yangınlarıyla mücadeleyi yandaşı için dünyada örneği olmayan yıllık ihalelerle yapıyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, orman yangınlarında kullanılacak filonun yani uçak ve helikopterinin dengeli olması gerektiğini bilmiyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, yangında kullanılacak filonun belli bölgelerde konuşlanması ve yangına süratle müdahale edilmesi gerektiğini bilmiyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, yanan orman alanlarının tekrar kazanılması görevini Orman Bakanlığına değil de Turizm Bakanlığına veriyorsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez."
Yanan orman alanlarının yerine otel yapımına ses çıkarılması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir Cumhurbaşkanı, yangınların en yoğun olduğu dönemde geçici personel alımını dahi 2 Ağustos 2021, 3 Ağustos 2021, 4 Ağustos 2021 tarihlerinde dahi gerçekleştiremiyorsa o Cumhurbaşkanı yangınları önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, talimat vermeden bakanları hareket edemiyorsa karar alamıyorlarsa yasaları dahi talimat almadan uygulayamıyorlarsa o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir Cumhurbaşkanı, yönettiği devlette liyakati ve adaleti yok etmişse o Cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez."
Kılıçdaroğlu, orman yangınlarına karşı mücadele edecek personeli eğitmek için kullanılan İzmir Buca'daki Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezinin kapatıldığını ve Türk Hava Kurumunun (THK) işlevsiz hale getirildiğini savunarak, bu nedenle yangınların önlenemeyeceğini iddia etti.
"Yangından kim ne zarar gördüyse kayıt altına alınmalıdır"
Söylediklerinin tamamının doğru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Tek bir cümlesi dahi farklı, yanlış değildir. Geldiğimiz, gördüğümüz tablo, yaşadığımız trajedi tam da budur. Bütün yetkilerin bir kişide toplanmasıdır. Süreci yönetmekte bir kişinin düştüğü acziyettir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin yönetilemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Yangınlar devam ediyor. Büyük bir üzüntüyle söylüyorum ki saray iktidarı, devletimizi aciz duruma düşürmüştür." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü noktasında yapılması gerekenlere de değinerek, Türkiye'nin derhal yeni iklim krizlerine hazırlanması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin iklim ve su krizinin tam ortasında yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında Türkiye, uyarıları 15 yıldır almaktadır. Ama saray iktidarı, bu uyarıları duymamaktadır ve artık halka gerçekleri söyleme zamanıdır. Bunu, bu trolleşmiş iktidardan beklemek de abesle iştigal olacağı için bunu biz CHP olarak, Millet İttifakı olarak yapmaya başlayacağız. Her yerde bizi nelerin beklediğini ve nasıl hazırlık yapmamız gerektiğini konuşacağız. Bu süreçte, kayıpların raporlanması lazım. Bu yapılırken, Erdoğan'ın halkımıza adeta bir kredi pazarlayıcısı gibi yaklaştığı şekilde değil, doğru dürüst kayıpların raporlanması lazım. Yangından kim ne zarar gördüyse kayıt altına alınmalıdır. Belediye başkanlarımız ve çalışma arkadaşları, bu konuda tüm duyarlılığı göstermektedirler."
Her orman için güncel ve doğru bir yangın planının yapılmasının sağlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "'Bu iktidarın işi' demeyeceğiz, biz yapacağız." dedi.
"Bilim çalıştayı yapılması gerek"
Bilim insanlarının dinlenmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, konunun uzmanı bilim insanlarından destek isteyeceklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, bunun için de bir bilim çalıştayı yapılmasına gerek olduğunu, bunu gerçekleştireceklerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Beklenmeyeni beklemek devletin sorumluluğudur. Ancak iktidar acziyet içindedir. Geleceği bildiğimizi varsaymayacağımız ve kontrol edemeyeceğimiz şeyleri kontrol etmeye çalışacağız.
THK'nın yenilenmesi için belediyelerimizi, halkımızı ve iş insanlarımızı göreve çağırıyorum, herkesin huzurunda. Herkesin sorumluluğu var. THK'yı ayağa kaldırmak zorundayız. Bu rezalete hep birlikte son vermek zorundayız. Aklı başında olan paydaşlar olarak biz bunu yapacağız, iktidardan da artık bir şey beklemeyeceğiz. Onları bir manipülasyon maşası olarak trolleriyle baş başa bırakacağız. Biz, milletimizle saray iktidarının unuttuğu orman köylülerimizle el ele vererek gerçeklere odaklanacağız.
Yaşadığımız felaket zaten saray iktidarının elinde hırpalanmış olan ruh sağlığımızı maalesef daha etkiledi. Bu kadar ruhu yaralı bir halk yardım istediğinde, yardım çağrısında bulunduğunda onları anlamak yerine önüne geleni 'terörist, iş birlikçi' diye yaftalamak ancak aciz yönetimlerin başvuracağı bir taktiktir."
Halkın ruh sağlığının da düşünülmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunu da saraydan bekleyemeyiz. Yangında zarar görmüş alanlara ne Kültür ve Turizm Bakanının ne sarayın ne de onların avanelerinin bir tek tuğla dahi koymalarına izin vermeyeceğiz. Herkesi açık ve net uyarıyorum, yanan alanlarda ranta açılacak, gasp edilecek bir avuç toprağı bile yanlarına bırakmam, ellerinden alacağım." dedi.
Hızla yaraları saracaklarını, hiç kimseyi aç ve açıkta bırakmayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sesimi duyan yok mu?' dedirtmeyeceğiz. Milletimizle el ele verip, ormanı daha yeşil, gökyüzünü daha mavi, denizleri daha berrak yapacağız. Kendimizi de güzel ülkemizi de iyileştireceğiz. Tüm yaraları sarıp, tüm hasarları telafi edeceğiz."