CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, İstanbul Beyoğlu'ndaki terör saldırısında hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından başladı.
KKTC'nin kuruluşunun 39. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP Grubu olarak KKTC'deki soydaşlara sevgi ve saygı gönderdiklerini, bayramlarını kutladıklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, KKTC'nin güçlenerek yoluna devam ettiğini ifade ederek, "Merhum Bülent Ecevit'i, Erbakan'ı, Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı da sevgi ve saygıyla anıyor, onların aziz hatıraları önünde eğiliyorum" diye konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın Semerkant'taki zirve toplantısında KKTC'nin gözlemci olarak bulunmasından son derece mutlu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu durumun gelecek süreçte KKTC'nin önündeki bütün engellerin kalkmasına ortam hazırlamasını istediğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, bu süreçte çaba gösteren herkese yürekten teşekkür etmenin gönül borcu olduğunu kaydetti.
"Orman köylülerinin sorunlarıyla ilgileneceğiz"
Kılıçdaroğlu, siyasetin zenginleşme, yakınlarını devletin kilit noktalarına getirme aracı olmadığını dile getirerek, bugüne kadar genel başkanlık yaptığı sürece toplumun en zayıf halkalarıyla iş birliği yapmaya, sorunları çözmeye çalıştığını anlattı.
Rize'de çalışan mevsimlik işçilerin sorunlarını da "Bay Kemal'in çözeceğini" ifade eden Kılıçdaroğlu, "Rizeliler belki unuttu ama Bay Kemal asla unutmaz. Kaçak çayları Rize meydanında yakacağım" diye konuştu.
Vatandaşlardan oylarını sorunları çözenden yana kullanmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, orman köylülerinin sorunlarıyla da ilgileneceklerini, bu konuda özel bir açıklama yapacağını ve vaatlerini tek tek sıralayacağını belirtti.
Kılıçdaroğlu, ücretliler için damga vergisini kaldıracaklarını, gelir vergisi konusunda düzenleme yapacaklarını da söyledi.
"Adres CHP"
Kılıçdaroğlu, terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanların bir derneği bulunduğunu aktararak, jandarmada 11 bin 500, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda 6 bin, emniyette 2 bin 500, toplamda 20 bin kişinin gazi sayılmadığını öne sürdü.
"Bu ayıbı da kapatmak gerektiğini" söyleyen Kılıçdaroğlu, "O soruna çözüm, adres burası yani CHP. Bu sorunu da çözeceğiz" dedi.
"Çatışmada bir gözünü kaybedenlerin, şarapnel parçası ile yaşayanların, parmakları kopanların gazi sayılmadığını" iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"15 Temmuz'da tırnağı yaralandı mı onu gazi sayıyoruz, olmaz. Saygın devlet çifte standardı kabul etmez. 6 milyon sığınmacıyı besliyorsun ama 20 bin kişiyi gazi saymıyorsun. 'Bizi gazi sayın, vefat ettiğimizde bayrağımızla bizi defnedin, bayrağımızla ölelim' diyorlar. 'Evet gittik, mücadele ettik, yaralandık. Niye bizi gazi saymıyorsunuz...?' Bunun üzerinde hepimiz duracağız. Aynı zamanda bir temel sorunumuz daha var; şehit yakınları ve gaziler arasındaki ayrımcılık. Allah aşkına şehit yakınları arasında ayrımcılık olur mu? Gaziler arasında ayrımcılık olur mu? Eğer siz şehitler arasında ayrımcılık yapıyorsanız, kimse kusura bakmasın ayrımcılık yapanlar vatansever değildir. Bu kadar açık, net söylüyorum."
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz şehit ve gazileri için 2 bin 600 liralık ödemenin 4 bin liraya çıkarıldığını ifade ederek, "Peki diğer şehit yakınları ve gaziler için niye bu para verilmiyor" diye sordu.
Bu konuda bazıları MHP'nin olmak üzere 15 kanun teklifi verildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"MHP'nin Genel Başkanı'na parantez açarak sesleniyorum: Eğer Türkiye'nin bu temel sorununu çözmek, bu ayrımcılığı ortadan kaldırmak istiyorsan, şehitlere saygılıysan, gazilere saygılıysan, bu kanunu getir, parlamentodan oy birliğiyle çıkaralım. Bizim değil senin olsun. 'Saray izin vermiyor' diyebilirsin. Bir de sarayı dinleme kardeşim; 'ben Kılıçdaroğlu'nu bu sefer dinleyeyim. Kılıçdaroğlu, şehitlerden, şehitlerin haklarından yana, gazilerden yana, ben de milliyetçiyim, nasıl bunu yapmam?' de. O zaman beraber çözeriz bu sorunu. Bir de saraydan kendini kurtar. Niye sarayın emrine giriyorsun? Milliyetçilik nedir? Şehitlere saygı duymaktır, gazilere saygı duymak demektir. Milliyetçilik ve ülkücülük nedir? Gazinin hakkını, şehit yakınlarının hakkını teslim etmektir ve ayrım yapmamaktır. O açıdan yine parantez içinde söyleyelim: Gerçek anlamda milliyetçi parti, Cumhuriyet Halk Partisi'dir, halkın partisidir."
Bir avuç tefeciye dünyanın faizinin verildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "20 yıllık AK Parti iktidarı boyunca yapmadı. Çünkü AK Parti'nin tepesindeki kişi, üreticiye değil, alın terine değil, tefecilere hizmet etmekle görevlendirilmiş" dedi.
İstanbul'daki terör saldırısı
İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını Avcılar Belediye Başkanlığı'nın bir toplantısındayken öğrendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete baş sağlığı, yaralılara da şifa diledi.
Türk milletinin tasada ve kıvançta beraber olduğunu, bunun da atadan geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, birilerinin milletin bu bağı unutması, koparması için elinden geleni yaptığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu bağ unutulsun istiyorlar, insanlar birbirine sarılmasın, kucaklaşmasın, birbirine sığınmasın istiyorlar. Acısını, sevincini birbirleriyle paylaşmasın istiyorlar. Bunların bazıları yönetici bazıları siyasetçi bazıları gazeteci kılığında aramızda geziyor. Toplumun kucaklaşmasını, birlik ve beraberliğini engellemek isteyenlerin bazıları siyasetçi bazıları gazeteci bazıları da yönetici olarak aramızda geziyor. Zehir saçan bir dilleri var bu insanların. Terör saldırısından nifak nasıl çıkarabilirim diye bir arayış içine girenler var. Özür dilerim ama bunlar artık alçak insanlar. Bu lafı kullanmak zorundayım. Terörden nifak çıkarıp toplumu ayrıştırmak isteyenlerin tamamı alçaktır. Bunu hiç kimse unutmasın."
Kılıçdaroğlu, "Kılıçdaroğlu Ekim ayında 'Kasım'ı bekleyin' demişti 'Patlamayı mı kastetti' sorusu gündemde" yazılı, kendi fotoğrafı da olan gazeteyi göstererek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bir aparat. Toplumun kucaklaşmasını istemeyen, kin ve öfke kusan, sarayın beslenmelerinin oluşturduğu bir aparattır. Bu aparat ve bu aparatı kullananlar şunu çok iyi bilsinler: Bu fotoğrafa koyduğunuz kişi, terör örgütünün pusu kurduğu kişidir. Bu fotoğrafa koyduğunuz kişi, başka bir terör örgütünün saldırı planladığı kişidir adalet yürüyüşünde. Bu fotoğrafa koyduğunuz kişi, 'bir terör örgütünü bitirme planı yapıyor' diye utanmadan, sıkılmadan suçladığınız kişidir. Bu yalanlarınızın, bu hedef göstermenizin, beş para etmez dilinizin hesabını sormazsam namerdim, hesabını soracağım. Herkes şunu çok iyi bilsin: Biz, Cumhuriyet Halk Partisiyiz ve ben Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanıyım. İşine geldiğinde terör örgütüyle iş tutanların, ölüleri kaldırıp anayasa değiştirenlerin, işine geldiğinde teröristlerle mektup arkadaşı olanların bize vatan, millet dersi vermeye asla ve asla yürekleri yetmez, hadlerini bilecekler."
"Sınır bir devletin namusudur"
Kılıçdaroğlu, geçen yıl ağustostan itibaren hem genel merkeze hem de il ve ilçe başkanlıklarına "Sınır namustur" yazılı pankartlar astıkları için her türlü hakaret ve küfre maruz kaldıklarını, kendilerine "Niye bunu yapıyorsunuz" diye tepki gösterildiğini anlattı.
İktidarın sınırdan haberi olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bunlar sınırın da ne olduğunu bilmiyor. Bunların sınırını, esnek sınırını belirleyen tek şey beslemelerin verdikleri paralardır. Sınır namustur, bir devletin namusudur. Askerlik yapanların tamamı bilirler ki sınıra gittiklerinde bu levhayı görürler orada" diye konuştu.
Türkiye sınırlarının yol geçen hanına döndüğünü savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sınırları yol geçen hanına kim döndürdü? Elini kolunu sallayarak teröristler gelecek, İstanbul'a yerleşecek, çalışacak fabrikada, terörün nasıl gerçekleştirileceğine dair çalışmalar yapacak, bombayı patlatacak, insanlar hayatını kaybedecek ve birileri bunun hesabını vermeyecek... Olmaz. Şu soruyu sormam lazım; o sınır kapısından bunlar nasıl geçti? Asıl sorulması gereken soru bu. O sınırı yol geçen hanına kim döndürdü, kim elini kolunu sallayarak geliyor buraya ve bizim bilmediğimiz daha ne kadar terörist, uyuyan hücre olarak Türkiye coğrafyasında yer almış durumda? Hepimizin bunu bilmesi lazım ve sorgulaması lazım. Terör bir insanlık suçudur. Teröre karşı ortak tavır takınmak zorundayız. 30-35 yıldır hala terörle mücadelede ciddi bir yol alınamamışsa ve teröristler ellerini kollarını sallayarak geliyorlarsa bir sorunumuz var demektir. Ülkeyi yöneten zata seslenmek istiyorum; sen ne iş yapıyorsun? Tek kişilik hükümet çünkü. Maden faciası olur sorumlu yok, tren faciası olur sorumlu yok, terör saldırısı olur yine sorumlu yok. Sınırlar yol geçen hanına dönmüş yine sorumlu yok.
Çok açık ve çok net konuşacağım; şimdi birileri çıkıp diyecek ki 'Efendim böyle bir günde siyaset olmaz'. Hayır efendim, siyaset 'böyle günler olmasın' diye yapılır zaten. Sınırları yol geçen hanına döndürürseniz bu olur ama siyasete 'sınır namustur' diye bakar ve o çerçevede önlem alırsanız bu tablo ortaya çıkmaz. Bizim aradığımız siyaset işte o siyasettir."
Kemal Kılıçdaroğlu, namuslu, ülkesini ve vatanını sevenlerin, bu anlayışta siyaset yaptıklarını dile getirerek, 3-5 dolar için Ensar ve muhacir adı altında önüne gelen herkesin Türkiye'ye sokulduğunu ve onların da ülkeye yayıldığını iddia etti.
"Milliyetçi arıyorsanız bu kardeşinize bakacaksınız"
"Bu yalanlara artık kimsenin kanmasını istemiyorum. Artık bu milletin canına kastediliyor" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunlar ne komşuluk bilirler ne sahip çıkma bilirler ne Ensar ne muhacir... Bunların her şeyi yalan. Bunların tek inandığı şey var; mevki, makam, para. Bunlar varsa hiçbir şey yoktur. Buradan Bahçeli'ye de bir parantez açalım; Suriye tezkeresi ile ilgili konuşmuş. Gittiğim her toplantıda bu soru geldiğinde şunu söylüyorum; 'terörle mücadele konusunda yabancı askerlerin Türkiye'ye gelmesini isteyen el kaldırsın' diyorum, hiç kimse el kaldırmıyor. 'Biz de öyle yaptık' dedim. Terörle mücadele konusunda yabancı askerlerin, yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine neden Bahçeli 'evet' dedi. Sayın Bahçeli, sen neden 'evet' dedin? Açık ve net söylüyorum; milliyetçi arıyorsanız, ülkücü arıyorsanız bu kardeşinize bakacaksınız, vatansever arıyorsanız CHP'ye bakacaksınız. Milletinin yanında olan, milletinin hakkını, hukukunu arayan parti arıyorsanız CHP'ye bakacaksınız."
Terörü, teröristleri ve teröristlere yolunu açanları lanetleyen Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum bu milletin sırtından bunu söküp atacağız. Terörle, teröristlerle nasıl mücadele edilirmiş Allah nasip eder Millet İttifakı iktidar olduğunda bütün Türkiye de bütün dünya da öğrenecektir" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda AB ile yapılan sığınmacı anlaşmasından çıkacaklarını, açık kapı devrinin biteceğini ve sığınmacıları en geç iki yıl içerisinde kendi ülkelerine göndereceklerini anlattı.
Türkiye'yi terörden arındıracaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bay Kemal söz veriyorsa mutlaka yapacaktır. Sözüm söz. Türkiye'yi terörden arındıracağız, teröristlerden de arındıracağız. Bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında herkes özgürce ve güven içerisinde yaşayacak. O güveni sağlayacağız" diyerek sözlerini tamamladı.