CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kars Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kanaat önderleri, Muhtarlar ve STK Buluşması’nda yaptığı konuşmada, Kars'ta CHP'nin milletvekili olmamasının kabahatinin kendilerinde olduğunu söyledi.
Vatandaşın sofrasına ortak olunmadığı ve vatandaşın dinlenilmediği zaman oy alınamayacağını bildiren Kılıçdaroğlu, "Birlikte ve beraber olacağız, inşallah sadece Kars'ın değil Türkiye'nin sorunlarını birlikte, inançla ve kararlılıkla çözeceğiz. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz ki Türkiye çok daha güzel ve yaşanılır ülke olacak." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Kars'ın tarihi ve doğal güzelliklerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görkemli bir tarihi, olağanüstü zengin bir kültürü, aşıklık geleneği var. Dolayısıyla burası kültürün, turizmin, hayvancılığın ve tarımın merkezi olmayı hak eden kent. Kars'ın ciddi bir genç nüfus kaybı var. Bu Kars'ın geleceği açısından ciddi risk. Gençlerin burada kalması, üretmesi, çalışması ve evlenmesi lazım. Turist olarak diğer illere gidebilirler, İstanbul'dakiler de turist olarak buraya gelebilir. Bu coğrafyayı bir barış havzasına döndürmeliyiz. Bu sadece Kars'a özgü değil, Anadolu'nun da içi boşalıyor. Geçmişte özel sektör bu bölgeye çok ciddi yatırım yapmamıştı. Onlar imkanlar daha iyi yeri sağlıyorsa oraya gidip yatırım yapacak ama devlet öyle değil. Devlet sosyal devlettir, sosyal devlet gelişmekte olan bölgelere ayrıcalık tanıyan ve yatırım yapan devlet demektir."
Bölgenin tarım ve hayvancılık için biçilmiş kaftan olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, etin en lezzetli olduğu bölgenin burası olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu kadar değerli coğrafyanın başka ülkede hemen hemen olmadığını aktararak, "Dönüp baktığımda besiciler de büyük ölçüde şikayetçi. Kars'ta küçük gezi yaptım, herkes burnundan soluyor. Geçim sıkıntısından, kömüre yapılan zamdan, işsizlikten dolayı sorunlar yumağı var. Dolayısıyla Türkiye olarak farklı bir tablo içerisindeyiz. Bu kadar bunalmamıştık ve bu kadar sıkıntılı bir tabloyla hiç karşılaşmamıştık." diye konuştu.
Türkiye'ye 2003-2020 ağustos ayı itibariyle 5 milyon 659 bin 291 büyükbaş hayvan ithal edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de yetiştirilemez miydi, yetiştirilebilirdi. Küçükbaş 5 milyon 600 bin hayvan ithal ettik, 7 milyar 365 milyon dolar ödedik onlara. Yani yurt dışında besicilik yapanların küçükbaş canlı hayvanlarını aldık ve bu parayı ödedik. Sadece bu parayı bu bölgeye ödeseydik ne olurdu. Ayrıca 3 milyon 94 bin 634 hayvan ithalatımız var, 374 milyon 215 bin dolar para ödemişiz. Kırmız et ithal etmişiz 301 bin 269 ton ve 1 milyar 433 milyon dolar para ödemişiz. Büyükbaş, küçükbaş hayvan ve kırmız et ithalatına 9 milyar 171 milyon dolar ödendi. Bu 9 milyar doları yurt dışındaki üreticilere değil de kendi besicimize ödeseydik acaba ne olurdu, sadece Kars'ı ve Türkiye'yi değil bütün Ortadoğu'yu beslerdik. O zaman neden bu politika üretiliyor."
Kılıçdaroğlu, bu sorunun göçe neden olduğunu anlatarak, işsizliğin temel sorun olduğunu dile getirdi.
"Birilerinin isteği üzerine karar vermeyin"
Hükümete yönelik eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün faizle ilgili karar verecekler. Buradan sesleniyorum. Ekonominin gereği neyse onu yapın. Birilerinden talimat almayın, vatandaşı daha perişan ettirecek kararlar almayın, vatandaşı mağdur etmeyin, aklınızla, fikrinizle, bilginizle, birikiminizle ve eğitiminizle karar verin. Birilerinin isteği üzerine karar vermeyin. Her birimizin içi kan ağlıyor. Buradan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Bütün gelişmiş ülkeler bu konuda planlar yaparlar. Bir ülkenin var olan kaynakları öncelikli olarak nerelere harcanmalı, planlar yaparlar. Ne ekilecekse planlar yaparlar. Planlama amacı nedir, herkes neyi ekeceğini bilir, en az kaçtan satacağını bilir, dolayısıyla herkes üretir ama hiç kimse zarar etmez."
Kılıçdaroğlu, planlaması olmayan hiçbir devletin olmadığını anlatarak, "Devlet planlama yapar ama devletin planlaması günlük, aylık ve yıllık değildir. Devlet kendi ekonomisini ve ülkesinin geleceğini 20, 30, 50 yıllık planlarla yapar. Dünya nereye gidiyor, biz nereye gideceğiz. Bizimle rekabet içinde olan ülkeler var, biz onları nasıl aşacağız. Nasıl sanayi devrimini kaçırdık ama şimdi teknoloji devrimini nasıl kaçırmayacağız, bunların planlanması lazım."
"Pandemi süreci bize tarım ve hayvancılığın stratejik sektör olduğunu gösterdi"
Planlamanın önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Plansız ekonomi yönetilmez. Doğu Anadolu Bölgesi sadece Türkiye'nin değil Orta Doğu'ya, Kafkaslar'a kadar uzanan bölgenin en güçlü tarım ve hayvancılık sektörü olacak. Bunlar düşünemediler ama bu kardeşiniz düşündü, kesinlikle bunu yağacağız. Sadece buğday ekip biçmek değil, aynı zamanda et ve süt ürünleri ile deri sanayisinin de gelişmesi lazım." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, tarım ve hayvancılığa en gelişmiş ülkeden en az gelişmiş ülkeye kadar herkesin destek verdiğine işaret etti.
"Üretici ektiğinden veya beslediği hayvandan ötürü zarar etmeyecek, zarar ederse batacak. Batarsa biz ne yiyeceğiz, karnımızı nasıl doyuracağız?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Pandemi süreci bize tarım ve hayvancılığın stratejik sektör olduğunu gösterdi. Arabanız, buzdolabınız, çamaşır makineniz olmayabilir ama günde 3 sefer yemek yiyip çocuklarınızı beslemek zorundasınız. Demek ki tarım ve hayvancılık stratejik sektördür. Bu anlamda iyi bir model belirlenmesi gerekiyor ve maliyet çıkartılarak üstüne makul kar koyacaksınız. Devlet 'şu ürünü şu kadar ekeceksin, maliyet artı karı bu, sen bunun üstünde satıyorsan sat, satamıyorsan tamamını ben alacağım' demeli. Sosyal devlet budur, maliyet, artı makul kar, eşittir taban fiyat izlenilmesiyle piyasada istikrar olacak."
Kılıçdaroğlu, 2006 yılında TBMM'de tarımın teşviki amacıyla her yıl en az milli gelirin yüzde 1'inin çiftçiye destek verilmesi yönünde kanun çıkarıldığını anımsatarak, bu zamana kadar çiftçiye yüzde 1 oranında destek verilmediğini vurguladı.
Bundan dolayı çiftçilerin hükümetten 211 milyar lira alacaklı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Çiftçiye bu destekler ödenmedi, bunu yapacağız. Laf olsun diye değil, yapacağız ve bütçeye koyacağız. Ziraat odaları ve diğer odalara da bunu bütçeye koyduk diyeceğiz." dedi.
Bazı çiftçilerin karşılaştığı icralık tabloya üzüldüklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Çiftçi ve ailesi, kamyonun arkasından haczedilmiş traktörüne bakıyor, bu çok acı bir tablo. Kars'tan sizlere söz veriyorum, çiftçinin ne traktörünü ne de hayvanını haczettirmeyeceğiz, bunun için gerekli düzenlemeleri yapacağız." ifadesini kullandı.
"Teşviklerle tarım ve hayvancılığı canlandıracağız"
Çiftçiye mazotun ÖTV'siz verilmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bu tarz teşviklerle tarım ve hayvancılığı canlandıracaklarını aktardı.
Kılıçdaroğlu, Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) yeteri kadar sağlıklı çalışmadığına ve değişmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"TARSİM'in çiftçiden, üreticiden ve besiciden yana olması lazım. Az önce bir köye gittik, baraja su dışında başka kimyasal ve evsel atıklar katıldığından o sudan içen çiftçinin 30-35 hayvanı telef olmuş. Köylüler 'nasıl yapacağız' diye içlerine atmışlar. TARSİM çiftçi ve üretici dostu olursa, çiftçinin yanında durursa ve TARSİM'in yönetiminde çiftçiler söz sahibi olursa o zaman bu sigorta gerçek anlamda çiftçi ve besici sigortası olur, bunu da yapacağız. Tarım ve hayvancılığın daha çok gelişmesi için ayrıca köylerde ziraat mühendisi, teknisyen ve veteriner görevlendirilmesi gerekiyor."
Türkiye'nin güçlü olduğunu ve bu gücünü ekonomik anlamda göstermesi, sadece içeride değil dışarıda da bu ülkenin insanının kazanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunun için iktidar olmaları halinde bütün imkanları seferler edeceklerini söyledi.
"Muhtarlar demokrasinin temel taşıdır"
Kılıçdaroğlu, muhtarların demokrasinin temel taşı olduğunu ifade ederek, bunun için de Muhtarlık Temel Kanunu üzerinde çalıştıklarını, iktidara ne kadar hazır olduklarının bilinmesi için bunu söylediğini belirtti.
Muhtarlığın önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "105 maddelik Muhtarlık Temel Kanunu taslağı hazırladık. Bunu muhtarların derneklerine gönderdik. 'Bakın, bize bildirin, yeniden gözden geçirelim' dedik. Artık her muhtarın bir bütçesinin olması lazım. Tahsis edilen paranın da istenilen şekilde harcanması demek değil. Kanun koşullarında o paranın harcanması ve belgelenmesi lazım. Çünkü aynı zamanda bir kamu kaynağı kullanıyorsanız o denetlenir." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidarlarının ilk birinci haftasında esnafın, esnaf kefalet odalarından aldıkları kredilerin faizlerini de sileceklerini vurguladı.
Şehitler ve gaziler konusunda çok duyarlı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılmaz. Eğer biz evimizde rahatça başımızı yastığa koyuyorsak, eksi 35-40 derecede o insanlar dağda, taşta, kayalıkta bizim sağlığımız için vatanının geleceği için, bayrağımız için şehit düşüyorlarsa şehitler arasında ayrım yapılmaz. Terörden ötürü hayatını kaybeden şehitlerimiz için kampanyalar açıldı, paralar toplandı, o paralara çöktüler. İlk bir hafta içinde o paraları, şehit ailelerine ve gazilere aynen faiziyle iade edeceğim." sözlerini sarf etti.
"Süleymanşah Türbesi'ni ana toprağına getireceğiz"
İçini yakan bir durumun olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bayrağımızı indirdik ve Süleymanşah Türbesi'ni kaçırdık. İçimde uhdedir. Allah nasip eder, dostlarımızla iktidara gelirsek, göreceksiniz bir hafta içinde o şanlı bayrağımızı, Süleymanşah Türbesi'ni ana toprağına getireceğiz. O bayrak orada dalgalanacak. Mültecileri en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine göndereceğiz. İstanbul'da Suriyelilerle konuştum. Onlar 'bizi nasıl iki yıl içinde göndereceksiniz' diye sordular. Nasıl göndereceğimi anlattım. Onlar da 'valla bu şartlarda kendi toprağımıza gideriz' ifadesini kullandılar. Hiç merak etmeyin, onların altyapısını bu kardeşiniz halletti, ama ırkçılık yapmayacağız. Allah'ın yarattığı insanın başımız üstünde yeri var."
Ev kadınları içinde Aile Destekleri Projesi'ni çıkartacaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Hiçbir anne bu coğrafyada kendi çocuğunun karnını doyurmadan yatırmayacak. Bunun sözünü veriyorum. Bunu bu coğrafyadan bitireceğiz." dedi.
CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman'ın da konuşma yaptığı program, daha sonra soru cevap şeklinde basına kapalı devam etti.