Milli Savunma Bakanlığı, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde teröristler tarafından üs olarak kullanılan Derik, Sincar ve Karacak bölgelerindeki terör yuvalarına karşı "Kış Kartalı" hava harekatı yapıldığını duyurdu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, PKK/KCK/YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek Irak ve Suriye kuzeyinden halka ve güvenlik güçlerine yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak için hava harekatı icra edildiği kaydedildi.
MSB, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde terör yuvalarına karşı 'Kış Kartalı' hava harekatı düzenlendiğini duyurdu. Operasyonun ayrıntılarını @trthaber muhabiri Mehmet Kılıç aktardı.https://t.co/mvnKZEdPN7 pic.twitter.com/HmglQkoNRq
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 1, 2022
Milli Savunma Bakanı Akar, beraberindeki komutanlarla terör yuvalarının imha edildiği Kış Kartalı Harekatı’nı gece geç saatlere kadar Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi’nden sevk ve idare etti.
"'Kış Kartalı Harekatı’nda çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi"
Terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini vurgulayan Akar, "Kış Kartalı Harekatı’nda çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi. Sonuçları yakından takip ediyoruz, önümüzdeki saatlerde, günlerde harekata ilişkin kesin sonuçları istihbarat kanallarından ve diğer kanallardan alacağız" dedi.
Akar, "Diğer unsurlarımızla birlikte özellikle Hava Kuvvetleri'mizin kartalları kendilerine verilen görevleri büyük bir başarıyla yerine getirdiler. Sizlerle gurur duyuyoruz. Sizleri kutluyoruz, başarılarınızın daim olmasını temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Arananlar listesindeki çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi"
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 2, 2022
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Kış Kartalı Harekatı'na dair açıklamaları @trthaber'de.https://t.co/b07vHFX3I6 pic.twitter.com/4R26vGF2kx
Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki terör yuvalarına 'Kış Kartalı' ile darbe indirildi. Derik, Sincar ve Karacak bölgelerindeki terör noktalarının hedef alındığı harekata dair ayrıntıları Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Abdullah Ağar, TRT Haber’de değerlendirdi.
Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki terör yuvalarına 'Kış Kartalı' harekatıyla darbe indirildi. Derik, Sincar ve Karacak bölgelerindeki terör noktalarının hedef alındığı harekata dair ayrıntıları Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Abdullah Ağar, @trthaber'de değerlendirdi. pic.twitter.com/x9uqg41IDM
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 2, 2022
"Son zamanlarda yapılan en büyük hava harekatı"
Abdullah Ağar, “Kış Kartalı” Harekatı'nın çok önemli olduğunu söyleyerek, bölgedeki etkisini anlattı:
“Irak tarafıyla ilgili havadan bir hassasiyet yok. Türkiye hedefleri tespit ettiği zaman savaş uçaklarıyla, SİHA'larıyla üzerinde etki ortaya koyuyor. Ama Suriye tarafı biliyorsunuz son derece hassas. Fırat'ın batısı Rusya'nın kontrolünde, doğusu Amerika Birleşik Devletleri'nin kontrolünde. Şimdi ABD'nin kontrolünde olan bir alanda YPG, PKK'ya karşı çok değişik noktalarda hava harekatı icra ediyorsunuz. Bunun bir anlamı var. Ama öncelikle harekatın ortaya koymuş olduğu fiziki etkiye bakarsak açıkçası son zamanlarda yapılan en büyük hava harekatı. Ve en az 20 uçağın katıldığı gözüküyor. Sahadan gelen bilgiler 30 civarında hedefin vurulduğunu gösteriyor. Şimdi görüntüler var, tabii bunları teyit etmemiz gerekiyor. Ama bu görüntülere bakarak yapılan atışların son derece etkili olduğu gözüküyor. Sadece bu değil. YPG, PKK'nın kaynaklarına baktığımız zaman onlardaki ağlaşma, onlardaki hakaretler, iftiralar onların şikayetleri işte abilerine ciddiye şikayet etme katmaları ve bir destek arayışları ve bununla ilgili ortaya koymuş oldukları çabalar harekatın, harekatların ne kadar etkili olduğunu bize ispatlıyor.
Şimdi tabii bir başka şey daha var, önemli bence. Normalde Irak hükümetiyle Türkiye'nin arası iyi. Ancak, ilk defa ilginç bir şekilde yani Irak'taki en güçlü Haşdi Şabi örgütlerinin bir tanesi var. Asaib Ehlil Hak örgütünün lideri Kays Hazali, Türkiye'yi tehdit ediyor. Bu konuyla ilgili. Niye sen Türkiye'yi tehdit ediyorsun? Türkiye'nin yapmış olduğu bir PKK harekatıyla ilgili. Belli ki Türkiye'nin yapmış olduğu harekat bir yerlere değdi. Ve belli ki bu özellikle Irak ve Suriye'de yapılan harekatlarla ilgili birtakım yeni okumalar var."
"Batı, PKK'yı kullanıyor ama PKK da onları kullanıyor"
Ağar, Türkiye’nin bölgedeki yerinin doldurulamaz olduğuna dikkat çekerek, Batı’nın PKK’yı kullandığının altını çizdi.
“Türkiye, değeri tekrar anlaşılan bir ülke. Jeopolitik değeri, psikolojik değeri. Şimdi özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin Ukrayna üzerinden, NATO'nun Ukrayna üzerinden NATO'yla ve Avrasya’yla daha doğrusu Çin'le geçmiş olduğu mücadelede Türkiye gibi bir ülkenin yerinin doldurulmaz olduğu görüldü.
Tam bu süreçlerde bununla ilgili birtakım hassasiyetlerinin kabarmış olduğu bir dönemde Sayın Akar bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'Biz artık müttefiklerimizin YPG, PKK'yı himaye etmesini, desteklemesini kullanmasını istemiyoruz'. Şimdi böyle olunca ortaya çok ilginç bir fotoğraf çıkıyor. Birbiriyle bağlantılı olduğunu açıkçası değerlendiriyorum.
Bir diğer tarafıyla da bir gerçekte ise karşılık geliyor aslında. Ne oldu? Yakın zamanda hepimiz takip ettik. YPG, PKK Batı'ya karşı sürekli kozlarını kullanıyor. Yani sahada olmasının avantajlarından hareketle sürekli onları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanma eylemi içerisinde. Yani Batı, PKK'yı kullanıyor. Doğru. Ama PKK da onları kullanıyor. Şimdi bu asıl son derece rahatsızlık verici bir şey. Batı dünyası açısından da bir terör örgütü tarafından kullanılmak. Onu kullanmanın karşılığında ne oldu? Hatırlayalım. Haseke'deki cezaevini DAEŞ bastı. PKK'nın kontrolü neydi? Türkiye'yi suçluyorlar filan ama ortada bir gerçek var. Örtmeye çalıştıkları bir gerçek var. Yüz tane DAEŞ'lı nasıl Haseke şehrine çölden gelip sızıyor? Nasıl bombalı araçlarla nehri geçiyor ve bu sanayi mahallesindeki cezaevini basıyor ve cezaevinde isyan çıkıyor. Şimdi bu bir gerçekliğe karşılık geliyor."
"DEAŞ'le mücadele etmek istiyorsanız Türkiye Cumhuriyeti'nin devletinin gücü sizin yanınızda"
Ağar, DEAŞ’la gerçek anlamda mücadele eden tek devletin Türkiye olduğuna da dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“PKK, DEAŞ'la mücadele eden bir örgüt değil. DEAŞ'la mücadele ediyormuş gibi yapan bir örgüt. Bunun da çok iyi anlaşılması gerekiyor. Bu noktada Türkiye hep bir şey söyledi. Eğer siz gerçekten DAEŞ'le mücadele etmek istiyorsanız Türkiye'nin gücü sizin yanınızda. DEAŞ’ın belini kıran Türkiye’dir. Örnek vereyim, Rakka’da, Deyrizor’da. Hiçbir yerde direnemedi. Hep kaçtı. En sonunda Orta Fırat Havzası'nda Baos bölgesinde bir varoluş savaşı vermek zorunda kaldı. Çünkü artık kaçacağı yer kalmamıştı. Onun belini kim kırdı? Türkiye kırdı. Bütün alanları, Suriye ordusu veya Rusya, DAEŞ'a savaşarak mı ele geçirdi? Hayır. Bomboş alanları terk etmek zorunda kaldı. Ama bir şey var. Özellikle Ukrayna kriziyle beraber Türkiye, Batı'nın dünya hakimiyetiyle ilgili nasıl bir yerde olduğunu onlara tekrar çok iyi gösterdi.”
“Teröristler bir kez daha TSK’nın nefesini enselerinde hissetti”
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) February 2, 2022
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kış Kartalı Harekatı değerlendirmesini ve harekata dair detayları Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Abdullah Ağar, @trthaber’de değerlendirdi. pic.twitter.com/Jk9NJhaWZk
"Başarıyla bitirilmiş bir harekat var"
Abdullah Ağar, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın harekatın başarısıyla ile ilgili açıklamaları sonrası şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle bir okuma var, yüzleri gülüyor. Bu önemli. Biz bu tür şeylerde hareketlerine bakarız, bakışlarına bakarız, yüzleri rahat. Bu önemli. Başarıyla bitirilmiş bir harekat var. Çünkü sonuçta yirmi uçağın katıldığı bir harekatta hem sağ salim uçakların görevlerini bitirip dönmesi hem de görevlerini liyakatle yerine getirmiş olmaları son derece önemli. Bu direkt yüze yansır. Biz de elimizden geldiği kadar bunu okumaya çalışırız. Bu anlamda son derece önemli olduğunu düşünüyorum.”
"Mesele sadece PKK'yla mücadele etmek meselesi değil"
Ağar, PKK'yla iş birliği yapanlara daha büyük bir kararlılık mesajı verildiğini söyledi:
“Bir diğer tarafıyla tabii sivil hassasiyet meselesi. Belki de dünyada bu işe en fazla dikkat eden ülke Türkiye. Bunun böyle olduğu gerek Milli İstihbarat Teşkilatımızla beraber yapılan müsterih harekatlarda gerekse silahlı kuvvetlerimizin yapmış olduğu bağımsız harekatlarda hepsinde kendisine gösterdi. Bu anlamda yapılan harekatların büyük bir değeri var. Öte tarafıyla da tabii bölgedeki temel fotoğrafı etkilenmek adına. Mesele sadece PKK'yla mücadele etmek meselesi değil. PKK'yla iş birliği yapanlara daha büyük bir kararlılık mesajı verildi aslında. Yani Türkiye ne olursa olsun bu örgütle ölümüne bir mücadele yapacak. Neden? Çünkü Türk evladına kurşun sıktı. Ve bu mücadele bu intikam ruhuyla, inatla, inançla sonuna kadar devam edecek. İster Amerika Birleşik Devletleri desteklesin ister Rusya desteklesin ister İsrail desteklesin ister İran desteklesin ister bazı Arap ülkeleri desteklesin. Böyle bir temel gerçeklik üzerinde herkesin de aslında kendi payına düşen dersi alması gerektiğini düşünüyorum. Bu bizim bir varoluş meselemiz. Bu bizim bir onur meselemiz. Ve biz burada kimi yanımızda görürsek onu dost kabul ederiz, kimi karşımızda görürsek onu da açıkçası düşman kabul ederiz. Bu temel gerçeklik üzerinde Türkiye bir irade ortaya koyuyor. Burada görev yapan bütün arkadaşlarımızla, silah arkadaşlarımızı canı gönülden kutlarım. Çünkü bu işler gerçekten son derece zordur. Son derece risklidir. Hele ki yirmi tane, yirmi beş tane uçağın katılmış olduğu bir harekatta nokta atışı yapacaksınız. Burada sivillere zarar vermeyeceksiniz. Sayın Bakanımız söyledi. Yani sadece Hava Kuvvetleri'ne bağlı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değişik kuvvetlerine göre yapan pek çok analizci, pek çok istihbaratçı hepsi bir şekilde burada görevlerini yapmış durumdalar ve hepsinin müşterek çalışmasıyla beraber ortaya çıkan büyük bir başarı var."
“Terör artık devletin ve güvenlik kuvvetlerinin konusu oldu”
Ağar, "Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği terörün bitme noktasına yakın olduğunu söyleyebilir misiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Türkiye'deki mücadelemiz çok iyi bir noktaya geldi. Yani sayılar yüz ellinin altına düşmüş durumda. Yakın zamanda ben de Güneydoğu'da kapsamlı bir gezi yaptım ve gerçekten de bölgenin çok rahatladığını gördük. Artık halkın gündeminden terör çıkmış durumda. Terör, devletin ve güvenlik kuvvetlerinin konusu. Bu çok büyük bir başarı ve bu başarıyı geliştirmemiz gerekiyor.
Bir diğer tarafıyla da Irak'taki ve Suriye'deki varlığı PKK'nın bir jeopolitik mücadeleye eklendiler. Yani jeopolitik mücadelenin bir aygıtına dönüşmüş durumdalar. Bu açıdan bakıldığı zaman son derece de zor ve bir mücadeleye karşı geliyor. Çünkü işin içerisinde Amerika var, Rusya var, Avrupa Birliği var, İran var, İsrail var. Bir takım Arap ülkeleri var. Bu anlamda da mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Ama bu mücadeleyi yapabilir miyiz? Yapabiliriz ve zaten yapmak zorundayız. Neden bu cümleyi kuruyorum? Çünkü biz özellikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yapmış olduğu Milli Mücadele'den sonra ilk defa biz mevzimizden çıktık, gerçek anlamda. Biz dedik jeopolitik dünyada varız. Şimdi bu mücadeleyi yapabilmemiz için kenar kuşağımızdaki bu tehdidi mutlaka ortadan kaldırmak zorundayız. Mücadelede temel kurallardan bir tanesi de içinde ve kenar kuşağındaki tehdidin ortadan kaldırılması ve minimize edilmesidir. Bu anlamda PKK'yla mücadele bizim hem geleceğimiz hem de yapacağımız küresel anlamdaki mücadele ve rekabet açısından büyük bir değer taşıyor. Çünkü görüyoruz. Bir sorunla karşı karşıya kaldığımız zaman direkt PKK kartını, bize karşı kullanmaya başlıyor. Böyle de bir temel gerçeğimiz var.”