Bugün, koronavirüs tedavisinde kullanılmak üzere ilk plazma bağışı alındı. İlk bağışı yapan kişiyse daha önce virüse yakalanan ve sağlığına kavuşan bir sağlık çalışanı. Ağır durumda olan vakalara umut olacak.
Koronavirüsü yenen Dr. Kürşat Demir, ilk plazma bağışçısı oldu. Detayları @trthaber muhabiri Cansu Doğan aktardı. pic.twitter.com/nndL93WlRF
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 7, 2020
Dr. Kürşat Demir, Türk Kızılay'ın ilk plazma bağışçısı oldu. Genel Başkan Kerem Kınık'ın da yer aldığı plazma alma işlemi Türk Kızılay Orta Anadolu Bölge Kan Merkezi'nde yapıldı.
"Basit bir kan vermeden herhangi bir farkı yok"
Demir, sahada çalıştığı esnada, henüz Türkiye'de 200 vaka varken koronavirüse yakalandığını anlattı. Yaklaşık 3 hafta önce kırgınlık ile başlayan belirtilerin ateş ve öksürükle devam ettiğini, yapılan testler sonucunda da koronavirüs tanısı konarak karantinaya alındığını söyleyen Demir, koronavirüsün çok hızlı geliştiğini vurguladı.
Demir, herkese mümkün olduğunca dışarı çıkmama, elleri sık sık yıkama, sosyal mesafeye dikkat etme, kalabalık ortamlarda maske kullanma çağrısında bulunarak, "Ben bu süreci bizzat yaşadım ve bu insanlardaki tedirginliği de daha iyi anlamamı sağladı. Sahada çalışmamın yanı sıra bu şekilde tedaviye vesile olmak gerçekten farklı bir duygu. Bunu ayrıca bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum. Bu nedenle Kızılay Genel Müdürlüğü ile irtibata geçmemin ardından süreç başladı" dedi.
Dr. Demir, koronavirüsü atlatmış kişilere yönelik de "Yapılan işlemin basit bir kan vermeden herhangi bir farkı yok. Bağışçıya da hiçbir zararı yok" dedi.
14 gün sonra hastadan plazma alma işlemi başlıyor
Kınık, tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi. Vücudun, koronavirüsle karşılaşınca, hastalığı yenmek için ona karşı antikor oluşturmaya başladığını anlatan Kınık, bağışıklığı iyi çalışan bireylerde bu antikorlarla beraber yaklaşık yüzde 98 oranında hastalığın yenildiğini söyledi.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayı ve Sağlık Bakanlığının yayımladığı rehber doğrultusunda, bilimsel çerçevede iyileştikten 14 gün sonra hastadan plazma alma işlemine başladıklarını belirten Kınık, plazmadaki antikorların üç hafta yüksek seviyede seyrettiğini, ardından azalma eğilimine girdiğini vurguladı.
Bir haftada 6 hastaya umut
Kınık, "Dolayısıyla plazma verecek olan vatandaşlarımızın bu zaman aralığına dikkat etmesi gerekiyor. İyileştikten sonra 14'üncü günde başlıyoruz. Sonrasında her hafta birer ünite, yani 400'er mililitre olacak şekilde toplam üç kez bu plazmaları alabiliyoruz. Bağışçılarımız bir seferde verdiği plazmayla iki hastaya şifa olabiliyor. Üç kere verildiğinde ise bir iyileşmiş kahraman, 6 hastanın da kahramanı olabilecek" bilgisini paylaştı.
Plazma bağışçısı Dr. Demir'in de toplamda üç kez plazma bağışında bulunacağını aktaran Kınık, vatandaşlardan destek beklediklerini vurguladı.
Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, Demir'den alınacak plazmaların önce laboratuvar testlerine tabi tutulacağını ardından da Sağlık Bakanlığınca durumu ağır, en hızlı müdahale edilmesi gereken hastaya ulaştırılacağını söyledi.
"Günde 750 bağışçımızdan plazma alabilecek durumdayız"
Kınık, kimlerin bağışta bulunabileceğine ilişkin, "Öncelikle kişinin hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş olduğunun kanıtlanması gerekiyor. Sağlık Bakanlığımız bu hafta itibarıyla 400 civarında iyileşmiş olan hastamızın bilgilerini bizlerle paylaştı. Bunun dışında farklı üniversite eğitim hastanelerimizde de 'plazmaferez' kapasitesi olan merkezlerde de hastalar bu bağışlamayı yapabilecek. İyileştikten sonra üzerinden 14 gün geçmiş olması gerekiyor. Kan verebilecek özelliklerdeki, sağlıklı, kilogramı iyi, hepatit, HIV gibi rahatsızlıkları olmayan bağışçılarımızın kanlarını alacağız" dedi.
Sadece hamile kadınlardan, olumsuz etki oluşmaması için plazma alınamayacağını anlatan Kınık, şöyle konuştu:
"İstanbul, Gaziantep, Trabzon, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, Samsun, Antalya ve Denizli olmak üzere toplam 10 ilimizde, 13 noktada şu anda plazma alımını başlattık. Vakaların en çok görüldüğü ve bu anlamda iyileşme oranlarının en fazla görüldüğü illerimiz. Bu illerimizde 4'er mobil tırımız hastalarımızın ayağına gidecekler. Şu an iyileşmiş hasta sayımız az ama önümüzdeki haftadan itibaren bu, geometrik olarak artacak. Testler arttıkça semptom göstermeden iyileşen vakaların da tespiti yapılabilecek. Dolayısıyla hem hastanede tedavi gören hem farkına varmadan iyileşmiş hastalarımızla ilgili büyük bir havuz önümüzdeki haftalarda oluşacak. Şu anda Kızılay olarak günde 750 bağışçımızdan plazma alabilecek durumdayız. Ülke genelindeki eğitim araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerimizle birlikte baktığımızda Türkiye'de yeteri kadar plazma alabilme kapasitesi var. Bu kapasiteyi istediğimiz anda artırabiliriz."
"Tamamlayıcı bir tedavi"
Kerem Kınık, COVID-19'u yenen vatandaşlara şu çağrıda bulundu:
"Sağlıklı, iyileştikten sonra 14 gün geçmiş olan ve kan verme şartlarını haiz bütün kahramanlarımızı cephede savaşmakta olan diğer COVID-19 hastalarımızın da kahramanı olmaya davet ediyoruz. Birer hafta arayla, toplam 3 kez plazmalarını alacağız. Bir hasta 6 insana şifa olacak. 6 insanı ölümün kıyısından hayat tarafına doğru çekebilecek. Şunu vurgulamak istiyoruz; bu tedavi bir mucize değil. Bu, tamamlayıcı bir tedavi. Bizim 1890'lardan beri antibiyotik çağı öncesinde tıpçıların uyguladığı, SARS'ta, MERS'te, H1N1, Ebola'da kullanılmış olan bir metot. Yani bizim aslında 100 yıldır bildiğimiz bir tedavi."
"Ekstra bir ücret talep edilmeyecek"
İmmün plazma tedavisinin özellikle yoğun bakımda ağır durumdaki hastaların iyileşmesini hızlandırdığını, ölümle ilgili riskleri düşürdüğünü vurgulayan Kınık, plazmaların hastalara ulaşma sürecinin de etik kurallar doğrultusunda yapılacağını anlattı.
Kınık, "Sağlık Bakanlığımız bir bekleme listesi oluşturacak. Aciliyetine, endikasyonuna göre bu plazmalar o hastalarımıza ulaştırılacak. Devletimiz, Maliye, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Sağlık Bakanlıklarımız, SGK bu sürecin bütün maliyetini karşılıyor. Dolayısıyla üniversite hastaneleri, özel hastaneler, herhangi bir merkezde bu tedavi için ekstra bir ücret talep edilmeyecek" dedi.
Vatandaşlara uyarıda bulunan Kınık, "Vatandaşlarımızın kaygılarını, çare aramalarını anlıyoruz ama sosyal medyadan, farklı mecralardan iyileşmiş hastalara doğrudan ulaşma gibi bir yolu lütfen tercih etmesinler. Bu yol kapalı. Yapılacak şey; elimizde Türkiye'de bütün iyileşen hastaların verileri zaten Sağlık Bakanlığında var. Biz onlara ulaşacağız. Plazmalarını alacağız ve bu plazmaya en çok ihtiyaç duyan hastalara ulaştıracağız. Bu süreci Sağlık Bakanlığımız yönetecek" diye konuştu.
Kınık, plazma bağışının bağışçıya sağlık açısından hiçbir risk oluşturmadığının altını çizdi. Kızılay'ın "kanver.org" adreslerinden konuyla ilgili detaylı bilgiye ulaşılabileceğini söyledi.
Kan stokları azaldı
Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, kanın acil değil sürekli bir ihtiyaç olduğuna da işaret ederek, aynı zamanda lösemi hastası çocukların veya diğer hastaların kan ihtiyacının da devam ettiğine dikkat çekti.
Kınık, "Kan almazsa hayata tutunamayacak insanlarımızın ihtiyacı devam ediyor. Kan stoklarımız azaldı, günlük kan bağışlarımız yarının altına düştü. Özellikle sağlıklı bağışçılarımızı kan bağışına davet ediyoruz. Evden zorunlu olmadıkça çıkmıyoruz ama nasıl ekmek almaya çıkıyorsak 15 dakikanızı ayırarak lütfen Türkiye'nin 300 noktasındaki kan bağış merkezlerini de ihmal etmeyin" çağrısı yaptı.
Plazma tedavisi nedir?
Hastalığı geçirmiş ve sağlığına kavuşmuş olanlarda koronavirüsün bünyeye girmesiyle oluşan bir antikor mevcut. Bu antikor insan plazmasında yani serum denilen kanın sarı sıvı kısmında bulunuyor.
Antikor, diğer hastalara, özellikle entübe ya da yoğun bakımdaki akciğer harabiyeti, doku harabiyeti olmuş ağır hastalara uygulandığında doku rejenerasyonu açısından ya da yıkımın azaltılması açısından olumlu bir katkı veriyor.
Kimler plazma bağışçısı olabiliyor?
Hastalığı atlatmış ve elinde hasta olduğuna dair belgesi olan kişiler. (Yani laboratuvar testlerinde pozitif çıkmış ve iyileştiğine dair üzerinden 14 gün geçtikten sonra yapılan tetkiklerde hastalık emaresine rastlanmamış kişiler)
Kınık, buna bağlı olarak plazma bağışçısı olabilecek kişileri şöyle sıraladı:
- Kan verebilecek bağışçılar. (Yani başka hastalıkları olmayan, Hepatit B gibi.)
- Erkekler ve gebe kalmamış kadınlar. (Çünkü plazma tedavisinde gebe kalmış annelerde doku-organ uyuşmazlığı gibi durumlar yaşanıyor.)
Bu özellikleri taşıyan vatandaşların plazmaları hastalara uygulanabilecek.