Dünya genelinde de ülkemizde de oldukça yoğun bir gündemden geçiyoruz… Neredeyse her saat başı farklı bir alandan yeni bir son dakika haberi düşüyor ajanslara. İşte böyle bir ortamda bazen kimi gelişmeler maalesef gözden kaçabiliyor ya da üzerinde yeterince durulmuyor.
KIZILELMA’nın geçtiğimiz günlerde paylaşılan test görüntüsü de bu detaylardan biri. Yerde motor testine tabi tutulan KIZILELMA’yı her zamankinden farklı gördük. En temel fark motor kısmından süzülen alevlerdi. Buna literatürde ‘after burner’ deniliyor ve Türkçede genelde ‘art yakıcı’ kavramı kullanılıyor.
Peki, bu kabiliyet neden önemli, KIZIELMA’da olması ne ifade ediyor ve gelecek dönem için beklentilerimizi nereye yoğunlaştırmalıyız? Bu soruların cevabını Savunma Sanayii Uzmanı Yusuf Akbaba ile konuştuk.
Bayraktar #KIZILELMA PT-3 ✈️????????
— Selçuk Bayraktar (@Selcuk) July 23, 2024
Motor Çalıştırma Testi | Engine Run Test #MilliTeknolojiHamlesi ???????????? pic.twitter.com/2sAzGcTJNF
Önce art yakıcı meselesine bir parantez açıyor Akbaba. Platformun tam motor gücüne ulaştığı bir an olduğundan bahsediyor. Savaş uçaklarının genelde after burner ile çok ani ve hızlı manevralar yapabildiğini söylüyor. Süpersonik hıza çıkan platform bu yeteneği sayesinde gerek saldırı gerek kaçınma gibi hayati konularda da ciddi avantaj elde etmiş oluyor.
Bugüne kadar gördüğümüz KIZILELMA’lar bu yetenekten mahrumdu. Akbaba, bunda temel sebebin motor farklılığı olduğu bilgisini veriyor. İlk üretilen platformlarda Ukrayna imzalı AI-25 motoru kullanılmış. Bu motorun süpersonik uçuş kabiliyeti olmadığının altını çiziyor.
Son testte gördüğümüz KIZILELMA’da ise AI-322F kodlu motorun kullanıldığına dikkat çekiyor ve “Bu motorla Bayraktar KIZILELMA süpersonik hıza daha fazla faydalı yük taşıyarak çıkabilecek. Burada faydalı yüklerin silah ve çok gelişmiş sensörler olduğunu belirtelim” diyor.
KIZILELMA, TCG Anadolu’ya hazırlanıyor
Daha güçlü bir motor akıllara TCG Anadolu meselesini de getiriyor. Bu dev platformun TCG Anadolu’ya iniş-kalkış planlamalarının devam ettiğini biliyoruz. İşte yeni motora bir de bu noktadan bakılması gerektiğine işaret ediyor Yusuf Akbaba. Özellikle kalkışta ihtiyaç duyulan ‘çok kısa sürede çok yüksek hız’ detayının bu motorla aşılabileceğine işaret ediyor.
Bu noktada bir parantez açıyor ve motor haricinde aerodinamik olarak önemli değişiklikler yapıldığını da anlatıyor:
“Burun kısmının aerodinamik yapısı değişti. Buraya ASELSAN tarafından üretilen Murad AESA radarı gelecek. Ayrıca IRST’in (Kızılötesi arama ve takip sistemi) konulacağı yer de yeni tasarımda görülüyor.
Dikey stabilizatörler iki parçadan tek parçaya düşürülmüş ve kontrol sistemleri dışarıdan içeriye alınmış. Yapılan bu değişiklikler platformun ‘düşük görünürlük’ özelliğini daha da artıracak gelişmeler. KIZILELMA görülmeden görecek ve hedef olmadan hedef alacak.”
Bu tür gelişmeler kamuoyunda KIZILELMA’nın bir an önce envantere girme beklentisini de artırıyor. İlk versiyonlarda kullanılan daha düşük hacimli motorla testlerin bir süre daha devam etmesi bekleniyor.
Öte yandan Baykar’ın KIZILELMA için farklı versiyonlar düşündüğünü de biliyoruz. Şu an elde ilk üretilen ve nispeten düşük motor hacmine sahip platform var. Sonrasında gördüğümüz art yakıcılı ve daha güçlü motora sahip versiyon için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Ayrıca gelecek dönemlerde iki motorlu bir KIZILELMA beklentisi de hayli yüksek. Tüm bunların yanı sıra KIZILELMA’ya gelecek yerli TEI-TF 10000 turbofan motor için de takvim işliyor.
Yusuf Akbaba, bu noktada KIZILELMA’nın geliştirme ve test entegrasyon sürecinin diğer insansız platformlara göre daha uzun süreceği beklentisini dile getiriyor. “Çünkü diğer insansız hava araçlarında olmayan hava-hava muharebesi kabiliyeti ve öz savunma sistemleri KIZILELMA’da olacak. Bahsettiğimiz kabiliyetlerdeki versiyonların 2025-2026 bandında envantere girmesini bekliyorum” cümleleriyle süreci özetliyor.
Son bir not da geçtiğimiz günlerde ROKETSAN tarafından paylaşılan SOM-J füzesi çizimi için… Akbaba, düşük görünürlüğe sahip insansız hava aracı ve savaş uçağı geliştirirken buna ayak uyduracak mühimmatların da çok kritik olduğunu, Türkiye’nin bu konuda da çalışmalarını sürdürdüğünü söylüyor.