Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Katar televizyonu Al- Araby’e verdiği demeçte Türkiye’nin, “Katar krizi” konusunda pozisyonunun son derece açık olduğunu belirtti.
Bölgede daha fazla gerilim, tartışma ve çatışma istemediklerini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Zaten hem Körfez Bölgesi hem de genel olarak Ortadoğu büyük bir siyasi karışıklık içerisindedir. Katar ile Suudi Arabistan arasında başlayan krizin barışçıl yollardan bir an evvel çözülmesi için ciddi gayret sarf ediyoruz. Çünkü bu kriz, yapay bir krizdir. Ama genişleme potansiyeli çok yüksek olan bir krizdir. Dolayısıyla bunun bir an evvel bitirilmesi için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, hükümet olarak bu sorunun çözülmesi için bütün gücümüzle gayret sarf ettik. Ortada çözülmeyecek bir problem yok. Ortada sorun da yok. Bu krizi ortaya çıkaran nedenlerin bir an evvel kaldırılması lazım ve Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin Katar üzerine, ‘Mutlaka uygulayacaksın’ dedikleri bu maddelerden vazgeçmesi, Katar ile Suudi Arabistan arasında yeniden ciddi bir şekilde diyalog, müzakere sürecinin başlatılmasının en doğru yol olduğu kanaatindeyiz. Her iki ülkenin de dostu ve kardeşi olarak biz, bu süreçte barışa katkıda bulunmaya hazırız.”
"Biz herhangi bir taraf tutmak için bunu söylemiyoruz"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin, kriz sonrasında aynı pozisyonuna devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim pozisyonumuz birisine yakın birisine uzak bir şekilde değildir. Ortada Katar’a karşı yapılan açık bir haksızlık söz konusudur. 13 maddeyi, ne Katar’a ne de bağımsız olan başka bir ülkenin kabul etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu maddeleri ortaya sürerek, ‘eğer bunlar kabul edilmezse Katar’a ilave birtakım ambargoların uygulanacağını’ ifade etmek doğru değildir. Bu anlamda biz Türkiye olarak bunu başından beri deklare ettik. Katar’a bir ambargo uygulanmasını, siyasi bir gerekçe ile Katar halkının bir şekilde baskı altına alınmasının doğru olmadığını başından beri söylüyoruz ve Türkiye olarak Katar’a her türlü gıda ve halkın ihtiyaç duyduğu maddelerde destek vermeye devam ediyoruz. Tavrımız çok nettir. Biz herhangi bir taraf tutmak için bunu söylemiyoruz.”
Bağımsız bir ülkenin egemenlik haklarının neredeyse tamamından vazgeçmesi anlamına gelen 13 maddelik isteklerin kabul edilebilir istekler olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Katar’a karşı bu 13 maddenin deklare edilmesi haksızlıktır. Bizim söylediğimiz budur. Bunu zaten bir ülkenin kabul etmesi mümkün değil. Dolayısıyla Katar’a karşı bu uygulamadan Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin vazgeçmesinin daha doğru yol olduğu kanaatindeyiz.” dedi.
"Dış politikamızın bir ekseni, bir hedefi var"
Türkiye’nin, bölgedeki tavrını, başka bir ülkenin tasvibine ya da rahatsız olmasına göre belirlemediğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Dış politikamızın bir ekseni, bir hedefi var. Biz dünyada hakkın, hukukun, adaletin gerçekleşmesi için mücadele ediyoruz. Biz, kardeşlerimiz ve dostlarımız arasında ilave çatışmaların ortaya çıkmasını istemiyoruz. Bu konuda da neyi yanlış görürsek, neyi haksız olarak görürsek bunu da açıkça söylemeye devam ederiz. Ümit ederiz ki Türkiye’nin Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle olan yakın teması bu meselesinin anlaşılmasına katkıda bulunur.”
"Siyasi farklılıklarımız, düşmanlıklarla çözemeyiz"
Ortadoğu’da, İslam coğrafyasında yeterince çatışmaların olduğunu, paramparça olmuş ülkelerin bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Herkesin aklını başına toplaması lazım. Herkesin İslam dünyasında kardeşlik, dostluk, iş birliği ilkeleri içerisinde görüşlerini ortaya koyması lazım. Siyasi farklılıklarımız olabilir ama siyasi farklılıkları, düşmanlıklarla çözemeyiz. Siyasi farklılıklarımızı oturarak, konuşarak topyekun bir İslam ümmetinin parçası olduğumuzu bilerek, komşu olduğumuzu, dost olduğumuzu bilerek bu sorunları çözeriz. Eğer sorunları çatışmayla çözmeye kalkarsak bunun sonu yok. Bizim söylediğimiz bu.”
Türkiye’nin kapısının kimseye karşı kapalı olmadığını bildiren Kurtulmuş, “Sözümüzü herkese söyleriz. Biz her ülkeyle konuşuruz. Her ülkeyle de aynı şeyi konuşuruz. Bizim prensiplerimiz bellidir. Ortadoğu’daki sorunların çözümüne ilişkin bakış açımız bellidir. Dolayısıyla Suudi Arabistan ile de diğer ülkelerle de konuşuruz. Yeter ki bu çatışma ortamından, gerilim ortamından bir an önce çıkılsın.” diye konuştu.
"Katar’daki Türk üssü başka bir ülkeyi ilgilendirmez"
Kurtulmuş, bir soru üzerine, Katar’daki Türk üssünün bir şekilde kapatılacaksa buna karar verecek olanın Türkiye ve Katar olduğunu vurguladı.
Oradaki üssün kapatılmasının başka bir ülkeyi ilgilendirmediğini söyleyen Kurtulmuş, üs meselesinin, egemenliği olan iki ülkenin, 2014 yılından bu yana oturup konuştuğu bir konu olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Katar’daki Türk üssü, Katar-Suudi Arabistan krizi üzerine kararlaştırılmış bir konu değildir. Dolayısıyla Katar derse ki 'biz burada bir üsse gerek duymuyoruz', Türkiye de madem gerek duymuyorsunuz der ve geri çekilir. Başka bir ülkeyi bu ilgilendirmez. Halbuki Katar’daki bu üssün varlığı, Katar ile başka bir ülkenin gerilimi üzerine inşa edilmiş değildir. Bütün bölge ülkelerin barışını temin etmek için dost bir ülke olarak Türkiye oradadır. Bu konu çok açıktır ve Türkiye’nin Katar üssü meselesi Katar-Suudi Arabistan krizinden ayrı bir konudur."
Kurtulmuş, Katar’da üssü bulunan tek ülkenin Türkiye olmadığını da işaret etti.
"Türkiye, kendisinden kaynaklanan bir gerilim de istemez"
Türkiye’nin, Körfez’deki ülkelerle ilişkisinin yeni olmadığını ve bölgedeki hiçbir ülkeyle arasında siyasi gerilim istemediğini belirten Kurtulmuş, “Körfezdeki gerilimlerin her biri, tek tek bütün ülkelere zarar verir. Dolayısıyla bunun azaltılması lazım. Türkiye burada gerilimi azaltıcı bir rol oynar. Bunun için ilave bir gerilim ortaya çıkmasını istemez. Kendisinden kaynaklanan bir gerilim de istemez. Hiç kimse Türkiye’nin bu yaklaşımından rahatsızlık duymasın.” dedi.
Kurtulmuş, Katar’daki Türk üssü konusunda muhatabının belli olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu konudaki bizim muhatabımız ne Suudi Arabistan’dır, ne Mısır’dır, ne Bahreyn’dir, ne Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Bu konuda bizim bir tane muhatabımız vardır, o da Katar’dır. Katar’ın da zaten bu talepleri kabul etmeyeceği son derece açıktır. Katar, bunu deklare etmiştir. Bunun üzerinden bir siyasi pazarlık masaya gelecektir. Katar ile Türkiye hükümeti anlaşmış. İki ülkenin anlaşması TBMM’de onaylanmış ve oraya Türk askeri gönderilmesi için karar alınmıştır. Anlaşmanın kaynağı ikili bir anlaşmadır. Katar ve Türkiye... Diğer ülkeler bu konuda muhatabımız değildir.”