Sadece Türkiye’ye verilip verilmeyeceği değil, üretim süreci ve bu sırada yaşanan sorunlar, krizler ve kimi çıkmazlarla da sürekli gündemde olan F-35 savaş uçağı projesinde yeni bir dönem başlayabilir.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama, projede Türkiye’nin rolünün bir şekilde devam ettiğinin de kamuoyuna ilanı oldu.
Demir’in konuyla ilgili bir soruya "Firmalarımız üretime ve teslimatlara devam ediyor. Bu süreçten edinilen derslerle beraber kararın tekrar düşünüleceğini görüyoruz. Mart 2020'de duracağı söylendi ama durmadı. Devam ediyor. Biz programa sadığız. Projeye katkımız herkes tarafından görülüyor. Biz hiç durdurma olmayacakmış gibi üretime devam ediyoruz. Devam etmeye de devam edecekler" yanıtını vermesi gözleri bir kez daha F-35 projesine çevirdi.
Koronvirüs nedeniyle tedarik zinciri bozuldu
Savunma politikaları uzmanı Arda Mevlütoğlu, F-35 Lightning II uçağının üreticisi olan Lockheed Martin şirketinin CEO'su Marillyn Hewson’ın COVID-19'dan dolayı tedarik zincirlerinin ve üretim faaliyetlerinin aksadığını açıklamasının üzerinde durulması gerektiğini belirtti.
“Lockheed Martin şirketinin CEO'su bu nedenle de F-35 için 2020 yılı satış ve teslimat hedeflerine ulaşamayabileceklerini açıklamıştı” bilgisini paylaşan Mevlütoğlu, projenin işleyiş sürecine dair şunları söyledi:
“F-35, çok uluslu bir proje ve üretim şebekesi dahilinde pek çok ülkenin farklı konumlarındaki irili ufaklı çok sayıda şirketi bulunuyor.
Bu şirketler arasında donanım, aksam, doküman ve benzer transferlerinin gerçekleşmesi gerekiyor. Çok uluslu projelerin doğası gereği sık sık teknik ya da idari toplantıların yapılması; oluşan sorun ve aksaklıklara müdahale için tesis ve saha ziyaretleri yapılması; üretilen yazılım ve donanımların kontrolü ve teslimatı gibi faaliyetler için yoğun seyahat programı gerekiyor. COVID-19'dan dolayı deniz ve hava trafiği büyük oranda aksamış durumda.”
Geliştirme süreci oldukça sancılı
Arda Mevlütoğlu, F-35’in üç farklı versiyondan oluşan bir savaş uçağı ailesi olduğunu ve projenin geliştirilme sürecinin son derece sancılı olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
“Projede kayda değer maliyet ve takvim aşımları gerçekleşti. Toplam üç binden fazla üretilmesi planlanan uçaktan bugüne kadar yaklaşık 450 kadarı teslim edilmiş durumda. Üretim sayıları arttıkça uçağın birim maliyeti de düşüş eğilimine girdi. Halen F-35A modelinin birim fiyatı 89 milyon dolar civarlarında.
Yeni dönemin etkilerini yakın zamanda göreceğiz
COVID-19'dan dolayı üretim faaliyetlerinin aksamasının projeye doğuracağı risk biraz da COVID-19'dan sonraki dönemin nasıl şekilleneceğine bağlı. Şimdiden pek çok ülke savunma bütçelerinden kesintiye gitmiş durumda. Salgın sonrası küresel ekonomide de ciddi bir daralma beklentisi mevcut.
Bu durumda iki farklı senaryodan bahsetmek mümkün. Eğer F-35'in birim maliyetleri bir şekilde kontrol altında tutulabilirse, başka bir deyişle kayda değer bir artış olmazsa, üretimdeki ve teslimatlardaki aksamalar müşteri ülkeleri rahatsız etmeyebilir. Zira savunma bütçelerindeki olası daralmalar nedeniyle yeni uçak tedarik veya operasyon maliyetlerinin ötelenmesini tercih edebilirler.”
Sipariş ve teslimatta sorunlar yaşanabilir
Madalyonun diğer yüzünde sürecin planlandığı gibi gitmemesi halinde yaşanabilecek sorunlar olduğuna işaret eden Mevlütoğlu, “Ancak salgından dolayı aksayan üretim faaliyetleri, F-35'in maliyetlerini kayda değer şekilde artırırsa, bu durum siparişlerde veya teslimatlarda tehir ya da kesinti; yeni satışlarda da düşüş anlamına gelebilir” dedi.
Türkiye bu durumdan nasıl etkilenecek?
Mevlütoğu, “Bu yaşananlar Mart 2020 itibarıyla üretim zincirinden çıkarılması planlanan ancak parça tedarikine devam eden Türkiye’yi nasıl etkiler?” sorusuna ise “Bu ortamda Türk havacılık sanayiine, maliyetleri kontrol altında tutma bakımından bir fırsat, daha doğrusu Türkiye'ye ABD ile pazarlıklarında bir koz doğması olasılığı mevcut” yanıtını verdi.
Türk firmaların projedeki rolü
Türk firmaların ürettiği parçalar ilk F-35 uçağından bu yana tüm uçaklarda yer alıyor. Uçağın orta gövdesinden iniş takımına; motorundan kanadına kadar pek çok farklı alanda parçalar yerli firmalar tarafından üretiliyor.
Türkiye, 1999 yılından beri proje kapsamında bugüne kadar yaklaşık 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptı.
Proje kapsamında Türk firmaları 900 farklı kalemden fazla F-35 parçasının üretimini yapıyor. Firmaların sözleşme taahhütleri büyük oranda tamamlandı, bu çerçevede 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirildi. Türk firmaları, 400’den fazla F-35 kaleminde tek kaynak olarak yer alıyor.