Türkiye’de koronavirüs ile mücadele tüm hızıyla devam ederken, neredeyse virüs kadar tehlikeli olan bir başka konu da yetkililerin yakın takibinde.
Hatırlanacağı üzere koronavirüsün Çin’de ortaya çıkmasının hemen ardından fiyatlarda ilk yükseliş maskelerde yaşanmış, bu durumu dezenfektan maddeleri ve son olarak kolonya ile benzeri hijyen ürünleri takip etmişti.
Bakanlık yakın takipte
Sağlık Bakanlığı virüsün ülkemizdeki etkilerini kendi uzmanlık alanında irdeler ve vatandaşları bu yönde bilgilendirirken, bu süreçte Ticaret Bakanlığı da işin mali yönüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Virüsün ülkemize gelmesinin ardından piyasadaki kimi ürünlerde fahiş fiyat artışını tespit eden Ticaret Bakanlığı maske fiyatlarını haksız bir şekilde fahiş fiyata satan 9 firmaya toplam 943 bin lira para cezası uygulamıştı.
Önce maske ardından makarna
Dezenfektan ürünleri ve kolonya fiyatları için de harekete geçen Bakanlık, bu ürünlerdeki artışların doğrudan kendilerine bildirilmesini istemiş ve bu duruma sebep olan üreticilere ve dağıtıcılara çok ağır yaptırımlar uygulanabileceğini söylemişti.
Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının tespit edilmesiyle birlikte özellikle sosyal medyadan yayılan manipülatif paylaşımların ardından vatandaşlar marketlere hücum etti. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde market rafları boş kaldı, başta makarna olmak üzere kimi gıda ürünleri normal fiyatının 3 katına satıldı.
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu da (MASAK) gıda ve hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat uygulamasına geçen firmalar hakkında inceleme başlattığını duyurdu.
Bakan Pekcan’dan TCK vurgusu
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise son günlerde koronavirüs salgını sebebiyle artan fiyatlarla ilgili yaptığı açıklamada, 81 ilde eş zamanlı olarak, fiyat artışı tespit edilen maske ve gıdalarla ilgili denetimlere başlandığı bilgisini paylaştı.
Marketlerde genel itibarıyla ürünlerde fahiş bir fiyat uygulaması olmadığının altını çizen Pekcan, “İnternet sitelerini inceleyeceğiz. Fiyatları etkileme, ürünlerin yokluğuna neden olma, mal satışlarından kaçınma fiilleri Türk Ceza Kanuna (TCK) göre suç. Bunların hapse kadar cezası olacak” şeklinde konuştu.
Sadece para cezası ile kurtulamayabilirler
Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Dr. Deniz Öner, sürecin hukuki boyutunu ve vatandaşların atması gereken adımları anlattı.
Bakan Pekcan’ın TCK vurgusunun ‘Fiyatları Etkileme Suçu’ olarak kanunda yer aldığını kaydeden Deniz, “TCK’nın 237. maddesi çok açık. Ve bugün yaşananlar ışığında hayata geçirilmesi gayet mümkün” dedikten sonra, şöyle devam etti:
“Söz konusu maddede; ‘İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir’ hükmü var.
Aynı maddenin 2. bendinde ise ‘Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır’ deniliyor ve ilgili madde ‘Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır’ hükmüyle devam ediyor.
Tüm bunların ışığında; koronavirüs nedeniyle fiyat artıran, piyasayı tekele almaya çalışan, vatandaşın ve bu bir salgın olduğu için dolayısıyla toplumun sağlığını olumsuz etkileyecek adımlar atan kişiler ve kurumlar para cezasıyla kurtulamayabilir. Madde, bu suç için hapis cezası da öngörüyor.”
Vatandaşların da sorumluluğu var
Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Dr. Deniz Öner, bu süreçte sadece üreticilerin ve aracıların değil, vatandaşların da çok ciddi sorumlukları olduğunu hatırlatarak, “Marketlere hücum etmeye, rafları boşaltmaya gerek yok. Türkiye’de bir karantina söz konusu değil. Bu nedenle normal alışverişimize devam etmemiz lazım. Eğer mutlaka toplu alım yapmak niyeti olan varsa, 1 haftalık ürün tedarik etmesi yeterli. Karşılaştıkları her haksız fiyat artışını mutlaka ilgili kurumlara iletsinler. Ödedikleri fazla parayı geri alma hakları var” dedi.