SARS, MERS, EBOLA, domuz gribi, kuş gribi. Hepsi de hayvanlardan insana geçen virüsler. Koronavirüs için de ortaya atılan ilk iddia insan eliyle laboratuvar ortamında üretildiğiydi.
Ancak Dünya Sağlık Örgütü, virüsün laboratuvarda üretildiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığını açıkladı.
Ama insanın doğaya verdiği tahribat, sebeplerinden biri belki de en önemlisi.
Yaban hayvanlarının yaşam alanlarının tahrip edilmesi riskleri artırıyor
İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "Yeni tarım alanları kazanmak için ormanları kesersek, doğal ekosistemler içinde yollar yaparsak, sulak alanları kurutursak buna bağlı ekosistem tahribatları ile insan hayvan temasını artırmış oluyoruz. Bunun sonucunda da ya vahşi hayvanlardaki patojenler insanlara geçebiliyor ya da ara konakçılara geçebiliyor." dedi.
Vahşi hayvanların yaşam alanları yok edildikçe onlar da insanlara yaklaşıyor. Hastalıkları bazen birbirlerine, bazen de insanlara bulaştırıyorlar. Vahşi hayvan pazarları patojenlerin yayılması için ideal alanlardan biri.
Hastalıkların ortaya çıkması ve yayılmasının maliyeti, çevreyi sömürmenin ekonomik getirisinden çok daha fazla.
Vahşi hayvanlar birbirine hastalık bulaştırıyor
Prof. Dr. Tolunay sözlerini şöyle sürdürdü;
"Kafeslere koyuyorsunuz çok sayıda hayvan burada bulunuyorsa doğada asla karşılaşmayacak canlılar bir araya gelebilir. Hasta hayvandan yeni canlılara yeni konakçılara bu virüsler geçebilir ve burada uğradığı mutasyonlarla çok daha tehlikeli hale gelebilir. Bu nedenle yeni salgınların ortaya çıkmaması için kaçak avcılık ve vahşi hayvan ticaretinin de mutlaka durdurulması önlenmesi gerekiyor. Artık doğayı hor kullanmanın da bir bedeli olduğunu anlamamız gerekiyor. Birey olarak da tüketim alışkanlıklarımızı mutlaka değiştirmek zorundayız. Çılgınlığa varan tüketim anlayışımız nedeniyle doğayı daha fazla kullanıyoruz.
Eğer koronavirüs salgınından dersler çıkarmazsak yakın gelecekte de benzer salgınlarla hastalıklarla karşılaşabileceğimizi değerlendiriyorum."
Haber: Burcu Şengül Bektaş