Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz, Türkiye'de koronavirüsü yenen ve umut veren hastalardan biri.
"Ben kendim hissetmiştim, çünkü ben gribi böyle geçirmiyorum"
Feyiz, kendisine, eşine ve oğluna koronavirüs teşhisi konduğunu, karantina sürecini, sonrasını TRT Haber'e anlattı.
Virüsü nereden kaptığını bilmediğini belirten rektör Feyiz, hastalığın normal grip gibi seyrettiğini söyledi:
"Oğlumda hastalığın hiçbir belirtisi yok, gayet normal şekilde hayatını sürdürüyor, evde kapalı halde. Benim tedavim 13 Mart'ta yüksek ateş, aşırı üşüme ve titreme şikayetiyle hastaneye gittim. Türkiye'de bu vaka ilk kez görüldüğü söylendikten iki gün sonra ben hastaneye gittim. Bu herhangi bir grip gibi görüldü. Ben kendim hissetmiştim, çünkü ben gribi böyle geçirmiyorum.
Benim pazar günü ateşim düştü. Salı gecesi Ankara'dan test sonucu bildirildi. Test sonucu bana bildirilir bildirilmez 'Hocam ambulans gönderiyoruz, sizi hastaneye yatıracağız, itiraz etmeyin' dediler."
"Benim esas ayırt edici belirtisi bacaklarıma vuran kas ağrılarıydı"
Antibiyotik tedavisinin de uygulandığını vurgulayan Sondan Durukanoğlu Feyiz, nedenini şöyle anlattı:
"Hastaneye yatırılır yatırılmaz bütün hastalar tek kişilik odalara yerleştiriliyor. Biz şanslıydık, erken hastalardandık, tek kişilik odalardaydık. Sıtma ilacı sabah akşam, antibiyotik sabah öğle akşam damardan.
İki sebebi var antibiyotik vermelerinin, vücut viral enfeksiyonla savaşırken vücutta bakteriyel enfeksiyon çıkmasını istemiyor doktorlar. Sadece önleyici amaçla bu veriliyor. Benim esas ayırt edici belirtisi bacaklarıma vuran kas ağrılarıydı, uyutmuyordu beni gece. Ben bu sıtma ilacını alana kadar bu ağrılardan kurtulamadım. 3. günün sonunda benim kas ağrılarım da geçti."
"Eşim de ben de ikimizde hafif geçirdik"
5. günün sonunda kendisinde hiçbir belirti kalmadığını, eşiyle beraber koronavirüsü çok hafif atlattıklarını belirten Feyiz, şöyle konuştu:
"Protokol şudur, hastaya arka arkaya 24 saat arayla korona testi yapılmalı, negaitf çıkarsa her ikisinin de taburcu edilir. Bende 5. günden sonra hiçbir belirti kalmadı, hiç nefes darlığım olmadı. Doktorlar bana şunu söyledi, 'Hocam sizi evinize gönderiyoruz.'
Eşim de ben de ikimizde hafif geçirdik. Bendeki semptomlar eşimde yoktu. Bizim en büyük korkumuz solunum güçlüğü olan hastalar risk grubunda. Çok endişelendik eşim için. Şükürler olsun, çok hafif atlattı, taburcu oldu."
"Yaşamak çok güzel bir şey, bunu herkes ne olur bilsin"
Feyiz'in gençlerin evden çıkmaması gerektiğini,
Bir kere kendimi çok mutlu hissediyorum. Yaşamak çok güzel bir şey, bunu herkes ne olur bilsin. Bu bir noktaya kadar da bizim elimizde. Bu virüsün vücuda girmesini önlemek zorundayız. Bu da yüzde yüz izolasyon demektir. Gençlere mesajım var ama gençler çıkmasın, yaşlılar, orta yaşlılar çıksın diye bir mesaj asla vermek istemiyorum. Ben 13 günümü 20 metrekarelik bir odaya sığdırdıysam tüm hayatımı, ailemden, sevdiklerimden uzak, bu yuvada aileyle beraber olmanın değerini bilsinler.
14ºC
Ankara
