Bakan Varank, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından "Girişimcilik" temasıyla düzenlenen "Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu"na (IBPF) video konferans yöntemiyle katıldı.
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 milyar liralık KOSGEB Hızlı Destek Programı'nı kamuoyu ile paylaştığına dikkati çekerek, bu program ile teknoloji tabanlı start-up'lar ile yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınından etkilenen ve imalat sektöründe faaliyet gösteren mikro ve küçük ölçekli işletmelere faizsiz ve 3 yıl geri ödemesiz kredi desteği sağlayacaklarını belirtti.
Bu kapsamda, mikro işletmelerin 30 bin, küçük işletmelerin ise 75 bin liraya kadar finansmana hızlı bir şekilde erişebileceğinin altını çizen Varank, "Başvurular pazartesi gününden itibaren e-Devlet aracılığıyla yapılabilecek. Bütün işletmelerimizi, girişimcilerimizi başvurmaya davet ediyorum." dedi.
Varank, girişimcilere ve KOBİ'lere farklı kurumlar aracılığıyla sunulan diğer birçok desteğin de söz konusu olduğunu dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
"Bu durum bazen girişimcilerin kafasını da karıştırmıyor değil. Bu doğrultuda tüm devlet desteklerinin içerik ve bilgilerine tek bir platformdan erişme imkanı sağlayan 'www.yatirimadestek.gov.tr' internet sayfasını Bakanlık olarak hayata geçirdik. Girişimcilerimiz, yatırımcılarımız platform içerisinde yer alan teşvik robotunu kullanılarak tüm destekler hakkında bilgi sahibi olabilir ve sağlanan avantajları görebilir, buna göre devletimizin kendilerine sunduğu cazip teşviklere başvurabilirler."
"Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi'ni bu ay içerisinde açıklamayı planlıyoruz"
Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkilemeye devam ettiğine dikkati çeken Varank, kısıtlamaların, sosyal mesafe uygulamalarının birçok alanda iş yapma usullerinde köklü değişimlere yol açtığını vurguladı.
Yenilikçi ve teknolojik girişimciliğin her zamankinden daha fazla önem kazandığını ifade eden Varank, salgından çok önce, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nin 5 ana bileşeninden birini "girişimcilik" olarak belirlediklerini hatırlattı.
Varank, girişimcilik ekosisteminin etkinliğinin artırılması, teknoloji tedarikçisi girişimlerin güçlendirilmesinin stratejideki en önemli başlıklardan olduğuna işaret ederek, "Bu alanda temel yol haritamız olacak Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi ve Eylem Planı'nı da bu ay içerisinde kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Girişimciliği ve buna bağlı olarak kritik teknolojilerdeki yerliliği geliştirmek için çok önemli destekler verdiklerini ifade eden Bakan Varank, "Ar-Ge, Ür-Ge, ticarileşme, yatırım ve üretim süreçlerinin tamamını kapsayan destekleri bir paket halinde sunuyoruz. Verdiğimiz bu desteklerde teknoloji tabanlı girişimlerle üretim tecrübesi bulunan firmaları iş birliğine teşvik ediyoruz. Böylelikle sanayimizde topyekun bir teknolojik dönüşümün gerçekleşmesini hedefliyoruz." dedi.
Varank, teknoparklarda bugün itibarıyla 68 bin 500 kişinin istihdam edildiğine, 6 bin 543 firmanın faaliyet gösterdiğine dikkati çekerek, "Hali hazırda da 11 bine yakın Ar-Ge projesi yürütüyorlar. Teknopark firmalarımızın yurt içi satış hacimleri 123 milyar liraya, ihracatları ise 5,8 milyar dolara ulaştı. Göğsümüzü kabartan birçok başarı hikayesine de imza atıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Risk sermayesi fonları, girişim ekosistemi için hayati öneme sahip"
Bakan Varank, yenilikçi girişimciliğin geliştirilmesinde en temel ihtiyaçlardan birinin finansmana erişim olduğuna işaret ederek, risk sermayesi fonlarının, girişim ekosistemi için hayati öneme sahip olduğunu, bu kapsamda, gerek kendi kurdukları gerekse destek sağladıkları fonlarla bu kaynakların büyütülmesi için çalıştıklarını, bu amaçla hayata geçirdikleri uygulamaların başında "TechInvesTR" geldiğini söyledi.
Varank, TÜBİTAK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı iş birliğinde "fonların fonu" mekanizması kurgulandığını belirterek, "Türkiye'de yatırım yapacak 5 girişim sermayesi fonuna katkıda bulunarak 1 milyar lirayı aşan bir fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz." dedi.
Bakanlık olarak kaynak aktardıkları 2 yeni fonu hayata geçirdiklerini dile getiren Varank, "Bunlardan ilki Kalkınma ve Yatırım Bankası iş birliği ile oluşturduğumuz Bölgesel Kalkınma Fonu. 400 milyon lira kaynak aktarmayı planladığımız bu fon ile özellikle bölgesel gelişime katkı yapacak girişimlerin büyümesine destek olacağız. Diğeri ise teknoloji ekosisteminin ihtiyacını gidermek üzere kurduğumuz Teknoloji ve İnovasyon Fonu. 350 milyon lira kaynak aktaracağımız Fon, Turcorn adayı start-uplara doğrudan yatırım yapacak. Son olarak, 100 milyon liralık bir diğer fonu da Bilişim Vadisi öncülüğünde katılım bankaları ile birlikte hayata geçirdik." diye konuştu.
Varank, KOSGEB, kalkınma ajansları ve TÜBİTAK üzerinden girişimcilere sağladıkları birçok avantaj olduğunu belirterek, "Kalkınma ajansları bugüne kadar girişimcilik temalı 358 projeye 110 milyon liralık destek sağladı." ifadesini kullandı.
KOSGEB'in eğitimlerini tamamlayarak destek başvurusunda bulunan yaklaşık 110 bin girişimciye 3,5 milyar lira destek sağladıklarının altını çizen Varank, "Bunun yanında 15 bin girişimciye de 700 milyon liraya yakın işletme kredisi kullandırdık. Benzer şekilde TÜBİTAK da teknoloji ve yenilik destekleri kapsamında 2002 yılından bu yana 20 bine yakın projeye 15 milyar liranın üzerinde destek verdi." dedi.
"Rektörümüz, Boğaziçi Üniversitesini çok daha iyi bir seviyeye taşıyacak"
Neredeyse çeyrek asrı geride bırakan Boğaziçi Yöneticiler Vakfının, kurulduğu günden bugüne aidiyet ve medeniyet bilincine sahip gençlerin yetişmesinde öncü bir rol üstlendiğine dikkati çeken Varank, "Vakfımızın neşet ettiği ülkemizin en güzide yükseköğretim kuruluşlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesinin kısır çekişmelere malzeme edilmesi gerçekten hepimizi üzüyor. Anayasaya ve kanuna uygun şekilde gerçekleştirilen bir atamaya verilen gerekçesiz tepkiler uzun süre ülke gündemini zehirledi." diye konuştu.
Halen bu gündemi sıcak tutmaya çalışanlar olduğunu belirten Varank, şöyle devam etti:
"Kendileri de gayet iyi biliyorlar ki üniversite rektörlerinin sandık kurup oylamayla seçilmesi diye bir uygulama dünyada yok. Bu devlet üniversitelerinde de böyle vakıf üniversitelerinde de böyle. Acaba aynı akademisyenler bir vakıf üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor olsalar, mütevelli heyetinin belirlediği rektöre aynı tepkiyi verebilirler mi? Cevabı herkesin malumu. Hatta biliyorsunuz dünyanın en saygın üniversitelerinde genelde rektörlerin üniversite dışından seçilmesi tercih edilir. Kamu üniversitelerinde rektör seçimi diye yapılan zaten herkesin de katılamadığı uygulamalar, ideolojik kamplaşmalara sebep olmaktan, üniversiteleri tek tipçi anlayışlara mahkum etmekten öteye gitmiyor. Biz bunu eski sistemde bizatihi test ettik. Bilimde yarışmasını beklediğimiz akademisyenlerimiz, yöneticilik yarışına girip, hizipçilik yapıyorlardı. Üniversitelerdeki kadrolar akademik liyakate göre değil bir sonraki seçimde verilecek oylara göre dağıtılıyordu. Artık bu devir kapandı. Ben inanıyorum ki Rektörümüz, Boğaziçi Üniversitesini çok daha iyi bir seviyeye taşıyacak ve çok kıymetli hizmetler verecek."
"Genç arkadaşlarıma çağrıda bulunmak istiyorum"
Bakan Varank, 2021 yılını salgınla mücadeleyi kazandıkları ve Türkiye'nin orta vadede istikrarlı büyüme dönemine girdiği bir yıl olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Ekonominin salgın sonrası yeni dönemde rekabet gücünü artırmanın ve sanayinin teknolojik dönüşümünü sağlamanın temel öncelikleri olduğunu dile getiren Varank, şunları kaydetti:
"AB pazarına yakınlığımız ve pandemi döneminde ortaya koyduğumuz üretim performansı ile uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi oldukça artmış durumda. Biz de bu ilgiden azami fayda sağlamak için yenilikçi ve teknolojik girişimlerimizin gelişimine yoğunlaşmış politikalar uyguluyoruz. Genç arkadaşlarıma buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum, ümitvar olun, ülkenize güvenin, yenilikçi fikirlerinizi hayata geçirmekte cesur olun. Biz her türlü imkanı sizlere sunmaya hazırız."