FETÖ'nün darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık Süleyman Pehlivan ve avukatı katıldı.
Örgütün talimatıyla 2010'da Yargıtay üyeliğine seçildiği, FETÖ toplantılarına katıldığı, ByLock kullandığı, ankesörlü telefonla arandığı belirtilen Pehlivan, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Balyoz soruşturmasında koordinatör savcı olarak görevlendirildiğini, birkaç ay sonra kendisinin yerine Mehmet Ergül'ün koordinatör savcı yapıldığını anlatan Pehlivan, soruşturmanın "plan" adı altında yapılan bir darbe çalışmasıyla ilgili olduğunu ileri sürdü.
Dosyadaki bilirkişi raporları, tanık beyanları ve ses kayıt çözümlerinden eylemin bir darbe çalışması olduğu düşünülerek kamu davası açıldığını savunan Pehlivan, bu dava açılırken sadece dijital delillere dayanılmadığını iddia etti.
Sanık Pehlivan, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve ses kayıt çözümlerinin, plan semineri adı altında bir darbe çalışması yapıldığını gösterdiğini öne sürdü.
Pehlivan, Balyoz soruşturması kapsamındaki tüm karar ve yapılan işlemlerin yargısal takdir yetkisi kapsamında kaldığını iddia etti.
Ali Tatar'ın intiharı
Kamuoyunda "FETÖ'nün kumpas davaları" olarak bilinen Amirallere Suikast ve Balyoz soruşturmalarında görev yapan, Amirallere Suikast soruşturmasında hakkında ikinci kez yakalama karara verdiği Yarbay Ali Tatar'ın intiharına yol açmakla da suçlanan Pehlivan, bu soruşturma hakkında da konuştu.
Karamürsel ilçesinde patlayıcı madde ele geçirilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ali Tatar'ın da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler hakkında soruşturma yapıldığını anlatan Pehlivan, bu kişilerden bazılarının tutuklandığını, bazılarının ise serbest bırakıldığını ifade etti.
Serbest bırakılan kişilerle ilgili itirazda bulunduğunu kaydeden Pehlivan, serbest bırakılmaya karşı itirazın savcıların görevi olduğunu, bu işlemlerde hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığını öne sürdü.
Tamamen yargı yetkisini kullanmaktan kaynaklanan iş ve işlemleri nedeniyle suçlandığını ileri süren Pehlivan, ByLock kullandığı, ankesörlü telefonla arandığı, örgütün sivil imamlarıyla baz çakışması bulunduğu şeklindeki tespitleri de kabul etmedi.
Süleyman Pehlivan, tutuklu bulunduğu süre göz önüne alınarak tahliyesi ve beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı kararı, heyete başkanlık eden Daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ okudu.
Kararda, Pehlivan'ın, "FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "örgüt içindeki faaliyetleri, kastının yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildiği kaydedildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın duruşmalarda pişmanlığının gözlemlenmemesi nedeniyle cezasında herhangi bir takdiri indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve Pehlivan hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Yarbay Ali Tatar'ın intiharıyla gündeme gelmişti
Mütalaada, "FETÖ'nün kumpas soruşturmaları" olarak bilinen soruşturmalarda etkin rol alan sanığın, FETÖ'nün deşifre olmasını engellemek, örgüt mensupları hakkındaki soruşturmaların sonuçsuz kalmasını sağlamak için faaliyet yürüttüğü belirtilmişti.
Süleyman Pehlivan, İstanbul'da özel yetkili savcı olarak görev yaptığı 2009 yılında "Amirallere Suikast Soruşturması"nı yürüttüğü sırada, Yarbay Ali Tatar'ın gözaltına alınması istemiyle gündeme gelmişti.
Yarbay Tatar, savcıya ifade vermesinin ardından mahkemece tutuklanmış, üst mahkemeye başvurması üzerine 9 gün cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Bu gelişme üzerine savcı Pehlivan'ın itirazıyla hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarılan Tatar, cezaevine gitmeden intihar etmişti.
Pehlivan, 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçilmişti.
Kaynak: AA