Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları değerlendirdi.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, liselere geçişte 2 Haziran'da yapılacak merkezi sınav için şu ana kadar kaç öğrencinin başvurduğu, 126 bin 510 olarak açıklanan merkezi sınav kontenjanının başvurular ile orantılı olup olmadığına yönelik soruya karşılık, şunları kaydetti:
"2 Haziran'da yapacağımız sınava başvuruyu başlattık. Bugün de saat 18.00'a kadar başvurular yapılacak. Şu ana kadar, 1 milyon 175 binin üzerinde öğrencimiz var, başvuru 996 bin. Çok büyük bir oran. Aslına bakarsanız biz de bunu bekliyorduk. Beklediğimizin dışında bir şey değil.
"Hem velilerin tercihi hem de geçmiş TEOG uygulamaları dikkate alındı"
TEOG kaldırıldıktan sonra sorulan soru şuydu, 'Hakkari'deki bir çocuğa fırsat eşitliği sağlayacak mısınız?' Nedir fırsat eşitliği, mesela Kabataş Lisesi'ne, İstanbul Lisesi'ne, Ankara Fen Lisesi'ne girebilme. En çok sorulan buydu, 'TEOG sistemiyle bu çocuklar pekala iyi bir puan alırlarsa oraya girebilirler. Siz bunu kaldırınca bu çocukların önünü kapatmış olmuyor musunuz?' diye soruluyordu. Hayır. Hakkari'deki kardeşim, evladım, öğrencim, eğer o okulları, sınavla alan okullar, özel bir proje uygulayan okullar, dolayısıyla bu okullara da pekala girebilme imkanını tanıyacağız."
Söz konusu okullar arasında yüzde 10 gibi bir kontenjan oluşturduklarına işaret eden Yılmaz, "Yani toplam 1 milyon 200 bin öğrencimiz varsa, 120 bine yakın öğrencimizi bu sınavla alan okullara yönlendirelim diye. Birinci husus bu. Peki bu yüzde 10'un içini nasıl doldurduk? Hem velilerin tercihi hem de geçmiş TEOG uygulamaları da dikkate alındı." dedi.
Son 5 yıl incelendiğinde velilerin en büyük tercihinin yüzde 60'ın üzerinde Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı okullar olduğunu aktaran Yılmaz, bu okulların Fen Liseleri, Sosyal Bilimler ve Proje Okullarını kapsadığını söyledi.
Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okulların tercihinin de yüzde 15, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı İmam Hatip Liseleri'nin oranının da yüzde 23 olduğunu belirten Yılmaz, tüm bu oranları dikkate alarak yüzde 10'un içerisindeki okulları oluşturduklarını bildirdi.
"TEOG'da herkesin sınava girmesi zorunluydu"
Bakan Yılmaz, bu sistemle fırsat eşitliğinin sağlanacağına inandığının altını çizerek, "TEOG kalktı mı, kesinlikle TEOG kalktı. Nedir farkı? TEOG'da herkesin sınava girmesi zorunluydu. Bakın diyoruz ki burası eviniz, evinizin yanında okul var, penceresinden bakıyorsunuz, okulunuzu görüyorsunuz ama evladınızı gönderemiyorsunuz. Niçin gönderemiyorsunuz, çünkü her okulu sınavla girilen okullar haline getirmişsiniz ve evinizin yanındaki okula giremiyorsunuz." diye konuştu.
Bunun doğru olmadığını, çocuklarda ilave bir kaygıya yol açtığını, sınav sonuçlarına göre yerleştirmenin servis sayısını arttırdığını ve öğrencilerin bazen evlerinden kilometrelerce gitmek zorunda kaldığını belirten Yılmaz, 10. Kalkınma Planı'nda da konulan hedefler arasında da her çocuğun kendi muhitinde eğitim almasının sağlanacağına ilişkin önlemin de bulunduğunu ifade etti.
Yılmaz, bu hedefi gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, bu yıl sınava girmeden evinin yakınındaki okula gitmek isteyen öğrencilere bu imkanın tanınacağını söyledi.
"Bu sistem, TEOG'dan farklı"
Merkezi sınava bütün öğrencilerin girdiğini belirten Yılmaz, kendi dönemlerinde isteseler de belli şartları taşımayanların sınavlara giremediğini anlattı.
Başarının birebir sınav sonucuyla ölçülmediğini vurgulayan Yılmaz, "Esas gayemiz, evlatlarımızı hayata hazırlamaktır. Bu sistem, TEOG'dan farklıdır. Bu sistem, çok daha iyidir. Her geçen süreç, bu sistemin daha doğru olduğunu gösterecektir. Bu sistemin daha doğru olduğu ne zaman anlaşılacaktır? Yüzde 90'lık bölümde kalan yani sınavsız öğrenci alan okullardan mezun olanların da diğer o sınavla öğrenci alan okullardaki öğrenciyle aynı başarıyı yakaladığını gösterdiğimizde. Bu mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
Sınavlı ve sınavsız girilen okullar arasında eğitimde bir fark olmayacağının altını çizen Yılmaz, ağırlığı ve önceliği yüzde 90'lık bölümde kalan sınavsız öğrenci alan okullara vereceklerini bildirdi.
"5 okul seçebilme imkanı tanıyacağız"
Haziran ayında tercih ve yerleştirme kılavuzu yayınlayacaklarını açıklayan Yılmaz, "126 binin üzerinde öğrenci sınavla öğrenci alan okullara yerleşecek. Geriye kalan 1 milyona yakın öğrenci de kendi muhitindeki okullara yerleşecek." diye konuştu.
Öğrencilerin tercihini alan nitelikli okulların varlığına işaret eden Yılmaz, "Her öğrencimize 5 okul, farklı türlerde, seçebilme imkanını tanıyacağız. Hiçbir öğrencimizi tercih etmediği bir okula kaydetmek gibi bir yolumuz olmayacak." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, pansiyonda kalmak isteyenler için ayrı bir tercih ekranı oluşturacaklarını söyledi.
İstedikleri tercihler olmazsa öğrencileri muhitindeki okula tercihe yönlendireceklerini dile getiren Yılmaz, her ikisinin de duyurusunu aynı anda yapacaklarını açıkladı.
Zorunlu eğitimin olduğunu anımsatan Yılmaz, hiçbir tercihte bulunmasa da öğrencilerin okula kaydının olacağına dikkati çekti.
Yönlendirmede bulunarak, öğrencilerin en doğru tercihi yapmasını sağlayacaklarını belirten Bakan Yılmaz, "Hiç kimsenin kaygılanmasını, 'ne olacak' diye gereksiz bir atmosfere girmesini istemiyoruz." dedi.
"Proje okulu olup da listeye alınmayan bir okul yok"
TEOG sisteminin kaldırılmasından sonra "taşınmalar başlayacak" şeklinde eleştiriler olduğunu anımsatan Yılmaz, ilkokullar ve ortaokullarda adrese dayalı kayıt yaptıklarını söyledi.
Yılmaz, "Çocuğumu bu okula kaydettireceğim, onun için buraya taşınıyorum" diyenlerin olabileceğini ama bunun geneli ifade etmeyeceğini vurguladı.
Sınavla girilecek okulların nasıl seçildiğine yönelik sorular yöneltildiğini aktaran Yılmaz, "Eğer bir yerde fen liseleri, sosyal bilimler, proje okulları varsa bunları bu sistemin içine aldık. Sorumuz şu, proje okulu olup da listeye alınmayan bir okul var mı? Hayır. Fen liseleri, sosyal bilimler liselerinin hepsini aldık. Geçen yıl proje okulu olanların hepsini aldık. Hatta komisyon marifetiyle ilave proje okulların sayısını da artırdık, yüzde 10 kriterini karşılayabilmek için." değerlendirmesini yaptı.
Hiç kimsenin "Benim evladımın gittiği geçen yıl proje okuluydu, bu yıl değil" diyemeyeceğini ifade eden Yılmaz, illerde ve ilçelerde açılan birden fazla fen lisesi nedeniyle yüzde 10'un aşıldığını söyledi.
Bu yüzde 10'un aşıldığı yerlerde bazı köklü okulların listeye giremediğini açıklayan Yılmaz, bütün eksikliklerinin farkına vararak daha iyi bir eğitimi vereceklerini dile getirdi.
"Solomon Adası yerlileri" benzetmesi
"Merkezi yerleştirme sınavıyla öğrenci alan 1366 okulun dışındaki 64 bin okulu karalama, gölgede bırakma gibi bir yaklaşımın" olduğunu belirten İsmet Yılmaz, bu yaklaşımda bulunanları Solomon Adası yerlilerine benzetti.
Solomon Adası yerlilerinin bir alanı tarıma açmak için, o alan içindeki ağacı kesmek yerine etrafında toplanıp kötü söz söyleyerek ağacı kuruttuklarını anlatan Yılmaz, "Türk eğitim sistemi kötüye gitse ne kazanacaksın" sorusunu yöneltti.
"Solomon Adası yerlileri gibi yok olması için negatif unsurlar konuşursanız, oradan bir başarı beklenemez." ifadelerini kullanan Yılmaz, milletin mayasında, özünde binlerce yılın kültüründen gelen bir birikim olduğunun altını çizdi.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, "Hiç şüpheniz olmasın, bu aziz milletin evlatlarının gideceği 64 bin okuldaki öğrenciler, diğer sınavla girilen 1366 okula giden öğrenciler kadar başarılı olacaktır." dedi.
Nitelikli mühendis yetiştirme amacıyla yola çıkıyoruz
Bakan Yılmaz, iktidarları döneminde en başarılı oldukları alanlar arasında okul öncesi eğitim ile mesleki eğitimin yer aldığını belirtti.
Yılmaz, "Anadolu meslek ve teknik liselerimiz var. Anadolu meslek lisesi programı uygulayanlar bir de Anadolu teknik programı uygulayan liseler var. Bu 449 okulun içinde 26 tematik, 423 teknik program uygulayan okul var. Burada nitelikli mühendis yetiştirme amacıyla yola çıkıyoruz. Fen liselerinde uyguladığımız programı uygulayacağız." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Biz meslek liselerinin yönetimini sektöre bırakacağız, sektörle beraber yapacağız." sözlerini hatırlatan Yılmaz, "Bunu söyledi ama biz bunu yaptık. 13 okulumuzu Gaziantep Sanayi ve Ticaret Odasına devrettik. Ortak yönetiyoruz yani." dedi.
Yılmaz, üreten kesimde talebi olmayan alanları kapattıklarını belirterek, aranan elemanlar hangi alanlardaysa o bölümlerin açıldığını, yönetimin de sektörle yapıldığını kaydetti.
Nitelikli mühendis yetiştirmek amacıyla yola çıktıkları bu süreçte, teknik liselerin fen lisesi programı, stajlar ve sektörle beraber güncellendiğini vurgulayan Yılmaz, "Meslek liselerini bitirenlere teknisyen unvanı veriyoruz. Bunların yüzde 86'sı endüstri ve üretimle ilgili. Yüzde 8 gibi bir oranı hizmet alanı yani turizm. Yüzde 1-2 gibi bir alanı da muhasebe ve finansla ilgili. İnşallah bu okullarımız daha çok faaliyete girdiğinde Türkiye'nin iş hayatı da verimliliği de üretimi de çok daha artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Sayıyı artırırsak kaliteden fedakarlık yapmış oluruz"
Adrese dayalı yerleştirme sisteminde hangi kriterlerin sırasıyla uygulanacağına ilişkin soru üzerine Yılmaz, öğrencilerin tercih etmediği hiçbir okula gönderilmeyeceğini bildirdi.
Bakan Yılmaz, "Diyelim ki aynı apartmanda oturan iki öğrenci var. Evinin yanındaki okulunda belli bir kontenjanı var. Sayıyı artırırsak bu sefer de kaliteden belli fedakarlık yapmış oluruz. Biz de bunu istemiyoruz." ifadesini kullandı.
Yerleştirme sisteminde ortaokul başarı puanına da bakılacağını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yaşı küçük olana bakılacak. 6, 7, ve 8'inci sınıflardaki yıl sonu başarı puanına bakılacak. Okula devamsızlığı daha az yapan öğrenci hemen evinin yanındaki bir okul var, bir kontenjan kaldı. Aynı apartmanda oturandan hangisi katılacak diyerekten bütün kriterler açık mı? Yaşı küçük olanı tercih edeceğiz. Bütün kriterleri eşit ama o zaman diyeceğiz ki orta öğretim başarı puanı daha iyi olanı tercih edeceğiz. Gereken bütün yeterli seçimi yapacak kriterlerimiz var. Ortaokulda hangi okulda okuduğunu da dikkate almakta kriterlerden birisi olacak. Hiçbir hak mağduriyetine vermeyeceğiz. Hiçbir öğrencimiz 'aynı kriterlere sahiptik ama ben gidemedim' demeyecektir. Eğer bir arkadaşı gitmişse mutlaka bir gerekçesi vardır. Kendisinden bir gün daha fazla okula devam etmiştir. Bunların tam detayını haziran ayında tercih ve yerleştirme kılavuzu yayımlayacağız. Orada bütün evlatlarımız, öğrencilerimiz, velilerimiz bunları görecek. Hiç kimse tercih etmediği okula gitmeyecek."
"Hiç kimseyi istemediği bir okula yönlendirmeyeceğiz"
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, bazı yerleşim yerlerinde imam hatip lisesi haricinde hiç okul olmadığı eleştirilerinin hatırlatılması üzerine ise velilerin çocuklarını "evinin yanında" diye imam hatibe gönderme zorunluluğunun bulunmadığını ve öğrencilerin tercih etmediği hiçbir okula gitmeyeceğini söyledi.
Şu anki bir durumdan daha kötü bir durumun söz konusu olmadığını aktaran Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İkili eğitimi ortadan kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz. Her gün yeni bir okul yapıyoruz ki bir önceki yıldan daha iyi olalım diye. Dün olmayan okullar bugün olacak. Dün gidemediği okula bu yıl gidebilecek. Hiç kimseyi istemediği bir okula yönlendirmeyeceğiz. İmam hatip isteyen illerimiz de var. Çok net söylüyorum. Mustafa Şentop, Anayasa Komisyonu Başkanımız... Oğlunu imam hatibe gönderiyor. Sanki böyle istenmeyen, talep edilmeyen bir okul gibi birileri tarafından sunulmasının da doğru olmadığını düşünüyorum. İmam hatip liselerine boş kaldı diyen var mı? Yok. Meslek liselerini açıyoruz. Talebe göre millet bize neyi söylerse biz onu yaparız. Demokratik sistem milletin taleplerine kulak vermektir. Bizim de yaptığımız budur."
Kaynak: AA