Çin’de başlayan ve her geçen gün başka bir ülkede görülen koronavirüs, Türkiye sınırlarına da geldi. İran’da yaşananlar Türkiye’deki virüs korkusunu daha da tetiklerken, maske fiyatları da son günlerde hızla arttı.
Farkındalık da artıyor
Son dönemde sınır kapılarında ve hava limanlarında denetim ve önlemlerini en üst seviyeye çıkaran Türkiye, ülke içinde de önemli adımlar atıyor. Toplumsal farkındalığın artması amacıyla yapılan yayınları, bazı hastanelerin tamamen krizle mücadeleye ayrılması, dünya genelindeki en iyi koronavirüs tespit kitlerinden birinin hızlıca bulunması ve kamu kurumlarında çalışanlara eğitimler verilmesi gibi süreçler takip etti.
Bu dönemde dünyanın en büyük maske üreticisi Çin’de üretimlerin durması, alternatif pazar olan ülkelerde de virüsün görülmesi ve bu nedenle üretimin askıya alınması gözleri farklı ülkelere çevirdi.
Maske olan her ülkeden çok yüksek fiyatlarla ürün alan Çin, Türkiye gibi ülkelerde maske üretimi dışında işler yapanların da iştahını kabarttı. Kısa bir sürede piyasaya giren bazı firmalar, aracılık yaparak bu krizi fırsata çevirmek istedi.
Maske fiyatları 20 kat yükseldi
Sektör temsilcilerinin ‘Medikal ürün satanlar, iş güvenliği firmaları, hatta müteahhitler bile bir anda maske satış işine girdi. Ne olduğunu biz de anlamadık’ diye tarif ettiği süreç, Türkiye içindeki maske fiyatlarını da bir anda neredeyse 20 kat artırdı.
İnternet üzerinden satış yapan bazı platformlarda geçen hafta 20 lira seviyesinde olan maskeler, İran’daki krizin ardından karaborsaya düştü ve kimi satıcılar aynı ürünü 450 liradan satışa sundu.
Dolandırıcılar türedi
Çin’den gelen talep ve fiyatların yükselmesi, sektörde dolandırıcıların türemesini de beraberinde getirdi. Bu dönemde Çin’deki firmalarla iletişime geçip, maske göndermek üzere anlaşma yapan kimi dolandırıcılar, ürünleri teslim etmeden ortadan kayboldu.
Yine benzer bir şekilde virüsten korunmak isteyen kişilere merdiven altında üretilen ve sektör temsilcilerinin ‘Yüzünüze tülbent taksanız daha çok korunursunuz’ diye eleştirdiği maskeler çoğalmaya başladı.
Virüsün ilk dönemlerinde hemen her sektörde üretimi durdurmak zorunda kalan Çin, aradan geçen sürede yavaş yavaş üretime yeniden başladı. Ancak bu kez de virüs Çin’in dışına yayıldı ve yine maskeler için ciddi bir talep oldu.
Vatandaş yanlış maskeye yüklenirse süreç krize dönüşür
Türkiye’nin en büyük maske üreticilerinden biri olan ve ürünlerini iç piyasasının yanı sıra 20 ülkeye ihraç eden MFA Maske Genel Müdürü Fatih Furtun da sürecin çok iyi yönetilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Maskelerin tıbbi-cerrahi maske ve FFP2 – FFP3 tarzı olmak üzere ikiye ayrıldığına işaret eden Furtun, vatandaşların hangi maskeyi kullanmaları gerektiği konusunda doğru seçim yapamadıkları takdirde sürecin krize dönüşebileceğini söyledi.
Furtun, “Bu alan Türkiye’nin yüzde 90 ithalat yaptığı bir sektör” diyerek, “Üretim de kapasite de sınırlı. Eğer vatandaşlar tıbbi-cerrahi maskeyi tercih ederse bu işin sonu gelmez. Çünkü bu tip maskeleri doğrudan virüsle iç içe olan, risk altındaki kişiler kullanmalı. Maskedeki filtreleri ithal ediyoruz. Talepler de çok arttı. Bu nedenle fiyatlarda üreticiler olarak bizler de cüzi bir artış yaptık. Ancak son zamanlarda maske fiyatların aşırı yükselmesi kesinlikle olağan değil. Böyle fahiş rakamların üreticilerle ilgisi yok” şeklinde konuştu.
Maskeyle virüsü eve taşıma riskiniz var
Bazı tüketicilerin ‘en iyi koruyanı en pahalısıdır’ algısıyla hareket ederek, tıbbi-cerrahi maskeleri tercih ettiğini belirten Furtun, şöyle devam etti:
“Maskenin filtresi virüsü tutuyor. Yok etmiyor. O tür maskeleri kullanır, çıkarınca imha edersiniz. Ama bunu vatandaş bilmez. Diyelim ki korudu maske ve virüs filtrede kaldı. Eve geldiğinizde maskeyi çıkarıp kenara koyduğunuzda aslında virüsü evinize de taşımış olacaksınız."