Puslu 5.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 18.03.2022 22:23

Mavi Vatan'ın kilidi: Boğazlar

İki kıtayı birbirine bağlayan su yolu, bugüne kadar ticaretin de ana güzergahıydı. Uğrunda savaşlar yapılan ve şimdi Türk ordusunun koruması altında olan boğazların stratejik önemi haberimizde...

okuma süresi
Okuma süresi

Bir deniz iki boğaz, uğruna savaşlar verilen binlerce yıllık ticaret güzergahı. İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara Denizi’nden oluşan Türk Boğazlar Sistemi...

Birinci Dünya Savaşı’nda, üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu yarımadasının en kritik noktası boğazlardı. Öncesinde İtilaf Devletler’ine karşı kapatılan boğazlar, Rus Çarlığı’nın yıkılmasını hızlandırdı.

"Osmanlı’nın savaş dışına itilmesi öngörülmüştü"

Emekli Tümamiral Dr. Deniz Kutluk, İtilaf Devletleri'nin savaşa dair öngörülerini şöyle anlattı:

“İtilaf Devletleri arasında Boğaz'ın bir an evvel ele geçirip başkent İstanbul'a ulaşılması ve İstanbul alınarak Osmanlı’nın savaş dışına itilmesi öngörülmüştü. Bu öngörü, Boğaz'da 102 parça gemiyle karadan bir hareket yapmadan Boğaz’ı zorlama ve geçmek düşüncesini doğurdu."

İngiltere ve Fransa 18 Mart 1915'de Çanakkale'de beklemedikleri bir direnişle karşılaştı. Türk milletinin varoluş destanı Çanakkale Boğazı'nda yazıldı.

30 kilometrelik bir alan askersizleştirildi 

Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan zafer Lozan'da taçlandırıldı ve 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'de imza altına alındı. Ancak Türk boğazları ve çevresinde Türkiye'nin egemenlik hakkı kısıtlandı.

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Kaya, antlaşmanın detaylarını anlattı:

"Lozan antlaşması ile beraber boğazların bir uluslararası komisyon tarafından yönetilmesi kararlaştırıldı. Yaklaşık 30 kilometrelik bir alan askersizleştirildi ve Türkiye, kolluk kuvvetleri dışında bir kuvvet bulunduramaz hale geldi."

Bölgenin nasıl savunulacağı sorusu cevapsız kalmıştı. Türkiye'nin istediği çözüm 1936 yılına bırakıldı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Uluslararası Boğazlar Komisyon’u yürürlükten kalktı

Boğazlarda yeniden Türk hakimiyetini sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Lozan'dan yaklaşık 13 yıl sonra yine İsviçre'de imza altına alındı. Sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyon’u yürürlükten kalktı.

Montrö boğazlar sözleşmesi ilk kez İkinci Dünya Savaşı'nda test edildi. Soğuk savaş döneminde de Türkiye, Boğazlar Sözleşmesi'ne bağlılığını teyit etti.

80 yılı aşkın süredir yürürlükte

Montrö Boğazlar Sözleşmesi her ne kadar 20 yıl için imza altına alınmış olsa da anlaşmanın maddeleri değiştirilmediği için 80 yılı aşkın süredir hala yürürlükte.

Boğazın ve Montrö'nün günümüzdeki durumuna değinen Dr. Deniz Kutluk, “19'uncu maddenin işletilmesi ile ilk defa işletildiğini düşünebiliriz. Ukrayna Rusya arasındaki savaşta boğaz şuan savaşan tarafların savaş gemilerine kapalı durumda bulunduruluyor. Boğazlar üç değişik madde ile Türkiye'nin taraf olmadığı savaş hali, Türkiye'nin savaşa kendisini yakın hissettiği savaş hali, Türkiye'nin savaşta olduğu savaş hali düzenlemelerine göre farklı kurallarla ama özünde savaş gemilerinin geçişine engel olacak şekilde bir yapıya kavuşturuyor" değerlendirmesinde bulundu.

Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemilerinin Karadeniz'e girişi de şartlara bağlandı. Dr. Deniz Kutluk,  “Gemi sayısı Karadeniz'de kalabilecekleri toplam süre sayısı ve toplam tonaj sayısı gibi sınırlamalara sahip bu yüzden de Karadeniz kıyıdaşlarının Karadeniz dışından gelecek gerginlik yaratıcı unsurlara karşı korunduğunu Montrö Sözleşmesi ile sağlanmış görebiliriz" dedi.

Yılda 50 bin gemi boğazlardan geçiyor

Türk Boğazlar Sistemi, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan tek su yolu olarak stratejik öneme sahip. İki işlek deniz arasındaki tek suyolu. Dünya ticaretinde de yeri farklı. Yıllık ortalama 50 bin gemi Türk boğazlarından geçiyor.

Türkiye, ihracatının yüzde 89'unu denizlerden yapıyor. Yük taşıyan gemilerin yüzde 75'i de Ege rotasını izliyor.

Türkiye barışın ve istikrarın güvencesi

Boğazlar, Karadeniz ülkelerini dünya piyasalarına bağlayan ana ticaret güzergahında. Enerji transferi açısından dünyadaki en önemli 7 düğüm noktasından biri. Asya ile Avrupa'yı birleştiren bu geçit, savunmaya da gayet elverişli.

Türk boğazları mavi vatanın kilidi. Karadeniz’e kıyısı bulunan devletlerin ana giriş-çıkış kapısı. Bu kapının güvenliği Türkiye kadar Karadeniz’e kıyıdaş devletler için de önemli. O yüzden Türkiye barışın ve istikrarın güvencesi.

Tam donanımlı askerler 7 gün 24 saat nöbette

Boğazın güvenli bir geçiş ortamı olmasının her daim kontrol edildiğini söyleyen Dr. Deniz Kutluk, "Hem Karadeniz kıyıdaşları için bir güvenlik sağlıyor. Hem Türkiye Cumhuriyeti'nin egemen hakkını kullanmış oluyoruz, hem de en diğer devletlerin kullanma özgürlüğünü öne çıkardıkları denizlerin serbestçe kullanma ilkesini işler halde tutuyoruz" diye konuştu.

Türkiye, dünyanın sayılı deniz gücüne sahip ülkelerden biri. Tam donanımlı askeri personel de mavi sularda 7 gün 24 saat nöbette. Türk Deniz Kuvvetleri, Türkiye'nin mavi sulardaki egemenlik haklarını korumakta kararlı.

Kamera: Ümit Turan

Sıradaki Haber
Çanakkale Zaferi hakkında doğru bilinen yanlışlar
Yükleniyor lütfen bekleyiniz