Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketi nedeniyle bölgede büyük bir yıkım yaşandı. Evler, iş yerleri, köprüler yıkıldı. Çok sayıda insan sel nedeniyle yerinden oldu.
Felaketin ilk anlarında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı 5. Anajet Üs Komutanlığı'na bağlı 203'üncü Filo yani Melek Filo personelleri hızla bölgeye ulaştı. Mahsur kalan yüzlerce kişiyi çatılardan kurtardı.
Gördükleri manzara, onları bile dehşete düşürdü. Ama tüm zorluklara rağmen canlarını dişlerine taktılar, sayısız hayatı kurtardılar.
Canlarını hiçe saydılar
5. Anajet Üs Komutanı Tuğgeneral Mete Kuş, TRT Haber ekranlarında cansiperane verilen mücadeleyi anlattı.
Bölgeye vardıklarında büyük bir yıkımla karşılaştıklarını söyleyen Tuğgeneral Kuş, "Geçmiş yıllarda yaşanan birçok sel felaketine müdahalede bulunduk, birçok vatandaşımızı kurtardık. Bu da onlar gibi bir görev olarak düşünmüştük ilk gittiğimize ama bölgeye ulaştığımızda cidden çok büyük bir yıkımın olduğunu Ayancık, Babaçay, Bozkurt aynı şekilde çok fazla yıkımın olduğunu gördük" diyor.
Gökyüzünün umut ışığı oldular
Dünyada çok az ülkenin sahip olduğu hareket kabiliyeti olan gece görüşü gözlüğü ile personelin büyük bir mücadele verdiğini anlatan Tuğgeneral Kuş, “O kötü havada helikopteri sabit tutarak gece şartlarında aşağı indik” açıklamasını yaptı.
Arama kurtarma ihtisaslı personelleri de bu mücadeleyi zor şartlarda gerçekleştirdiklerini anlatıyor:
"3-4 sortiyi attığımızda çatılara çıkmaya sürekli yardım istiyorlar kafamı nereye çevirsem her çatıda insan görüyorum. Her seferinde 10-15 kişi artıyordu"
"Biz oradaki insanlar için aslında gökyüzündeki umut ışığıydık. Çünkü biz helikopterimizin iniş farını açıp bölgeye yaklaşıyorduk. Onlar elektriği kesilmiş köyde havada sadece bir ışık görüyorlardı. Sonra o ışıkların içinden bir kurtarmacı. Ve onlara hiç bilmediği hiç tanımadığı bir insanın sarılıp hiç tecrübesi olmadığı bir şey yaşatıp helikoptere doğru götürüyorduk"
"Oradan küçük bir kız çocuğumuzu kurtardık"
Çatılarda çaresizce bekleyenleri bulundukları yerden tahliye etmek hayli zordu. Yaptıkları her hamle, onların hayatını da riske atıyordu. Ama ekip bir an olsun vazgeçmedi. Ölümü göze alarak verilen mücadele, sevinçle son buldu.
"Bizim için belki de o gecenin en zorlu görevi oydu. Oradan küçük bir kız çocuğumuzu kurtardık ailesiyle birlikte. Ama onu alana kadar ekiple o kadar çok uğraş verdik ki. Onu helikoptere çıkardıktan sonraki o korkusu, annesine kavuşturduk"
"Kurtardığımız her kişiyi kendi ailemiz gibi görüyoruz"
Felaket sonrası ilk 36 saat aralıksız kurtarma çalışmalarını sürdüren ekip, sadece yakıt almak için karaya iniyordu. 6 gün boyunca süren çalışmalar, duygu dolu anlara da sahne oldu.
‘Melek Filo’ ekibi kurtarılan her kişiyi kendi ailesinden biri olarak görüyor. Duygu dolu anlar da yaşayan ekip, farklı duygular yaşadığını söylüyor:
"Kurtardığımız her kişi küçüğünden tutun yaşlısına bebeğine kendi çocuğumuzmuş, kendi anne babamızmış gibi görüp de biz bu kurtarmaları yapıyoruz. Böyle olduğunda da ister istemez daha fazla özenli davranmak zorunda kalıyoruz. Elinden tutup da helikoptere aldığınız hissi kesinlikle tarif edilebilecek bir his değil. İçeriye geldikten sonra zaten bir tarafta dualar, bir taraftan teşekkür etmeler. İnanılmaz bir duygu"
Kamera: Musa Toprak
Kurgu: Tuncay Yılmaz