Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretinin sonunda basın mensuplarıyla söyleşi gerçekleştirdi. KKTC ziyaretinden bahseden Erdoğan’ın gündeminde, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in provokatif açıklamaları vardı.
“Türk tarafı barış ve istikrar için çaba gösteren tek taraftır”
Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetini açılım konusunda ortaya koydukları dirayetli duruş ve bu kapsamda aldıkları karar için bir kez daha tebrik etti.
“Maraş açılımı, esasen bir barış projesidir. Buna da böyle bakmak gerekiyor. Tüm adımlar şeffaf bir şekilde uluslararası hukuk temelinde atılmaktadır. Ada’daki iki halkın da yararına olacak bu girişimin kara propagandaya malzeme yapılması da nafiledir. Mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla çıkılan bu yolda, Kıbrıs Türk makamlarını desteklemeye devam edeceğiz. Şunu inanarak söylüyorum; Türk tarafı Ada’da ve bölgede barış ve istikrar için çaba gösteren tek taraftır. Güney’in böyle bir derdi yok. Garantör ülke olarak maalesef Yunanistan’ın böyle bir derdi yok. Yine garantör ülke olarak İngiltere’nin de böyle bir derdi yok. Bunun dışındaki ülkelere baktığımızda, başta ABD olmak üzere onların da böyle bir derdi yok. İşte bugün bizim bu konuşmamızın haberini almış olacaklar ki onlar da hemen Miçotakis’in önderliğinde ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlarla böyle bir toplantıyı düzenlediler. Kim nerede ne yaparsa yapsın, biz bunların karşısında dimdik duracağız.”
Miçotakis'e tepki
Müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanının geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Miçotakis'e de tepki gösterdi.
"Kendisine dedim ki, ‘Bundan sonra üçüncü ülkeyi, dördüncü ülkeyi aramıza koymanın anlamı yok. Senin bir danışmanın var, benim bir danışmanım var. Onlar kendi aralarında görüşmeleri yapsınlar, bize neticeyi getirsinler.’ ‘Mutabık mıyız?’ ‘Mutabıkız.’ Şurada daha bir ay olmadı, bizim buradaki görüşmemizden sonra sen hemen kalk, Amerika’da ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları yanına topla!”
“Olumlu cevap vermediğimiz sürece Güney Kıbrıs’ın NATO’ya girmesi mümkün değil”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin NATO'ya üye olacağı iddialarını da değerlendirdi.
“NATO’nun kendi sözleşmesine baktığımız zaman, burada bizim olumlu bir cevap vermediğimiz sürece bir defa Güney Kıbrıs’ın NATO’ya girmesi mümkün değildir. Bunu Yunanistan için yaptılar ama şu anda böyle bir durum söz konusu olamaz. Çünkü artık Yunanistan’ı NATO’ya üye yaptıkları zamanki gibi bir hükümet yok Türkiye’de. Şimdi biz varız. Biz olduğumuz için de hele hele Güney Kıbrıs’ı asla ve kat’a sokamazlar, alamazlar. Burada Türkiye’yi baypas etmeleri mümkün olmadığına göre, Güney Kıbrıs’ı almaları da mümkün değildir.”
Macron’a YPG tepkisi
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG temsilcileri ile görüşmesine de sert çıktı.
“Macron benimle hem iyi geçinmek istiyor; ‘Artık birbirimize böyle yüklenmeyelim’ diyor. Ama öbür taraftan da aradan birkaç gün geçiyor; işte PKK’nın, YPG’nin bu tür uzantılarıyla el ele adım atıyorlar. Kaldı ki şu anda zaten bunlar koalisyon güçlerinde Amerika ile beraberler. Amerika ile beraber koalisyon güçlerinde beraber oldukları için de oradan sızma hareketiyle özellikle Irak’tan Suriye tarafına geçiyorlar. Suriye tarafına geçmek suretiyle burada teröristlere ciddi manada destekler veriyorlar.”
Muhalefet KKTC’ye davet edildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC tarafının kutlamalara muhalefeti de davet ettiğini söyledi.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından bu ziyarete, bu kutlamaya, örneğin, Oğuzhan Bey davet edildiği gibi Temel Bey de davet edildi. Ama Temel Bey maalesef gelmedi. Aynı şekilde CHP ve İyi Parti genel başkanları da davet edildi. Ama maalesef onlar da gelmedi. Öbür tarafta HDP tabi ki davet edilmedi. Çünkü onların millilik diye bir derdi yok. Öyle sayısal duruma da bakılmadı. Sayın Mustafa Destici de davet edildi. Sağ olsun zaten Cumhur İttifakı olarak da Sayın Devlet Bey ile bu konularda her zaman görüşmemizi yaparız. O da bu tür hassasiyetlere değer veren bir insan olarak bizimle beraber. Burada da yine birlikte olduk, programlarımızı birlikte icra ettik.”
“Yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya yasasıyla ilgili soruları da yanıtladı.
“Büyük Millet Meclisimiz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor; ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor; karşılaştırmalı bir çalışma yaptık. Ekim ayından itibaren bununla ilgili de Meclis’te bir çalışma yürütülecek. Fakat sorun bizim açımızdan çok daha can yakıcı. Çünkü bizdeki muhalefet partisi bu yalan terörünü siyasetinin tek malzemesi yapmış durumda. Dolayısıyla bizdeki durum çok daha ciddi ve demokrasimiz adına çok daha büyük bir tehdit. Daha fazla katlanamayız. Çünkü bu da bir terör. Onun için üzerine gitmemiz lazım.”
Seçim yasası çalışmaları: Mutabakat sağlanmadan karar açıklamayız
Seçim yasası ile ilgili çalışmalardaki son durumu da paylaşan Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın diğer bir ortağı MHP ile yürütülen çalışmaları işaret etti. Mutabakatın sağlanmasının ardından açıklama yapılacağını söyledi.
Kabil Havalimanı'nın güvenliği
Kabil Hamid Karzai Havaalanı ile ilgili yürütülen sürece de dikkat çeken Erdoğan, bölgede Taliban'ın rolüne değindi. ABD'nin yanı sıra Pakistan ile görüşmelerin devam ettiğini açıkladı.
"Libya ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz"
Aralık ayında Libya'da seçim yapılacağı hatırlatılarak Türkiye'nin yeni bir politikası olup olmayacağına yönelik soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin en başından beri bu konudaki tutumunun Libya'nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması olduğunu belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümetin daveti üzerine Libya'da bulunduğunu dile getirdi:
"Libya'da hem diplomatik hem askeri alanda gösterdiğimiz başarılarla ülkenin uzun süreli bir iç savaşa sürüklenmesini engelledik. Böylece BM öncülüğündeki siyasi sürecin de önünü açtık. Libya'nın barış ve istikrarı için, Libyalı kardeşlerimizin refahı ve huzuru için çalışmayı sürdüreceğiz. Tabii bu kritik süreçte Libya'nın kendi içinde birlik ve beraberliğini koruması çok önemli. Libya ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz."
Erdoğan, diğer ülkelerin de aynı samimiyetle gayret göstermesi gerektiğini belirterek, "Libya yönetimi itibarıyla ifade ediyorum, AB ülkelerini kendileri için pek hayırlı bir rüya olarak zaten görmüyorlar." dedi.