Hafif Sağanak Yağışlı 10.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
09.04.2018 09:26

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

Mimar Sinan, inanılması güç bir verimlilikte çalıştı. Her biri üstün bir estetiğin ürünü 300’den fazla esere imzasını attı.

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

Mimar Sinan ya da nam-ı diğer Koca Sinan, Osmanlı İmparatorluğu’nun estetik tarafının simgesiydi. Görkemli eserleriyle her dönem hayranlık uyandırdı. Günümüzde dahi aşılamamış eserleriyle ölümsüzleşti. Öyle ki her yıl, öldüğü gün olarak bilinen 9 Nisan, “Mimar Sinan’ı Anma ve Mimarlar Günü” olarak hatırlanıyor.

Yeniçerilikten baş mimarlığa

Mimar Sinan, Kayseri’nin Ağırnas Köyü’nde 1489’da doğdu. Yavuz Sultan Selim döneminde, 1512 yılında devşirme olarak seçilip İstanbul’a getirildi. Yeniçeri Acemioğlanlar Ocağı’nın bir üyesi oldu. Sinan, ilk günlerden itibaren çalışkanlığı, becerikliliği ve zekasıyla dikkat çekti. Daha küçük yaşlarda mimariye ilgi duymaya başladı. Acemioğlanlar Ocağı’ndaki herkesin bir zanaat öğrenmesi kuraldı. Sinan da bu kurala uyarak devrinin önemli mimarlarına çıraklık etmeye başladı.

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim’in İran ve Mısır seferlerinde atlı sekban olarak görev yaptı. Bu seferler sayesinde İran’da Acem, Kahire’de ise Arap mimarisini inceleme fırsatı buldu. Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1521’de Belgrad ve 1522’de Rodos seferlerine katıldı. Bu seferler, mimaride başka tarzları incelemesi için kendisine olanak sağladı. Katıldığı bütün seferlerde ordunun yolu üzerindeki nehirlere köprüler kurdu. 1538 Kara Boğdan (Moldovya) Seferi’nde Prut Irmağı üzerine kısa zamanda kurduğu köprüyle padişahın takdirini kazandı. Orduya hizmet etmekle beraber bütün enerjisini mimarlığa yönlendirdi. İlk yapıtı olarak kabul edilen Halep’teki Hüsreviye Camii’ni 1537’de tamamladı.

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

Çıraklık eseri Şehzade Camii

Kanuni Sultan Süleyman, Estergon Seferi dönüşü Mimar Sinan’a, ölen şehzadesi Mehmet adına bir cami yapması emrini verdi. Mimar Sinan böylece ilk büyük eseri için kolları sıvadı. 1548 yılında ibadete açılan cami, Sinan’ın "çıraklık devri eseri" olarak nitelendirildi.

O yıllarda İstanbul’da büyük bir su sıkıntısı vardı. Bunu çözmek isteyen Kanuni Sultan Süleyman, bir gün Kağıthane’de avlanırken Bizanslılardan kalma bir kaynak yıkıntısı gördü. Bu kaynağın onarılıp, suyunun İstanbul’a getirilmesi görevini de yine Mimar Sinan’a verdi. Mimar Sinan tam dokuz yıl çalışarak Kağıthane suyunu İstanbul’a ulaştırdı. Bu iş için dört büyük kemer inşa etti. Suyun şehre getirilmesi üzerine Mimar Sinan’ı huzuruna çağıran Kanuni, bu başarısından dolayı memnuniyetini dile getirdi ve halkın bu sudan bol bol faydalanması için her yere çeşmeler yapılmasını emretti.

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

"Koca Sinan" ismini aldı

Sinan, 1550 yılında bu kez Süleymaniye Camii için işe koyuldu. Bu caminin yapımında kullanılan dört sütunun tarihi olarak büyük önemi vardı. Bunlardan biri Lübnan’daki Baalbek Harabeleri’nden, biri İskenderiye’den, biri Topkapı Sarayı civarından, öteki ise Kıztaşı’ndan getirildi. Sinan, bu muhteşem eserin çevresini medrese, imarethane ve darüşşifa gibi birçok yapıyla donattı. Yedi yıl sonra tamamlanan cami, Kanuni Sultan Süleyman tarafından büyük beğeni kazandı. Mimar Sinan’a “ulu, yüce” anlamındaki “Koca” unvanı verildi. Koca Sinan, aynı coşkuyla, aynı estetik dehayla birbiri ardına camiler, su kemerleri, medreseler ve türbeler yapmaya devam etti.

Mimar Sinan eserleriyle yüzyıllardır yaşıyor

Ayasofya'dan büyük kubbe

II. Selim devri de büyük mimar için yine ziyadesiyle verimli geçti. İnşa ettiği şaheserlerin en görkemlisi, II. Selim dönemine denk geldi. Selimiye Camii, bu devirde Edirne’de yükseldi. Klasik Osmanlı-Türk mimarisinin şaheseri camide, Ayasofya’nınkinden daha büyük bir kubbe yaparak yeteneğini bir kez daha kanıtladı. Selimiye Camii, Koca Sinan’ın “ustalık dönemi eseri” olarak kabul ediliyor. Bu şaheser, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alındı.

Mimar Sinan en önemli eserlerini imparatorluğun iki başkentinde, İstanbul ve Edirne’de inşa etse de izlerini bütün Osmanlı coğrafyasına bıraktı. Eserleri Erzurum’dan Şam’a, Saraybosna’dan Budin’e kadar onlarca şehri süsledi. 1588 yılında hayata veda eden Sinan’ın türbesi, Süleymaniye Camii’nin hemen yanı başında bulunuyor.

Kaynak: TRT Haber

Sıradaki Haber
Başbakan Binali Yıldırım: Rejimin yaptığı vahşet kabul edilemez
Yükleniyor lütfen bekleyiniz