28 Şubat davasında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, dönemin Genelkurmay MEBS Başkanı ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Aydan Erol, dönemin Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Cevat Temel Özkaynak, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Çetin Saner, dönemin Genelkurmay İstihbarat ve İKK Daire Başkanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Çetin Dizdar, eski YÖK üyesi emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Hakkı Kılıç, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü İdris Koralp, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı ve Başbakan Askeri Başdanışmanı Kenan Deniz, dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel, dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Vural Avar, dönemin Genelkurmay Personel Başkanı Yıldırım Türker ve dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehlerine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı ancak yargılama sürecindeki tutum ve davranışlarını takdiri indirim nedeni kabul ederek, cezalarını müebbet hapse çevirdi.
Mahkeme, 30. ve 31. maddelerin uygulanmasına hükmetti
Mahkeme, bu sanıklardan eski YÖK Başkanı Gürüz ile suç tarihinde TSK'den emekli olmuş, görevini YÖK üyesi olarak sürdüren Öznal dışındakiler hakkındaki karar kesinleştiğinde, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30. ve 31. maddelerinin uygulanmasına hükmetti.
Buna göre, karar kesinleşirse 19 asker sanık rütbelerini kaybedecek.
1632 sayılı Kanun'un 30. maddesi, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası" başlığını taşıyor ve maddede "taksirli suçlar hariç olmak üzere" kimi suçlardan mahkumiyet halinde kişinin TSK'yle ilişiğinin kesileceği belirtiliyor.
Kanunun "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği ve sonuçları" başlıklı 31. maddesinde ise "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliğinin, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerle ilişiğinin kesilmesi olduğu" kaydedilerek, "Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın; askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi, subay, astsubay, uzman jandarma ve devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme sonuçlarını doğurur." ifadelerine yer veriliyor.
Yargılama gideri ödeyecekler
Öte yandan, yine hükmün kesinleşmesi halinde haklarında mahkumiyet kararı verilen sanıklardan sebep oldukları yargılama giderleri ayrı ayrı tahsil edilerek, Hazine'ye irat kaydedilecek.
Aynı sanıklar, davaya müdahil olup kendilerini avukatla temsil ettiren kişilere de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4 bin 360'ar lira ödeyecek.
Kaynak: AA