Başbakan Binali Yıldırım, bir ülkenin büyümesi ve önüne koyduğu hedefleri gerçekleştirmesinin olmazsa olmaz şartının, o ülkede idareye duyulan güven ve ülkedeki, yönetimdeki istikrar olduğunu belirterek, "Türkiye, son 15 yılın bu sağladığı imkandan dolayı çok büyük kazanımlar elde etmiştir. Bir Türkiye, üç Türkiye olmuştur. " dedi.
Yıldırım, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) "Vizyoner 2017 Programı" gala yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sanayileşme ve kalkınma sürecine çok önemli katkılar sunan MÜSİAD'ı tebrik ederek, başarılar diledi.
İzmir Aliağa'daki TÜPRAŞ'ta yaşanan iş kazası sonucu hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyen Yıldırım, "Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız mesele ile ilgili hemen gereken adımları attı, kapsamlı bir soruşturma başlattı. Tabi ki hedefimiz hiç iş kazası yaşanmayan, hiçbir emekçinin hayatını kaybetmediği bir iş dünyası, bir iş alemi sağlamak." dedi.
Başbakan Yıldırım, 2017 sabit fiyatlarıyla devletin bir yılda 60 milyar liralık yatırım yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
"2017'de 128 milyar liraya çıkmışız, yıllık yatırım. Tam bir kat fazla ama özel sektörünkine asıl dikkat çekmek istiyorum. Biz, iki katına çıkarmışız. Siz ne yapmışsınız? 2002 yılında 182 milyarlık bir yılda yatırım yaparken, 2017'de 4 kat artırmışsınız 801 milyar lira yatırım yapmışsınız. Ülkeyi kalkındıran, ekonomiyi büyüten, istihdamı arttıran yine sizsiniz. Biz sadece organizasyon yapıyoruz. Rakamlar ortada. Biz alt yapı yapıyoruz. Yolu biz yapıyoruz, havaalanını biz yapıyoruz, okulu, hastaneyi biz yapıyoruz. Ama onun üzerindeki araçları, makinaları, üretimi siz yapıyorsunuz. Rakamlar bunu ortaya koyuyor. Kamu, zannederler ki dünyanın yatırımını yapıyor. Asıl yatırımı özel sektör yapıyor, devletin sesi çok çıkıyor. Gizli kahramanlar, sessiz kahramanlar bu salonda. MÜSİAD yapıyor, diğerleri yapıyor. Bu ülke için taş üstüne taş koyan herkesin, başımın gözümün üzerinde yeri var. Yeter ki çalışın, üretin, bir vatandaşımıza daha fazla iş verin. Ne istiyorsanız emrinizdeyiz."
"Öğrencilerin kaderini bir sınavın stresine bağlamak istemiyoruz"
Eğitimde de 300 bin yeni derslik yaptıklarını, 500 bin yeni öğretmen atadıklarını ve üniversitelerin sayısını 76'dan 85'e çıkardıklarını kaydeden Yıldırım, bu anlamda "muazzam bir altyapı eksikliğini giderdiklerini" ancak içerik konusunda hala yapılacak işleri olduğunu ifade etti.
Bugün gençleri mesleğe yönlendirmede yeterli bir eğitim altyapısı olmadığının altını çizen Yıldırım, "Herkesin normal lise ile geleceğini planlaması büyük bir açmazdı. Gelişmiş ülkelerde temel öğretimden ortaöğretime geçerken, yüzde 70'i öğrencilerin kararını veriyor. İlim adamı mı olacak, zanaatkar mı olacak, meslek sahibi mi olacak, bunun kararını veriyor. Biz liseyi bitirinceye kadar ne olacağımıza karar vermiyoruz." dedi.
Bu anlayışla işlerin planlamasını yapmanın da kolay olmayacağının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Onun için bu TEOG meselesini bu çerçevede görmek lazım. Bir sınavla öğrencilerin bir sonraki adımını belirlemek öğrencilere de haksızlıktır, okula da haksızlıktır, veliye de haksızlıktır. Bu bir süreç. Ta ilkokula başladığı günden başlıyor, ortaöğretim, yani bizim anladığımız şekliyle lise yıllarına gelinceye kadar öğrencinin şekillenmesi lazım. Kabiliyeti ne, nereye gidecek? Bunu da aile, okul, öğrenci birlikte inşa edecek. İşte yapmak istediğimiz bu. Bir sınav yaparak, kaderini bir sınavın stresine öğrencileri bağlamak istemiyoruz."
"Gençlerimize iş bulmamız lazım"
"Gençlerimize iş bulmamız lazım, iş bulamadığımız her gencimizin bu ülkeye gönlü kırılıyor, geleceğe olan ümidi azalıyor ve bunu da terör örgütleri çok iyi kullanıyor maalesef." diye konuşan Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:
"Ama Allah'a şükür orada da büyük mesafe aldık. Bakın 2016'da dağa çıkarılan genç sayısı 600 iken 2017'de sadece 70. Orada da önemli gelişmeler var ama o güvenlik boyutuyla alınan tedbirlerle sürdürülebilir değil, arkasından o gençleri hayata bağlamamız lazım, onun için daha çok çalışacağız, daha çok yatırım yapacağız, daha çok üretim yapacağız, daha çok ürettiğimizi satacağız."
"15 Temmuz, 1960 ve 1980 darbelerinden daha yıkıcı bir olaydır"
Başbakan Yıldırım, "15 Temmuz, yaptığı tahribat bakımından 1960 ve 1980 darbelerinden daha yıkıcı bir olaydır. Sonuçları itibarıyla söylüyorum ve bugün bir yıldan, 15 aydan beri biz bunun doğurduğu hasarları ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Yeni yeni hasarın büyüklüğü ortaya çıkıyor. Bakın müebbet hapisler ardı ardına geliyor, istediğin kadar sen rüya tabirleri gönder, umut pompala. Herkes yaptığının hesabını verecek. Türkiye hukuk devleti, hukuk devletinde olması gereken neyse o olacak." diye konuştu.
"Sınırlarımızda yeni bir baş ağrısı istemiyoruz"
"Bölgede yeni planların, gözümüzün önünde nasıl hayata geçirilmeye çalışıldığını görüyorsunuz." diyen Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:
"Güney sınırlarımızda yeni bir kuşak oluşturulmaya çalışılıyor, yeni bir baş ağrısı oluşturulmaya çalışılıyor hem Irak'ta hem Suriye'de; ama biz buna izin vermeyeceğiz. Bu bizim milli güvenlik meselemizdir. Ülkemizin, milletimizin geleceğidir. Onun için bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız."