Oktay, Anadolu Ajansı tarafından iklim krizi ve çevre konularındaki farkındalığı artırma hedefiyle "Çevre ve iklim krizlerinin anlatısını yeniden şekillendirmek" ana temasıyla Renaissance Polat İstanbul Otel'de düzenlenen Çevre Forumu'nda konuştu.
Forumun hayırlı olmasını dileyen Oktay, katılımcılara hem Türkiye'de hem de dünyada doğal ekosistemin korunması için mücadele veren liderlerin başında gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını ve başarı dileklerini iletti.
Bölgesel ve küresel gelişmeler ile dünya ekonomisindeki sarsıntıların, gözle görülmeyen iklim değişikliği tehdidini gölgede bıraktığını dile getiren Oktay, Anadolu Ajansı Çevre Forumu'nun iklim krizine objektif tutarak görünür olmasını sağlayarak medya organlarında hassas bir farkındalık oluşturacağına inandığını ifade etti.
Dünyanın, güç dengelerinin değiştiği, tedarik zincirlerinde kırılmaların yaşandığı, enerji ve gıda arz güvenliğinden uluslararası gerilimlere ciddi imtihanlarla dolu bir dönemden geçtiğini anlatan Oktay, vesayet savaşları, terör, ırkçılık ve göç gibi küresel sorunlara, doğal ekosistemin geleceğini tehdit eden iklim değişikliği sorununun eklendiğini kaydetti.
Oktay, sanayileşmeyle beraber atmosferdeki sera gazlarının miktarındaki artışın, öncelikle ortalama sıcaklığın artmasına, bununla ilişkili olarak da dünyanın iklim sisteminde değişikliklere yol açtığına işaret ederek, bu süreçte sanayileşmiş ülkelerin payının çok büyük olduğunu belirtti.
Son zamanlarda dünyanın farklı yerlerinde yaşanan olağan dışı hava olayları ve doğal afetlerin küresel ısınmanın etkileriyle gerçekleştiğine dikkati çeken Oktay, "Küresel ısınmanın önüne geçmek amacıyla 197 ülke Paris Anlaşması'nda küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derecenin altında tutulması hedefini kabul etmiştir. 2021 Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, gezegen için 'kırmızı kod' yayımlamıştır. Rapor, dünyaya sanayi üretimi başta olmak üzere tüm sektörlerde iklim dostu uygulamaları hayata geçirmenin önemini hatırlatmaktadır. İklim değişikliğine uyum alanında çalışmalarını kapsamlı bir şekilde sürdüren Türkiye, raporda ulusal izleme ve değerlendirme sistemi geliştirme kabiliyetleri açısından gelişmiş seviyedeki ülkeler arasında yer almıştır." diye konuştu.
"İklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadele öncelikli meselemiz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2030'a kadar karbon emisyonunu azaltmak üzere küresel çapta yapılacak 1,8 trilyon dolarlık yatırımın, 7,1 trilyon dolarlık iklim değişikliği zararının önüne geçebileceğini aktararak, bu zararın 7,1 trilyon dolardan çok daha fazla olabileceğine inandığını söyledi.
İklim değişikliği ve çevre kirliliğiyle mücadeleyi "önleyici hekimlik" olarak niteleyen Oktay, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadeleyi en öncelikli meselelerimizden biri olarak görüyoruz. Bildiğiniz gibi Paris Anlaşmasına taraf olarak 2053 net sıfır emisyon hedefimizi açıklamış ve iklim değişikliği konusundaki güçlü vizyonumuzu ortaya koymuştuk. Bu doğrultuda 'çevre dostu sanayi üretimi' odaklı yeşil dönüşüm için Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı hazırlamış, yol haritamızı belirlemiştik. Yeşil Kalkınma Devrimi olarak ifade ettiğimiz bu dönüşüm için tüm ilgili kurumlarımızla üreticimizin yanındayız ve yeşil ekonomi finansmanı için teşvik araçlarını çeşitlendiriyoruz. Ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde bir mihenk taşı olacak İklim Kanunu çalışmalarımız sürüyor. 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda tüm kamu ve özel sektör olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın görüşlerini alarak kapsayıcı bir bakış açısıyla sera gazı azaltım politikalarımızı belirliyoruz. Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Türkiye'nin Uzun Dönemli İklim Stratejisi'ni hazırlamaya başladık, inşallah bu yıl sonuna kadar tamamlanmasını planlıyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili çalışmalar kapsamındaki, sınırda karbon düzenlemesine ilişkin çalışmalarımıza da hızla devam ediyoruz."
"Israrla 'iklim dostu enerji, temiz üretim ve döngüsel ekonomi' diyoruz"
AB'nin Emisyon Ticaret Sistemi çerçevesinde, karbon fiyatlaması yapmayan ülkelerden ithal edilen ürünlere sınırda karbon vergisi hazırlığı yaptığını anımsatan Oktay, ihracat pazarının yüzde 42'sinin AB ülkeleri olduğunu göz önünde bulundurarak Emisyon Ticaret Sistemi'ne yönelik çalışmaları sürdürdüklerini söyledi.
Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre yönetimi konusunda da çalışmaların devam ettiğini dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl sonuna kadar Türkiye'nin yerli ilk elektrikli otomobili TOGG'u üretim bandından indirerek, hizmete sunacağız. Diğer taraftan yeşil limanlarımızın sayısını artırıyoruz. Çölleşme ve erozyonla mücadelede de dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Yeşil enerji yatırımlarının önünü açmak için tarife garantisi ve teşvik programlarını hayata geçirdik. Elektrik kurulu gücümüzün yüzde 54,3'lük kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır ve bu artarak da devam edecektir. Yine kurulu güç olarak hidroelektrikte Avrupa'da 2'nci, dünyada 9'uncu, jeotermal enerjide Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü, rüzgar enerjisinde Avrupa'da 7'nci, dünyada 12'nci, güneş enerjisinde ise Avrupa'da 8'inci, dünyada 16'ncı sırada yer almaktayız. Ülkemizin yüksek yenilenebilir enerji potansiyelinden kaynaklanan hidrojen teknolojisi kabiliyeti sayesinde hidrojen yakıtı alanında da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan enerji krizi sonrası pek çok ülke yeniden fosil yakıtlara yönelmişken, biz ısrarla 'iklim dostu enerji, temiz üretim ve döngüsel ekonomi' diyoruz."
Oktay, bunların yanı sıra Sıfır Atık Projesi ile 3,9 milyon ton sera gazı salınımının önlendiğini, 347 milyon ağacın kurtarıldığını, 87 milyon varil petrol, 650 milyon ton ham maddeden tasarruf edildiğini kaydetti.
Çevre bilincini küçük yaşlardan itibaren aşılamak üzere müfredata "çevre eğitimi ve iklim değişikliği" dersi eklendiğini hatırlatan Oktay, değişmesi gerekenin tabiatın dengesi değil üretim ve tüketim alışkanlıkları olduğunu vurguladı.
"Şehir plancıları artık iklim değişikliğini dikkate almak zorundadır"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, iklim değişikliğinin, şehirlerin altyapılarını da tehdit ettiğine dikkati çekerek, "Mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları bundan sonra şehirlerin altyapısını ve üstyapısını dizayn ederken iklim değişikliğini yeni bir parametre olarak dikkate almalıdır. Hem de çok güçlü bir parametre olarak dikkate almalıdır. Yani şehir plancıları artık iklim değişikliğini dikkate almak zorundadır. Hazırlanacak tüm altyapı ve üstyapı projelerinde iklim değişikliği parametresi yeni bir dizayn kriteri olmalıdır." ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte iklim krizinden kaynaklı afetlerde kriz yönetimiyle risk yönetimini birlikte başarmak zorunda olduklarını ifade eden Oktay, "İklim değişikliği sorunu ortak bir sorundur, çözümü de ortak olmalıdır. Tüm ülkelerin beraberce elini taşın altına koyması gerekir, çünkü başka dünyamız yok. Ortak evimiz dünyanın geleceği için ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejileri Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde güçlendirmeye devam edeceğiz." dedi.
Medyaya "iklim dostu habercilik" mesajı
Fuat Oktay, iklim değişikliğinin çoğunlukla bilimin, akademinin ya da araştırmacıların alanına giren teknik bir konu olarak nitelendirildiğini, oysa sonuçları açısından düşünüldüğünde, iklim krizinin, dünyanın en ücra köşesindeki insanı dahi ilgilendiren küresel bir olgu olduğunu ifade etti.
Medya organlarının, içeriklerini belirlerken haklı olarak çoğunluğu ilgilendiren, ilgi çeken ve somut olaylara yöneldiğini söyleyen Oktay, dolayısıyla gözle görülür olmayan iklim krizinden ziyade ülke gerilimleriyle ilgili haberlere, nükleer tehditlere ya da göç hadiselerine medyada daha sıklıkla rastlandığını ancak medya çalışanlarının insanlığa karşı bir sorumlulukları olduğunu unutmamak gerektiğini vurguladı.
Fuat Oktay, "Doğal ekosistemin korunması yönünde farkındalık, ancak medyanın desteğiyle yaygınlaştırılabilir. İklim krizini doğru anlatmak, krizin derinliğini göstermek, hikayeleri aktarmak ve sorunları çözümleriyle birlikte sunmak medya organlarından temel beklentimizdir." dedi.
Medyanın aynı zamanda konu hakkında çalışan farklı disiplinlerden uzmanların, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek görüşlerini dile getirdikleri bir platform olduğunu anlatan Oktay, dolayısıyla, farklı disiplinlerden iklim dostu uygulamaları çalışan bilim insanlarına, araştırmacılara ve STK temsilcilerine hem web haber içeriklerinde hem de televizyon programlarında daha fazla yer verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, forum hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"İşte Anadolu Ajansı Çevre Forumu'nda bilim insanları, karar vericiler ve gazeteciler bir araya gelmiş durumda. Bu vesileyle, Anadolu Ajansımızı yüksek bir çevre farkındalığıyla kurmuş olduğu Çevre Haberleri editörlüğü ve Yeşilhat için tebrik ediyorum. Medyada iklim krizi işlenirken de tıpkı bu forumda olduğu gibi iklim değişikliğiyle mücadele edecek tüm taraflara yer verilerek büyük resim ortaya konmalıdır. İklim krizinin görünürlüğünün artması ve bilinç oluşturma bakımından hepinizin hassasiyet gösterdiğine inanıyor, bundan sonraki çalışmalarınızda iklim dostu haberciliğin en güzel örneklerini vermenizi diliyorum."
Oktay, forum vesilesiyle, iklim krizi medyanın gündemine hangi koşullarda giriyor, haber örüntülerini oluşturan çerçeveler ve editöryal duruşlar nasıl farklılaşıyor, bir taraftan doğal afetlerin medyaya yansımasının etik çerçevesi gibi konular tartışılırken, bir taraftan da sürdürülebilir çevre politikaları, yeşil kalkınma devrimi ve yeşil dönüşüm olgularının medyada çok yönlü işlenmesi yönünde neler yapılabileceğinin değerlendirilmesini beklediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sonuçlarının hızlı şekilde görünür olacağına inandığı forumun gelecek yıllarda da tabiata sahip çıkacak farklı konularla devam etmesi temennisinde bulundu.
"Mehmetçiğin terörle mücadelesine kara çalmaya çalışmak, terörden de beterdir"
Fuat Oktay, çevre kirliliği kadar aslında bilgi kirliliğinin de toplumları tehdit ettiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz hafta medya organlarını yakından ilgilendiren 'Dezenformasyonla Mücadele Yasası' yürürlüğe girdi Türkiye'de. Gerçek ayakkabılarını giymeden, yanlış bilginin dünyayı 3 kez dolaştığı günümüzde çıkan yasayla, 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' eğiliminin önüne geçilmektedir. Dün Sayın Cumhurbaşkanı'mız da ifade ettiler; Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan dijital haber raporuna göre, Türkiye, dünyada en çok dezenformasyona maruz kalan ülkedir. İşte daha dün kahraman ordumuzun terör örgütü PKK/YPG'ye karşı kimyasal silah kullandığına dair alçakça bir iftira dolaşıma sokuldu. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, dünyanın her yerindeki faaliyetlerinde daima hukuka bağlı şekilde sivilleri, doğayı, kültürel mirası ve değerleri gözeterek mücadele etmektedir. Mehmetçiğin terörle mücadelesine kara çalmaya çalışmak, terörden de beterdir ve asla kabul edilemez. Doğru bilgiyi yanlıştan ayırt etmenin iyice zorlaştığı medya dünyasında sizler gibi evrensel meslek ahlakı, demokratik değerler ve hukuk çerçevesinde mesleğini icra eden basın mensuplarının kıymeti, katbekat artmıştır. Düzenlemeyi asılsız ithamlarla karalamaya çalışanlar, bugüne kadar dezenformasyondan ve panikten beslenenlerdir. Dezenformasyonla mücadele düzenlemesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum."
AA öncülüğünde düzenlenen Çevre Forumu'nun medyanın iklim değişikliği ile mücadelede daha duyarlı olmasını sağlaması açısından güzel bir örnek teşkil ettiğini belirten Oktay, başta AA yönetimi olmak üzere, forumun düzenlenmesinde emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür etti. Oktay, forumun iklim değişikliği ile mücadele konusunda toplum nezdinde farkındalık oluşturulmasına ve herkesin bu konuda daha bilinçli davranmasına vesile olmasını dileyerek sözlerini sonlandırdı.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Karagöz tarafından sıfır atık hedeflenerek geri dönüştürülmüş metal fotoğraf makinesi maketi takdim edildi. Forumun sponsorlarına da Oktay ve Karagöz tarafından aynı hediyeden verildi.
Fuat Oktay, konuşmasının öncesinde İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile forum kapsamında Deniz Sağdıç tarafından atık parçalarla hazırlanan resimlerin sergilendiği alanı gezerek, Karagöz'den bilgi aldı. Oktay, Yerlikaya ve Karagöz, forum kapsamında Caddebostan Sahili'nde dalış yaparak görüntülediği atıkları karaya çıkaran AA Foto Muhabiri Şebnem Coşkun'un çalışmasını da dev ekrandan izledi.