AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklama yaptı.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Kıbrıs davası hiçbir zaman desteksiz kalmayacaktır. Geçmişten bugüne ne zaman masaya oturulsa, Rum tarafı istediğini elde etme, daha sonra da masayı bozma yoluna gitmiştir. Masa tekrar toplandığında Rum tarafı siyasi oyunlarına kaldığı yerden devam etmiştir. Gaz kaynaklarının iki taraf tarafından bölüştürülmesi yönünde mekanizma oluşturulmasını önerdik. Rum tarafı haksız, hukuksuz bir davranışta bulunmuştur.
"Libya'da barış ve istikrarın sağlanması halkın iradesiyle olmalı"
Libya gündemini yakından takip ediyoruz. Libya'da barışın ve istikrarın sağlanması Libya halkının iradesiyle olmalıdır. Libya'daki zirveye Yunanistan ve GKRY'nin davet edilmesi yanlıştır.
"Türkiye Libya'da bir paramiliter güç olarak bulunmuyor"
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekmesi' şeklindeki çağrısı, doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye açısından bu cümlenin bu şekilde ifade edilmesi bir skandaldır. Türkiye orada bir paramiliter güç olarak bulunmuyor, Türkiye orada fiili bir militan güç olarak da bulunmuyor. Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru hükümetin daveti üzerine eğitim amacıyla orada bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin buradaki varlığını birtakım paramiliter güçler ile eş tutmak, kasıtlı bir yanlıştır. Fakat burada aynı zamanda da Türkiye'nin muhatap kabul ettiği Birleşmiş Milletler tarafından tanınan, meşru ve resmi yönetimin de birileri tarafından meşru ve resmi görülmediği, Hafter'le eşit bir pozisyonda görüldüğü şeklindeki bir yaklaşımın yeniden gündeme sürüldüğünü görüyoruz. Bunun tabii kabul edilmesi mümkün değildir. Türkiye, askeri danışmanlık ve eğitim desteğini Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş resmi ve yasal hükümetin daveti üzerine gerçekleştirmektedir. Yabancı asker statüsü içerisinde Türkiye'nin değerlendirilmesi kasıtlı bir yanlıştır, bir yalan siyasetidir, kasıtlı bir propagandadır.
"Macron bütün açıklamalarında Türkiye'yi hedef alıyor"
Macron bütün açıklamalarında Türkiye'yi hedef alıyor. Macron tüm Fransız dış politikasını Türkiye düşmanlığı üzerine kuruyor. Cumhurbaşkanımız Afrika'ya gidiyor, Fransız haber ajanslarına bakıyoruz "Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?" manşetleri atılıyor. Hemen bir rakabet içine giriyorlar. Afrikayı tapulu mülkü olarak gören Fransa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya gitmesini tehdit olarak kabul ediyor. Macron’un Türkiye’nin askerlerini çekmesi çağrısı skandaldır. Türkiye eğitim amacıyla oradadır. Yabancı asker statüsünde Türkiye'nin değerlendirmesi yanlıştır. Macron'un dış politikasını Türkiye karşıtlığı olarak yürütmesi yanlıştır. Burada rekabet üretmek yerine dayanışma üretmek daha yararlı olacaktır.
"Miçotakis'in yegane mesaisi Türkiye hakkında yalan söylemek"
Ege bir barış denizi olsun, Yunanistan ile masaya oturalım diyoruz ancak Yunanistan masadan kaçıyor. Yunanistan, hiçbir ülkenin lideriyle dış politika konuşmuyor, sadece Türkiye'yi şikayet ediyor. Miçotakis'in yegane mesaisi Türkiye hakkında yalan söylemek. Yunanistan'ın silahsız statüdeki adaları silahlandırması gayri hukukidir. Yaptıkları şeyler Yunan halkının kaynaklarını israf etmekten başka bir şey değildir.
Erdoğan-Karamollaoğlu görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile saatler süren bir görüşmesi oldu. Bir anda herkes görüşünü değiştirecek diye bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanımız kapsamlı bir şekilde kendi siyasi pozisyonunu paylaştı.
"Birisi helalleşeceğim dediği zaman ne olursa olsun saygı duyarız"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medyadan bir videoyla "helalleşme yolculuğuna" çıkacağını duyurmasının nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine Çelik, kim olursa olsun helalleşmenin bir iradeyi ve iyi niyeti gösterdiğini ve buna saygı duyulması gerektiğini söyledi.
"Helalleşmenin altının nasıl doldurulacağını, bunun nasıl gerçekleştirileceğini" soran Çelik, şu açıklamayı yaptı:
"Helalleşmeden, yüzleşmeden bahsedenler tarihin bazı sıkıntılarından kurtulmaktan bahsedenler, kendi partilerinde bizzat vatandaşlarımızı inciten bir takım üsluplar kullanıldığında, insanların kılık kıyafetleri yüzünden ötekileştirilmesinin yeniden altını çizen siyasetçiler olduğunda, vesayete destek veren, demokrasiyi sakatlamaya çalışan, siyaset ortamını zehirlemeye çalışan bir takım üsluplar ortaya çıktığında buna karşı seslerini çıkarmadılar. Son olarak milletvekili sıfatı taşıyan birisinin şehit ailesine küfretmesi ve hakaret etmesi karşısında da kurumsal olarak suskun kaldılar. Neredeyse şehit yakınını provokasyonla suçlayacak bir tavır ortaya koydular."
"Hayatlarını kaybedenlerle nasıl helalleşecekler"
Kılıçdaroğlu'nun helalleşmeden bahsettiğini, CHP'de aktif siyaset yapan pek çok ismin de bunun parti ilkelerinden taviz vermek anlamına geldiğini söylediğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
Helalleşme dediğinizde bir de bunun karşı tarafı vardır. Helalleşmenizi kabul edecek kesimlerin buna ne değerlendirmede bulunacağı önemlidir. Örneğin Yassıada'da şehit edilenlerin aileleri ile nasıl helalleşecekler? Çeşitli vesayet dönemlerinde, o darbelere destek vererek, açık beyanlarla bu ülkeye yaşatılmış acılarla nasıl helalleşecekler? 28 Şubat döneminde ve başka dönemlerde pek çok genç kızın, eğitim hayatını karartan bir takım siyasetlerle nasıl helalleşecek? O dönemlerde gençler hayatlarını kaybettiler, geleceklerini, umutlarını kaybettiler. O insanlarla nasıl helalleşmeyi düşünüyorlar? Suriye'deki 'YPG/PYD bize saldırmaz dedikleri' o YPG/PYD'nin Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında terör devleti kurulmasına karşı mücadele eden kahraman askerleriyle nasıl helalleşecekler. Bütün bunlar büyük meselelerdir. Rahmetli Menderes'in ve arkadaşlarının aziz hatırasını halen yüreğinde yaşatan, bundan dolayı incinmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile nasıl helalleşecekler? Defalarca Cumhurbaşkanımıza iftira attılar, Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak defalarca bu iftiralardan dolayı mahkum oldular. Cumhurbaşkanımızla nasıl helalleşecekler?
Helalleşme kültürümüzün en kıymetli, en önemli kavramlarından bir tanesidir. Birisi helalleşeceğim dediği zaman ne olursa olsun saygı duyarız ve bir an dönüp, 'Ne diyecek, nasıl bir tavır ortaya koyacak' diye düşünürüz. İçimizden de şu geçer, 'Keşke gerçek bir şekilde bunu yapsa bir takım acıları geride bırakmak, bir takım umutları oluşturmak için yeni bir imkan ortaya çıksa' diye umut ederiz ve halis bir şekilde bunun olmasını dileriz ama maalesef bu bir türlü gerçekleşmiyor.