AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Bütün partilerin serbest siyasi propagandasıyla seçim kampanya sürecinin tamamlandığını dile getiren Çelik, bugün seçim sonucunu ve cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunu kapsamlı şekilde değerlendirdiklerini belirtti.
Gelecek dönemde milletin huzurunda aynı siyasi değerlerle kampanyalarını yürüteceklerini ifade eden Çelik, milli iradenin net şekilde sonucu tayin edeceğini kaydetti.
Çelik, seçimlere yüzde 90'a yakın katılım olduğuna dikkati çekerek bunun Türkiye'de demokrasinin ne kadar kökleştiğini ve her bir vatandaşın demokrasinin kökleşmesine ne kadar büyük katkı verdiğini bir kere daha gösterdiğini vurguladı.
Hangi partiden olursa olsun vatandaşın sandıklara sahip çıkılması hususundaki hassasiyetinin Türkiye'nin demokratik değerlere verdiği önemi göstermesi bakımından son derece dikkat çekici olduğunu söyleyen Çelik, "Demokrasi kazanımlarımıza destek veren, demokrasi kazanımlarımızı zenginleştiren her bir vatandaşımıza bir kere daha şükranlarımızı arz ediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman olduğu gibi milletin büyük desteğiyle ikinci tura kalmasına rağmen seçimi açık ara önde bitirdiğini belirten Çelik, Cumhur İttifakı ve AK Parti'nin Mecliste güçlü bir çoğunluk elde ettiğini vurguladı.
Çelik, "Cumhurbaşkanı'mıza gösterilen teveccüh, Cumhurbaşkanı'mıza verilen bu destek Cumhurbaşkanı'mızın siyasi hayatında yeni bir rekora daha imza attığını göstermektedir. İnşallah milletimizin huzuruna giderek bu süreci ikinci turda tamamlayarak sonuca ulaştırmış olacağız." ifadesine yer verdi.
"'13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz' dediler"
Oyların sayılmaya başlamasından beri "bir CHP klasiği"nin yine milletin önüne getirildiğini söyleyen Çelik, şöyle konuştu:
"Önce oldubittiyle bir aday ilan ediliyor. Hemen arkasından 'Ezici çoğunlukla alacağız' diyerek bir propaganda aygıtı çalıştırılmaya başlanılıyor. Arkasından da bunun karşısındaki bütün tartışmalara, buna karşı çıkan her kesime karşı bir dayatma, hatta aday olan insanlara karşı bir sindirme kampanyası şeklinde, antidemokratik bir faaliyet bu şekilde yürütülüyor. Daha vatandaşın huzuruna gidilmemiş, oy verilmemiş, buna rağmen sonuçlar ilan ediliyor ve hangi bürokratların görevden alınacağına dair birtakım listeler yayınlamaya başlıyorlar.
Dün çıktılar ekranlara ve Anadolu Ajansının, bizim partimizdeki verilerin, Cumhur İttifakı partilerindeki verilerin birer manipülasyon olduğunu iddia ettiler. CHP adına iki büyükşehir belediye başkanı Sayın Yavaş ve Sayın İmamoğlu konuştu. Konuşmaya başlarken şöyle bir cümle kullandılar. '13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz.' dediler. Sandık sayımı devam ediyor, vatandaşımızın iradesi tecelli etmemiş ama onlar çıkıyorlar milli iradeye karşı yakışıksız bir biçimde cumhurbaşkanının kim olduğunu ilan etmeye çalışıyorlar. Üstelik de cumhurbaşkanını ilan ettikten sonra da kendilerine bir yetki atfederek onun adına konuştuklarını söylüyorlar."
Bu yapılanın, milli iradeye dönük yetki gasbı ve demokrasi adabı açısından son derece yanlış olduğunu söyleyen Çelik, "Bu, siyasi tarihimize, milletin iradesine saygısızlığın en çarpıcı örneklerinden biri olarak geçmiştir. Daha sonra yaptıkları yanlışı bir şekilde estetize etmek için 'Biz temennimizi ifade ettik' gibisinden bir cümle söylediler ama esasında 4-5 kere üstüne basa basa '13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz.' dediler." ifadesini kullandı.
"Dün bir tane manipülasyon yapılmış oldu"
Anadolu Ajansının verilerinden, kendilerinin ortaya koyduğu verilere ve yaklaşıma kadar her şeye karşı bir dayatma içerisine girildiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"'Elimizde ıslak imzalı tutanaklar var, bir müddet sonra Ankara, İstanbul ve İzmir'den de oylar geldiğinde bizim bu dediğimiz doğru çıkacak' dediler. Sonuç olarak ne oldu? Dün bir tane manipülasyon yapılmış oldu. Milletimize, vatandaşlarımıza karşı sahte beyan, doğru olmayan bilgi, tek bir kanaldan verilmiş oldu. O da CHP Genel Merkezi'nden. Dün sadece ve sadece herkes elindeki verileri doğru bir biçimde paylaşmaya çalıştı, onlar Anadolu Ajansına ve diğer kurumlara saldırırken herkes gördü ki aslında manipülasyonu ortaya çıkaran, manipülasyonun olduğu yegane veri akışı Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş’ın ortaya koyduğu değerlendirmelerdir.
Dolayısıyla manipülasyon, bu iddiayı ortaya sürenler tarafından yapılmıştır. Dün itibarıyla söyledikleri şeylerin tamamı yanlış çıkmıştır. Dün itibarıyla başkalarına saldırarak tek yönlü olarak kendi verilerini dayatma, kendi verilerini herkesin kabul etmesi gereken mutlak bir gerçekmiş gibi sunma yaklaşımları tamamen çökmesine rağmen bugün yine her zamanki gibi hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorlar. O sebeple şunun altını çizmek gerekir. Dün manipülasyon yapılan tek yer, manipülasyona tevessül eden tek yer Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş'ın açıklamalarıdır. Milletimize karşı yalan beyanda bulunmuşlardır. Bunun karşısında milletimize karşı özür borçları vardır."
"Kampanya süreci başladığından bugüne iki sembol ortaya çıktı"
AK Parti Sözcüsü Çelik, Millet İttifakı'nın tutarlı bir siyasi yaklaşıma sahip olmadığını söyledi.
"Milli iradeye saygı konusunda Türkiye'de bir sürü dış etki üretilmeye çalışılmasına rağmen son derece güçlü bir bağışıklık sistemi olduğu da net bir şekilde görüldü." diyen Çelik, "sokağa şiddet hakimmiş" yönünde oluşturulmaya çalışılan algıya karşı bütün güvenlik güçlerinin sürecin sağlıklı geçirilmesi için çok değerli katkılar sağladığını dile getirdi.
Türkiye'nin güvenli şekilde seçime gittiğine ve sandığın iradesini ortaya çıkardığına dikkati çeken Çelik, "Kampanya süreci başladığından bugüne kadar iki sembol ortaya çıktı. Birini karşımızdaki ittifakın genel başkanlarından biri kampanya sürecini sağa sola mermi kovanı atarak başlatmıştı, bugün de bu ittifakın genel başkanlarından birisi ve adayları masa yumruklayarak süreci sürdürmeye çalıştı." ifadesini kullandı.
Kendilerine seçim öncesi sürekli "Seçim sonucunda arzu etmediğiniz bir tablo ortaya çıkarsa saygılı olacak mısınız?" diye sorulduğuna işaret eden Çelik, AK Parti'nin geçmişinde sandık sonucunu tanımama gibi bir leke bulunmadığını ama karşılarındaki ittifakın geçmişinde bunların olduğunu vurguladı.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendilerinin manipülasyonunun açık şekilde ortaya çıkmasına, halkımıza karşı yalan beyanda bulunmalarına, dün sahte verilerle seçim sonucunu ve cumhurbaşkanını ilan etmelerine ve bütün bunların yanlış çıkmasına rağmen bugün yine bizi suçlamaya devam ettiler. Bu net bir şeyi daha gösteriyor; demokrasiyle olan ilişkileri bakımından ne kadar dayatmacı oldukları, bütün bu demokrasi retoriğine rağmen ilk sıkışıklıkta, kriz anında hemen ortaya çıkmaktadır."
"Kaybeden tek bir vatandaşımız yoktur"
Gelinen noktada bir sürü iddia ortaya koyan parti, siyasetçi, yorumcunun yanıldığının, vatandaşı doğru okuyamadığının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yapılan kirli kampanyaların boşa çıktığının altını çizen Çelik, şöyle devam etti:
"Şunu net bir şekilde söylemek isterim; kaybeden tek bir vatandaşımız yoktur ve olmayacaktır. Bazı yorumlar görüyoruz, karamsarlık yaymaya, seçim sonuçlarına dönük ülkemizle ilgili karamsar bir tablo çizmeye çalışan bazı kesimler görüyoruz. Bunların hiç birinin karamsarlığının, yeri geldiğindeki kara propagandasının bir önemi yoktur.
Önemli olan demokrasinin, sandığın gücüdür. Defalarca seçim yaptık, yine seçim yoluyla bu süreci belirleyeceğiz. Milletin iradesi ortaya çıkacak. Adlarımız, kimliklerimiz, partilerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yoktur, herkes birinci sınıf vatandaştır. Bu anlayış çerçevesinde bir seçim yapıyoruz. Siyaset alanı bir rekabet alanıdır, bir husumet alanı değildir, birbirimizin hasmı değiliz."
"Siyasetçinin sicil amiri, not vereni vatandaştır"
Siyasi partiler arasında sadece bir rekabet ilişkisi bulunduğunu söyleyen Çelik, "Hepimiz kardeşiz, komşuyuz, akrabayız, mahalleliyiz, hemşehriyiz. Bu duyguyla bu seçim sürecini yürüttük ve bundan sonrasında da bu duyguyla yürüteceğiz." dedi.
Her zaman daha çok vatandaşa nasıl ulaşılabilir, bütün vatandaşların kazandığı bir atmosfer nasıl oluşturulabilir diye çabaladıklarını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Tabii ki kaybeden siyasi partiler, büyük iddialarda bulunup kendi tabanlarını yanıltan siyasi parti genel başkanları var ama sonuç olarak bütün vatandaşlarımızın kazanmasına odaklanmak bizim siyasi ahlakımızın, siyasi düşüncemizin temelini oluşturuyor. Bu çerçevede bütün vatandaşlarımızın oylarına talibiz. Taleplerini yeterince değerlendirmediğimizi, göremediğimizi düşündüğümüz vatandaşlarımızın taleplerini de daha çok değerlendireceğiz, onlara daha çok ulaşmaya çalışacağız. Onların toplumsal taleplerini siyasette temsil edebilmek için yeni değerlendirmeler de yapacağız. Çünkü siyasetçinin sicil amiri, not vereni vatandaştır."
"Süreç bir demokrasi şöleni içerisinde ilerliyor"
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bütün vatandaşlarımız müsterih olsun; bir demokrasi neşesi, şöleni, bayramı içerisinde bu süreçler ilerliyor. Türkiye'nin işleyen, yöneten bir demokrasisi var. Bununla gurur duymalıyız. Bu bütün vatandaşlarımızın ortak eseridir." açıklamasında bulundu.
Milletin demokratik süreçlere sahip çıktığını, oluşturulmaya çalışılan karanlık havaya yüz vermediğini vurgulayan Çelik, bu süreci bütün vatandaşların taleplerinin değerlendirileceği, bütün vatandaşların kazanacağı, daha geniş bir perspektifle herkesi kucaklayacakları, Türkiye'nin büyüklüğüne, zenginliğine ve demokrasisine güç katacak bir yaklaşımla sürdüreceklerini ifade etti.