Havaların ısınmasıyla birlikte kuzey yarım kürede ülkelerin en dikkat kesildiği konulardan biri hiç şüphesiz orman yangınları… Bu satırları yazdığımız anda Kanada’da 413 orman yangını aktif olarak devam ediyordu. Ve bu bölgeden yayılan dumanlar ABD’nin birçok eyaletinde hava kirliliğine neden olmakla kalmadı, şehirleri karanlığa gömdü.
Sadece Kanada değil İspanya’dan İtalya’ya Yunanistan’dan Türkiye’ye kadar yaz aylarında büyük alanlarda etkili olan orman yangınları yeni ve etkili çözüm arayışlarını da beraberinde getiriyor.
Hatırlanacağı üzere 2021 yılında ülkemizde de 300’ün üzerinde orman yangını yaşanmış, on binlerce hektar alan küle dönmüştü. Doğal yaşamı da doğrudan etkileyen bu yangınlara müdahale şekilleri o dönem kamuoyunda sıkça tartışılmıştı.
Ardından gerek Tarım ve Orman Bakanlığı gerek diğer ilgili kurumlar yeni bir yol haritası üzerinde çalışmış, bu sürece Savunma Sanayii Başkanlığı da dahil edilmişti. Sıcaklığın giderek yükselmeye başladığı bu günlerde eldeki imkanların neler olduğunu Havacılık ve Savunma Editörü Tolga Özbek ile konuştuk.
Türkiye uzun yıllardır kiralama yöntemini izliyor
Ülkemizde orman yangınlarıyla mücadeleyi Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) yaptığını anımsatarak anlatmaya başlıyor Özbek. Bu mücadelede yer alan filonun farklı tipte uçak ve helikopterlerden oluştuğunu söylüyor.
Aslında Türkiye, yangınlara müdahale edebilmek için hava araçlarını uzun yıllardır çoğunlukla ‘kiralama’ yöntemiyle kullanıyor. Özbek bunun yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü’nün kendi helikopterlerinin de olduğuna değinip, “Ancak bu helikopterler havadan keşif ve personel taşıma gibi görevlerde kullanılıyor” diyor.
‘Nefes’ helikopteri nasıl katkılar sağlayacak?
Süreçle ilgili merak ettiğimiz bir diğer konu TUSAŞ T-70 helikopteri ‘Nefes’ oluyor… İsmi, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilen bu helikopter 2,5 ton su atma kapasitesi, 222 kilometre seyir sürati ve yaklaşık 2,5 saat havada kalabilme gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Helikopter 11 yangın işçisi veya yolcu taşıyabilme kabiliyetiyle de dikkat çekiyor.
Tolga Özbek, T-70’in hem bu görevleri yapacağı hem de yangın söndürebilmek için taşıyacağı bambi ile sürece çok değerli katkılar sağlayabileceği görüşünde. TUSAŞ tarafından Sikorsky lisansı ile imal edilen T-70’in bu açıdan OGM’ye önemli bir güç katacağı şüphesiz.
Bu noktada Özbek bir parantez açıyor ve ‘Nefes’ isimli T-70’in yanı sıra bu yıl envantere giren King Air 350 tipi komuta kontrol uçağına da dikkat çekiyor. Özbek’e göre bu uçak özellikle yangınların havadan koordinasyonunu sağlayacak, aldığı görüntüler üzerinden yangın söndürme operasyonunu kontrol edebilecek önemli bir platform.
Savunma Sanayii Başkanlığı’nın sürece katkısı ne olacak?
Yurtdışında birçok ülkede silahlı kuvvetlere ait hava araçları orman yangınlarının söndürülmesine destek veriyor. Benzeri bir yaklaşım Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından da helikopterlere takılan özel sepet sistemleri ile yapılıyor. S-70, T-70, Mi-17, AS532 gibi helikopterler bu görevlerde kullanılıyor. Uçuş ekipleri sezon öncesinde eğitim uçuşu yaparak yangın sezonu için ek kuvvet olarak hazır bekliyor.
Türkiye’deki geniş çaplı yangınların ardından kamuoyunda tartışmalar sürerken yeni bir karar alınmış ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) da ülkemizin orman yangınlarıyla mücadelesinde izlenecek yol haritasına dahil edilmişti.
Özbek’e bunun ne anlama geldiğini soruyoruz:
“SSB’nin en önemli yetkinliklerinden biri yurtdışından alım tecrübesi. Bu süreci sadece kendisine bağlı kurumlar için değil TSK başta olmak üzere farklı kamu kurumları adına da işletiyor. Bu gerçekten de altını çizmemiz gereken bir husus.
Şimdi bu tecrübesini yangın söndürme konusunda aktarmaya başladı. Daha planlı, uzun vadeli işler için kollar sıvandı. Sadece bu da değil… SSB öncülüğünde önceki yıllara oranla daha az maliyetli kiralamalar yapıldı. Bunlar hep geçmiş tecrübelerin getirdiği avantajların bir yansıması.
Türkiye’nin tercihi ‘kalıcı bir filo’
Yangınlar başladığında elinizdeki araçları nasıl kullandığınız kadar kullanamadığınız durumlar da çokça konuşulur. İki yıl önce yurdumuzun batı ve güney kesiminin neredeyse tamamını etkileyen yangınlarda da benzer süreçler yaşanmıştı.
Ankara’nın buradan dersler çıkardığı ve bu kez farklı bir yol haritası belirlediğinden bahsediyor Tolga Özbek. Bu kapsamda en önemli hedeflerden birinin ‘kalıcı bir filo’ oluşturulması olduğunu öğreniyoruz.
“İlk etapta geçen yıl kiralanmaya başlanan ABD merkezli Air Tractor şirketinin tek motorlu yangın söndürme uçağı AT-802 Fire Boss’lardan 20 adet alıma karar verildi. Bu yıl sezon öncesinde ilk 4 uçak teslim edildi. Önümüzdeki yıllarda teslimat tamamlanacak ve Türkiye kalıcı bir filoya sahip olacak” bilgisini paylaşıyor Özbek.
İHA’ların katkısı yadsınamaz
Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelesinde yerli/milli savunma sanayiinin gözbebeği insansız hava araçlarını etkin bir şekilde kullandığını biliyoruz. OGM’ye kiralanan İHA’lar ile çok geniş alanlar gece ve gündüz takip edilerek yangın daha çıkış anında görülebiliyor. Hızlı müdahale ile yayılmadan önleniyor.
Özbek, dünya genelinde işlerin bu yöne evrildiğini, böyle durum için uçaklar, helikopter veya İHA’lar ile hem kalıcı filo hem de ihtiyaçların kiralamayla giderilmesi yolunda ilerlendiğini vurguluyor.
Filonun modern tutulması ve doğru işletilmesi çok önemli
Tolga Özbek, Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadelenin yaklaşık 30 yıldır havadan uçak ve helikopterle yapıldığını söylüyor. Ancak, bunca yıllık tecrübeye rağmen kalıcı bir filo oluşturulamamasını ‘büyük eksiklik’ olarak tanımlıyor.
Bugün gelinen noktada gerek satın alınan gerek kiralanan platformlarla yeni bir yolun taşlarının döşendiğini belirtip, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“OGM bünyesindeki bu filonun modern olarak tutulması ve işletilmesi çok önemli. Bu filonun elde olması, örneğin acil durumlarda ya da yakın zamanda tecrübe ettiğimiz üzere deprem sonrası yaşanan yangınlarda elinizde müdahale edebilecek bir organizasyonun olması anlamına geliyor.
Günümüzde tek motorlu uçaktan İHA’ya, büyük amfibik uçaklardan helikopterlere kadar yangınlarla farklı hava araçları kullanılarak mücadele ediliyor. Bu nedenle farklı özelliklere sahip bir hava filosu çok çok önemli. Tabi ki yangın sadece havadan sönmüyor. Yer ekipleri, mücadelede kullanılacak ekipman da iyi olmak zorunda. Ama her şeyden önemlisi insanımıza orman bilincinin verilmesi de gerekiyor.”