İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, KHK'larla görevlerinden ihraç edilen öğretmen Semih Özakça ve akademisyen Nuriye Gülmen'in terör örgütü DHKP-C ile organik bağı bulunduğunu söyledi.
Bu ülkenin çocuklarının terörist olmak için okullara gitmediğini belirten Soylu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Gerçek bir akademisyense bombalı ve silahlı eylem yapan bir terör örgütü adına basın açıklaması yaparken tutuklanabilir mi? Nuriye gülmen terör örgütü DHKPC’ye yapılan operasyonda örgütün açık alan yapılanması içinde olduğu gerekçesiyle hakkında arama kararı çıkıyor. Yakalanıyor tutuklanıyor ve Nisan 2015te salındıktan sonra örgüte yönelik operasyonda yeniden gözaltına alınıyor. 10 nisan 2015’te açığa alınıyor. Bu kişinin doğrudan DHKPC’yle organik bir bağlantısı söz konusu. 9 kasım 2016’da başlattığı eylem süresince de 25 kez gözaltına alınmış. Bu mu Akademisyen. Bir de öğretmen vardı. 2007'de bu kişinin silahlı terör örgütüne üye olma kamu malına zarar verme kemikleri kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama gibi 7 suçlarından dolayı cezai davası olduğunu niye kimse yazmıyor. Bu kariyer, çocuklarımız emanet ettiğimiz bir öğretmen için normal midir? Devletin böyle bir kişiyi memur yapması çocuklarımıza öğretmen yapmasını kimse tasvip etmez.”
"Siyaset terör örgütlerinin kuklası olmamalıdır"
Bakan Soylu, KHK kapsamında görevlerinden ihraç edilen Gülmen ve Özakça'nın tutuklanmalarına ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu.
Soylu, şöyle devam etti:
"Kızılay'da Yüksel Caddesi'nde 9 Kasım 2016 tarihinden itibaren 2 kişi bir akademisyen bir öğretmen, 2 devlet memuru açlık grevi eylemine başlıyorlar. Her zaman ki gibi klasik, CHP'li vekiller geliyor, gidiyor, bazen de HDP'li vekiller gidip, geliyor ve destek veriyorlar. Basın açıklamaları, hatta bazı vekillerin yarım günlük, iki öğün arasında yapılan komik açlık grevleriyle verilen destekleri var."
Kamuoyunda, bu kişilerin akademisyen ve öğretmen olduklarına özellikle vurgu yapıldığına dikkati çeken Soylu, "Ben İçişleri Bakanı olarak sormak istiyorum; kasım ayından beri bu kişiler eylem yapıyorlar. kasım ayından beri bu eyleme destek veren vekilller, basın kuruluşları, bu topluma, bu millete bu kişilerin DHKP-C terör örgütü üyesi olduğunu hiç söylediler mi? Dün TBMM'de de açıkladım, siyaset, terör örgütlerinin kuklası olmamalıdır. Milletvekilleri, siyasi partiler bu konuda çok dikkatli olmalılar." ifadesini kullandı.
Soylu, Gülmen ve Özakça'nın ihraç edilmelerinin çok öncesinde birçok kez gözaltına alındığını belirterek, sadece katıldıkları eylemlerde 25 kez gözaltına alınıp, defalarca tutuklandığını vurguladı.
Batı'nın da bu terör örgütünün militanlarına kucak açtığına işaret eden Soylu, "Yapılmak ve yaratılmak istenen algı çok açık ve nettir. İhraçlar, masum insanlar üzerine yapılmış gibi gösterilmeye ve terörle mücadelemiz sulandırmaya çalışılmaktadır. Oysa olay nettir, doğrudan DHKP-C terör örgütü mensubu kişilere yönelik bir ihraç ve tutuklama söz konusudur. Yapılan her şey kanun ve hukuk çerçevesinde yapılmaktadır." dedi.
KÖYDES Projesi
Soylu, köylerin alt yapısını geliştirmek ve yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla 2005 yılında uygulamaya konulan KÖYDES Projesi hakkında da bilgi verdi. 2005-2016 arasında toplam 9 milyar 832 milyon 580 bin lira kaynak ayrılan proje kapsamında bugüne kadar planlanan projelerin yüzde 98'inin tamamlandığını anlattı.
KÖYDES kapsamında köy yolu, içme suyu, küçük ölçekli sulama ve atık su projelerine ilişkin verileri paylaşan Soylu, 2017 ödeneğinin yüzde 435 oranında artırılarak 1 milyar 700 milyon lira seviyesine çıkarıldığını vurguladı.
İçişleri Bakanı Soylu, Mardin, Diyarbakır, Batman, Bitlis, Şırnak'ta turizm hareketlerinin yükselmeye başladığına değinerek bu bölgelerde oluşturulan 23 cazibe merkezindeki yatırımların 83,5 milyar liraya ulaştığını ve buralarda 360 bin kişiye istihdam sağlanacağını kaydetti.