Hatay Amanoslar’a indikleri paramotorlarla ülkemize sızan ve ses getirecek terör eylemlerinde bulunmak amacıyla faaliyete geçecekleri sırada güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirilen teröristlerle ilgili soruşturma sürüyor.
Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri de ‘İki terörist görünmeden nasıl sınırı geçtiler?’ sorusunun yanıtı oldu.
İHA’ların görmesi çok düşük bir olasılık
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz’a göre yüzlerce kilometre uzunluğunda bir sınır için bu durum çok şaşılacak bir durum değil.
Özellikle sosyal medyada ‘İHA’lar 7/24 havada… Onlar neden görmedi?’ yaklaşımı sıkça tartışıldı. İHA ve SİHA’ların belirli alanları taradığını hatırlatan Oğuz, o anda bölgeyi gözetleyen bir İHA’nın sabit şekilde söz konusu alana bakmadığı sürece teröristleri görmesinin imkansızlığı üzerinde durdu.
[Teröristler sınırı geçmek için kullandıkları paramotoru Amanos'larda saklayarak yoluna devam etti.]
Turan Oğuz, Suriye’deki Münbiç ve Tel Rıfat bölgelerinin PKK kontrolünde olduğunu ve paratoner kullanan teröristlerin Münbiç’ten gelmesinin tesadüf olmadığına dikkat çekti.
Paramotorların 5 bin metreye kadar çıkabilse de aynı zamanda çok alçaktan uçup, arazi şartlarına kolaylıkla uyum sağlayabildiğine işaret eden Oğuz, “PKK’nın gece görüş ekipmanı ve GPS kullanarak bu geçişi yaptığını değerlendiriyorum” şeklinde konuştu.
[Türkiye'nin suriye tarafına ördüğü duvar kaçak geçişlerin önüne büyük oranda geçti.]
Uzun süredir test ediyorlardı
Terör unsurlarının Türkiye sınırını geçebilmek için farklı yöntemleri uzun süredir test ettiği bilgisini paylaşan Turan Oğuz, paramotor ile ilgili denemelerin de 1 seneden uzun bir süredir devam ettiğini söyledi.
“Önce başka bir unsurla test etmeye başladılar. Hudut birliklerimiz bunları tespit etti. Sonrasında paramotora yöneldiler. Onu da uzun zamandır deniyorlardı” diyen Oğuz, şöyle devam etti:
“Irak’ın Hakurk bölgesinde 2019 Kasımı’nda bir paramotor ele geçirdik. Aynı şekilde Temmuz 2020'de birliklerimiz tarafından vurularak düşürülen bomba yüklü bir paramotorlu terörist de medyada yer aldı. Örgüt çok fazla sayıda deneme-yanılma yaptı. Hala da devam ediyor. Onlar için denemeler sırasında ölen teröristlerin önemi yok. Sadece bir kez sınırı geçip, ses getirecek bir eylemi başarıyla tamamlayabilmek yeterli. Bu uğurda kaç kişinin öldüğüne pek bakmıyorlar.”
Diğer yollar başarısız olunca havaya yöneldiler
Türkiye'nin fiziki sınır tedbirlerini çok ciddi kontrol altında tutmasıyla beraber örgüt üyelerinin sınırın Türkiye tarafına geçişte ciddi zorluklar yaşadığının altını çizen Oğuz, özellikle duvar örülmesiyle beraber bu durumun daha da zorlaştığını söyledi.
“Yerin altından denediler. İleri teknolojiye sahip ekipmanlar kullanarak tünelleri yakalayıp imha ettik. Yerin üstünden geçmek istediler. Duvara ve modern ekipmanlara takıldılar. Son olarak havaya yöneldiler” diyen Oğuz, alınan önlemlerin verdiği olumlu sonuçlar üzerinde durdu.
.jpeg)
[ASELSAN tarafından geliştirilen MİDAS, yer altını sürekli takip ederek ilgili merkezlere aksi bir durumda bilgi veriyor.]
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, paramotora ilave donanımlarla iki kişinin binebildiğini ifade ederek, Suriye’den gelen teröristlerin muhtemel davranışlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Münbiç’ten, El Bab'ın güneyinden, rejim bölgesinden uçarak Tel Rıfat'a gelmiş olabilirler. Orada hem mola vermiş hem de gerekli silah ve bombaları almış olmaları mümkün. Oradan en kısa yoldan Türkiye sınırına uçmuş olabilirler... Çok sayıda alternatif var.
Görünemeyeceklerine en inandıkları yer nereyse, daha önce test ettikleri rotalardan hangisi en güvenliyse oradan geçip Türkiye'ye inmişlerdir."
Türkiye’nin radarları ve elektro optik sistemleri var
Ankara’nın bu tür saldırılara karşı koymak için elinde ne tür seçenekleri olduğunu sorduğumuz Oğuz, şu yanıtı verdi:
“Suriye sınırını gözleyen radarlarımız var. Tabii bunların coğrafik yapıdan kaynaklanan bazı tespit sınırlamaları var. Daha alçak irtifada daha küçük hedefleri hiçbir kör nokta kalmayacak şekilde mevcut yapıyı güçlendirmeliyiz.
Kaldı ki sadece radarlar da yeterli olmayacaktır. Elektronik harbe karşı bu radar ağı elektro optik sistemlerle de desteklenmelidir. Onların da bir kısmı zaten kullanımda. Kör nokta kalmayacak şekilde ekipmanlar artırılmalı.
Diğer yandan ASELSAN balonlu gözetleme sistemi de ekonomik seçeneklerden biri. 500 metre irtifadan görev yaptığı ve 8 kilometrelik bir mesafeyi gözetleyebildiği açıklanmıştı.
Sadece Suriye sınırı boyunca değil tehdit altındaki tüm sınır hatlarında aynı şekilde gözetleme yapılması lazım. Elimizdeki ürünlerin sayısını artırıp, çok kapsamlı bir yerleşim planı uyguladığımızda sorun asgariye inecektir.”
