Türk Silahlı Kuvvetleri’nin icra ettiği Pençe-Kılıç Hava Harekatı Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyine nokta hedeflere tam isabet atışlarla başladı. Sosyal medyaya düşen bazı görüntülerin ardından Milli Savunma Bakanlığı’ndan resmi açıklama geldi. İlk açıklamada, “Hesap zamanı. Alçaklardan hain saldırıların hesabı soruluyor!” denildi.
Milli Savunma Bakanlığı daha sonra yaptığı duyuruda, operasyonun Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51. maddesinden doğan "meşru müdafaa" hakları doğrultusunda yapıldığının altını çizdi.
Hesap titizlikle soruldu
Gece saatlerinde düzenlenen başarılı operasyonda her hedef titizlikle imha edildi. Pençe Kılıç Harekatı’nda tüm dünyaya gösterilen önemli bir ders de vardı... Harekatta hiçbir sivile zarar gelmedi. Bu durum harekatın planlama safhasında da çok değerli bir istihbarat sürecinin yürütüldüğünü gösterdi.
Peki, TSK harekatı ne zaman planladı? İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırı bu operasyonu tetikledi mi? Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ile Pençe Kılıç Harekatı’nın istihbari boyutunu konuştuk.
“İftirayla sivillere zarar verildi diyorlar”
Pençe Kılıç Harekatı’nda ilk etapta 89 hedef bombalanmasına rağmen sivillere asla zarar verilmedi. Başbuğ, TSK’nın bu konudaki hassasiyetine işaret ederek, ABD ve diğer ülkelerin bu konudaki yanlışlarına değiniyor:
“ABD’nin ve onunla birlikte hareket eden devletlerin ısrarla takip ettiği bir husus var ve bunun üzerinden bir algıyı yürütmek için çabaları var. O da nedir? Harekatta kusursuz gidiyor her şey. Herhangi bir maddi delil yok. Fakat bir iftirayla Türk Ordusu’nun sivillere yönelik operasyonlarda zarar verdiği yönünde haberler yapıyorlar.
‘Sivillere zarar verildi’ gibi birtakım yalan ve iftira dolu haberleri paylaşmaya çalışıyorlar. Fakat artık Amerika'nın ipliği pazara çıktığı için bu gibi haberler karşılık görmüyor.
Zeytin Dalı Harekatı’nda Afrin il merkezinde bir bina tespit edildi. Bina üç dört katlı ve tamamen terör örgütünün sözde karargah diye kullandığı, silahların olduğu bir bina. Bina istihbari anlamda keşfedildi. Operasyon kararı alındı. SİHA'lar gitti. F-16’larla bina yerle bir edilecekti. Düğmeye basılacak ve bina yerle bir edilecekti. Fakat o sırada bir hava görüntüsü alındı. Orada top oynayan 3 çocuk görüldü ve operasyon iptal edildi.”
“Dünyada insan yaşatmak için mücadele eden tek orduyuz”
Operasyonlardaki asıl hedefin sivilleri katledenlerin olduğunu belirten Başbuğ, “Dünyada insan yaşatmak için mücadele eden tek orduyuz” cümlesinin altını çiziyor:
“Biz bugüne kadar dünyada insan yaşatmak için mücadele eden tek orduyuz. Bizim derdimiz o insanlara kastedenleri, katledenleri engellemek. Yani biz burada bütün harekatlarımızda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da ifade ettiği gibi en büyük hassasiyetimiz sivillerin zarar görmemesi, insanların zarar görmemesi.
Terörle iltisaklı olmayan bina, araç ne varsa bunları da gözeterek hareket etmek... Biz bunu bugüne kadar büyük bir başarıyla uyguladık. Bugüne kadar hiçbir Iraklı, hiçbir Suriyeli, hiçbir dünya vatandaşı çıkıp da ben TSK’nın yürüttüğü harekattan dolayı zarar gördüm ya da hasar aldım demedi. Ki bunu dedirtmek için bulduğu an her yerden yayınlayacak bir güruh var.
TSK çok detaylı bir keşif ve çalışma yaptıktan sonra düğmeye basıyor. En ufak listede ne olursa olsun kaybımız operasyonu durduruyor.”
“Hedeflerin hepsi vardı”
Bir hafta önce İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmiş, 81 kişi de yaralanmıştı. Başbuğ, operasyonun bu saldırının ardından geldiğini ancak hedeflerin yeni belirlenmediğini söyledi.
Başbuğ, bu durumu iki bin yıllık devlet geleneğine bağlıyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir taktik var. Bu da iki bin yıllık bir ordunun tecrübesinden geliyor. Bu yüzden biz her türlü ülkeye yönelik en kötüye göre senaryoyu belirler ve dosyayı hazırlarız. Yunanistan da dahildir buna. Bize yakın coğrafyada kim varsa dahildir. Derleriz, güncelleriz, coğrafya tutarız. Ne zamana kadar? İşte Türkiye'ye yönelik bir saldırı, bir hasmane tutum ve süreç başlayana kadar.
Süreç başladığı an bu dosyalar raftan iner. En son haliyle tekrar güncellenir ve emir beklenir. Suriye ve Irak coğrafyasındaki bu hedeflerin hepsi evvelden biliniyordu. Onlar güncellenerek, yani son durumdaki bilgiler de bu duruma dahil edilerek harekat planı hazırlandı. Rutin bir süreç. Yani biz İstiklal Caddesi’ndeki saldırı oldu diye hedefleri tespit etmedik. Zaten vardı. Takip kontrol altındaydı. Bu olayla da örtüşünce harekat operasyon bu hedeflere gerçekleşti.”