Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nca İstanbul Müftülüğü'nün ev sahipliğinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden 220 öğrencinin iştirakiyle gerçekleştirilen yaz etkinliğinin Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen kapanış programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması öncesinde katılımcılara, Mısır'da şehit edilen Esma Biltaci'ye babasının cezaevinden gönderdiği mektubun okunduğu video izletildi.
Bu videoya değinerek konuşmasına başlayan Erdoğan, Allah'ın herkese o makamı lütfetmesi temennisinde bulundu.
O makamların herkesi çok daha farklı ufuklara taşıyacağını dile getiren Erdoğan, "Aramızda inşallah Esma Biltaci'leri görüyorum, Mus'ab bin Umeyr, bunları görüyoruz. Sizleri tebrik ediyorum, kutluyorum." diye konuştu.
Diyanet işleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yaz kampının kapanış toplantısında yer almasının kendisine ayrı bir güç kattığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Evlatlarımızın, geleceğe yönelik Türkiye'mizin birer köşe taşı olduğuna ve olacağına inanıyorum. İnşallah sizler özellikle Güneydoğu'da, Doğu'da döndürülmek istenen o kirli çarkları, şu anda tersine çeviriyorsunuz, tersine çevireceksiniz. Buna inanıyorum. Bu yaz kamplarının bundan sonra inşallah çok daha farklı ve güçlü bir şekilde düzenlenmesini arzu ettiğimi ifade etmek istiyorum. Onu da Başbakan Yardımcımla az önce burada değerlendirdik. İnşallah bunu hem farklı illere yaymamızın, özellikle illerinden çıkamayan Güneydoğulu yavrularımızı, Türkiye'nin değişik illerindeki, bizim o medeniyet tasavvurumuzun, medeniyetimizin köşe taşlarımızla onların tanışmasını sağlamamızın çok büyük önemi olduğuna inanıyorum. Bunlar da bizim için zaten problem değil. Bunları süratle halledip bütün yavrularımızı, gerek orta gerek lise kısmındaki öğrencilerimizi buralara inşallah sevk etmek suretiyle, buralarda birer aylık yaz kurslarıyla yaz boyu bu çalışmaları devam ettirmenin çok çok faydalı olacağına inanıyorum."
'Yeni nesilden ümitliyim'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz'da ezanına ve bayrağına el uzatanların başını ezeceğini tüm dünyaya ilan eden bir ecdadın mirasını devralacak nesle yakışan duruşun buradaki öğrencilerin duruşu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli platformlarda kimilerinin yeni nesil konusunda ümitsizliğini dile getirdiğini gördüğünü ifade ederek, şunları aktardı:
"Ben ise tam tersine yeni nesilden, yani sizlerden ümitliyim. Onlar gibi ümitsizliğim yok. Allah'ın rahmetinden ümidimizi kesmeyeceğiz. Tarihini, kültürünü, medeniyetini bilen, kendini her alanda en iyi şekilde yetiştiren bir neslin geldiğine inanıyorum, bu nesli karşımda görüyorum. İnşallah sizler ülkemizi ve milletimizi bugün bulunduğu yerden çok daha ilerilere taşıyacaksınız. Bunun için Türkiye'nin 2053 ve 2071 vizyonlarını biz sizlere emanet ettik. Biz göremeyeceğiz ama siz inşallah o günleri görecek ve yaşayacaksınız."
"Türk'ü de Kürt'ü de Yaradan'dan ötürü seveceğiz"
Türk'ü de Kürt'ü de Çerkez'i de Arnavut'u da yaratandan ötürü seveceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onun için bölücü örgütün çocuklarımıza ve gençlerimize vadedebileceği hiçbir gelecek yoktur. Yasin'imizi nasıl şehit ettiler biliyorsunuz. Yasin'imiz 15 yaşındaydı, Diyarbakır'da kurban eti dağıtıyordu, ne yaptılar? Kaçıncı kattan attılar biliyorsunuz. Şehit ettiler, ondan sonra da araçla üzerinden geçtiler. Bunlar alçak, bunlarda insana saygı yok, bunlar haysiyetsiz. Bunların insana saygıyı bir kenara koyun, bunlarda merhamet, bu tür duygu yok. Tam tersine terör örgütü hayallerimizi çalarak, hayatlarımızı karartarak en büyük kötülüğü yavrularımıza yaptı. Örgütün eylemlerinde öncelikle okulları, yurtları, öğretmenleri hedef almasının sebebi budur."
"Amaç bölgedeki çocuklarımızı okuldan ve camiden kopartmak"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, din görevlilerine yönelik saldırıların da hiç kesilmediğinin altını çizdi. Hakkari'de bunların yaşandığına değinen Erdoğan, "Örgütün amacının, bölgedeki çocuklarımızı hem okuldan hem camiden kopartarak kendi sapkın ideolojilerinin kulu, kölesi, robotu yapmak olduğu açıktır. Niye? Çünkü biliyorlar ki camiden, mescitten, o minberlerden, o mihraptan, o vaaz kürsüsünden terör ve terörist çıkmaz." dedi.
Zihinleri, gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesinin birilerinin hep korkulu rüyası olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizde zihinleri bilgiyle gönülleri imanla dolu nesiller yetişmesi, birilerinin hep korkulu rüyası olmuştur. Bir dönem zirveye çıkan imam hatip okulu alerjisinin gerisindeki sebep de budur. Ona da tahammül edemediler. Niye? Çünkü imam hatipte farklı bir nesil gelir endişesini taşıdılar. Sırf bunun için eğitim sistemimiz defalarca altüst edilmiştir. Bunu söylerken diğer düz, Anadolu, fen, bunları asla bir kenara koymak, böyle bir düşüncemiz yok, oraların mezunlarına da bizim şiddetle ihtiyacımız var. Onların üzerinde de özel çalışmalarımız var. Kaliteyi oralarda da arayacağız. FETÖ, işte bu zaafı kullanarak ülkemizde kök salmış ve milletimizin başına bela olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığımızın aslında bu konuda ciddi eksiklikleri olduğunu da söylemek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çok ama çok geç kalmıştır. Defalarca bu ikazları meydanlarda yaptık, özel görüşmelerimizde yaptık, özellikle Güneydoğu, Doğu, buralardaki çalışmalarda geç kaldık. Biz melle müessesesini niye kurduk? Bunun için kurduk."
'İbadetin dışında camilerimiz sürekli hareket halinde olmalı'
Boş bırakılan her alanın birileri tarafından doldurulacağının altını çizen Erdoğan, "Alanların boş bırakılmasına tahammülümüz yok. Devlet ve millet olarak, el ele vererek, okullar ve camiler başta olmak üzere hiçbir yerde, hiçbir alanda boşluk bırakmamak mecburiyetindeyiz. Bizim büyük hedeflerimiz, büyük hayallerimiz var." ifadesini kullandı.
Bu hedeflere uygun bir gayretin ortaya konulmasının ve buna uygun nesillerin yetiştirilmesinin önemine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okullarımızı dört duvar, bir tahta, bir öğretmenden ibaret kurumlar olarak görmeyeceğimiz gibi, camilerimizi de yine aynı şekilde, dört duvar, bir mihrap, bir imamdan ibaret mekanlar olarak bırakamayız. İçini doldurmamız lazım. Okullarımızı da camilerimizi de toplum hayatımızın yaşayan birer parçası haline dönüştürmeden hedeflerimize ulaşamayız. Camilerimizin içinde bir hayat, bir ruh olmalı. Sadece 5 vakit namaz, ondan sonra kapıyı kapa, çekil git. Böyle cami olamaz. Bizim hayatımızda böyle bir cami yok. Ama ne yazık ki camilerimize bu anlayışı yerleştiremedik. Yeni dönem bana göre 5 vakit ibadette ve ibadetin dışında camilerimiz sürekli hareket halinde olmalı."
"Milletimiz oyunu deşifre etmeyi hep başardı"
Atılacak adımlarla Türkiye'nin yeni bir sıçrama dönemine gireceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, gücünü imanımızdan, inancımızdan alan mücadeleci yapımıza borçluyuz. Bunun için milletimizi kimi zaman etnik kimi zaman mezhebi kimi zaman ideolojik fitnelerle bölmeye, parçalamaya, kendi içinde çatıştırmaya çalışıyorlar." dedi.
Suriye ve Irak'ı örnek gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama unutmayın benzer şeyleri bizde de yapmaya çalışıyorlar. İnşallah biz bunlara fırsat vermeyeceğiz, onun için çalışıyoruz. Kimi zaman kısmi neticeler alınmış olsa da nihai noktada milletimiz bu oyunu deşifre etmeyi hep başarmıştır. İşte PKK hangi amaçla sahaya sürülmüşse, FETÖ de aynı gaye için kullanılmıştır. DEAŞ denilen örgüt üzerinden gerçekleştirilen İslam düşmanlığı ve dökülen Müslüman kanı başka hiçbir şekilde yapılamazdı. İşte Gabar'da, Cudi'de, Tendürek Dağları'nda, Bestler Deresi'nde şu anda acaba bizim güvenlik güçlerimiz neyin mücadelesini veriyor? Sizlerin huzurunu, refahını oralarda tesis etmenin mücadelesini veriyor."