Çok Bulutlu 3.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 07.06.2021 12:00

Raylar üzerinde 155 yıllık değişim yolculuğu

Demir yolu ulaşımı aslında antik çağlardan bu yana hayatımızda. Anadolu'nun ilk demir yolu hattı ise 7 Haziran 1866’da hizmete girdi. Gelin tarihin ‘raylı sayfalarında’ bir yolculuğa çıkalım ve trenlerin ülkemizdeki tarihine yakından bakalım.

Raylar üzerinde 155 yıllık değişim yolculuğu
[Foto: AA]

Kimi zaman savaşların, kimi zaman barışların, kimi zaman da son dönemlerde gördüğümüz üzere çok değerli yeni müttefikliklerin temel sebeplerinden biri demir yolu ulaşımı.

Teknoloji geliştikçe bu ulaşım yönteminde de çok ciddi ilerlemeler kaydedildiği bir gerçek. Ama insanoğlunun henüz antik çağda dahi bu yöntemi kullandığını bilmemiz, diğer tüm ulaşım araçlarından daha farklı bir yere taşıyor demir yolunu.

Antik çağlardan itibaren, oluk şeklinde yarılan taşlar üzerinde tahtadan yapılmış tekerleklerin kaydırılması mantığına dayanan, insan ya da hayvan gücüyle itilen araçlar ile bazı taşıma işlemlerinin yapıldığı günlerden, saatte yüzlerce kilometre hıza erişen ve kıtalar arasında seyreden ulaşım aracına…

Bugün, 7 Haziran 2021... Yani Anadolu topraklarındaki ilk hat olan İzmir-Aydın demir yolu hattının açılışının 155. yıl dönümü. Hadi gelin Anadolu’da 1,5 asır önce açılan hattan hareket eden bir trene binelim ve ülkenin dört bir yanını gezdikten sonra Marmara Denizi’nin altından geçip Avrupa kıtasına ulaşacağımız küçük bir yolculuğa çıkalım…

Aydın-İzmir arasındaki demir yolu Türkiye'nin raylardaki yolculuğunun Anadolu'daki ilk durağı oldu.[Aydın-İzmir arasındaki demir yolu Türkiye'nin raylardaki yolculuğunun Anadolu'daki ilk durağı oldu.]

Demir yollarının beş dönemi

Yolculuğa başlamadan önce elimizdeki kısa bilgileri sizinle paylaşalım. Bu alanı inceleyen uzmanlar ülkemizdeki demir yolu macerasının 5 ana döneme ayrıldığı konusunda hemfikir.

İlk dönem 1839-1861 aralığını kapsayan Sultan Abdülmecid dönemi. Ardından Sultan Abdülaziz geliyor ve 1861 ile 1876 dönemindeki atılımlar onun sayesinde oluyor. Sonrasında bugün dahi izlerini net gördüğümüz bir periyot başlıyor ve 1876-1909 arasında Sultan II. Abdülhamid Han son derece önemli hamleler yapıyor. Takvimler 1909-1918 aralığındayken Sultan Mehmet Reşad’ın demir yolu adımlarını görüyoruz. Ve son olarak hepimizin bildiği üzere Cumhuriyet dönemi başlıyor ve 1923’den itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yolculuğu başlıyor.

Osmanlı döneminde ilk demir yolu kuruluyor

Demir yolunun 1830’lu yıllardan itibaren ilk olarak İngiltere’de kullanıldığını biliyoruz. O dönem için devrim sayılabilen bu gelişmenin karşısında hiçbir imparatorluğun, ülkenin durması mümkün değildi, duramadı da… Çünkü sanayi devrimiyle üretilen devasa yükler demir yoluyla çok uzak yerlere ulaşabiliyor, toplumlar sadece ekonomik anlamda değil, sosyal ve kültürel alanlar da gelişiyordu.

Öte yandan demir yolunun savaşta dahi üstünlük sağlamanın en önemli unsurlarından birisi haline gelmesi dünyanın geri kalanında da bu ulaşım yönteminin kullanılmasındaki en temel motivasyondu.

Böyle bir ortamda Osmanlı İmparatorluğu da gelişmelere kayıtsız kalamadı… 1856 yılında Osmanlı egemenliği altındaki Mısır’da ilk demir yolu yapımı ve işletmesi gerçekleşti. Yine aynı yıl Anadolu topraklarındaki İzmir-Aydın hattının imtiyazı ve 1857 yılında da Avrupa topraklarındaki Köstence-Çernavoda hattının imtiyazları ile demir yolu serüvenimiz başlamış oldu.

Bu haberin temel konusu Anadolu olduğundan Osmanlı’nın bugün ülkemiz sınırları dışında kalan demir yolu projelerine değinmeyeceğiz. Yine de belki merak edenler olur diye bir bilgiyi daha paylaşalım; Osmanlı Dönemi’nde yapılan 8 bin 619 kilometrelik demir yolunun 4 bin 136 kilometrelik bölümü bugünkü milli sınırlarımız içerisinde kaldı.

Tren ulaşımı çok eski dönemlerden bu yana insanoğlu için son derece önemli oldu.[Tren ulaşımı çok eski dönemlerden bu yana insanoğlu için son derece önemli oldu.]

Anadolu’da demir milat: 1856

Bugünkü milli sınırlar içindeki demir yollarının tarihi 23 Eylül 1856 yılında 130 kilometrelik İzmir-Aydın demir yolu hattının imtiyazının verilmesiyle başlıyor. Bu nedenle çok sayıda kaynakta 1856 yılı ‘demir milat’ olarak kabul ediliyor.

Söz konusu demir yolunun inşa edilmesi için 1856’da ‘İzmir’den Aydın’a Osmanlı Demir Yolu Şirketi’ kuruluyor ve hemen bir yıl sonra da milli sınırlarımız içerisindeki ilk demir yollarının temeli atılıyor.

Takvimler 1865’i gösterdiğinde bir yanda İzmir-Manisa, bir yanda Manisa-Bandırma ve diğer yanda Manisa-Afyon kesimlerinde demir yolu hattına dair adımlar birbirini izliyor. 1870 yılında Şirinyer-Buca arasında Türkiye’nin ilk banliyö hattı açılıyor ve 1872’de Demiryolları İdaresi kuruluyor.

Cumhuriyet öncesi dönemde de demir yolu en önemli konulardan biri oldu. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[Cumhuriyet öncesi dönemde de demir yolu en önemli konulardan biri oldu. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

Ağacın yaprakları gibi Anadolu’ya yayılıyor

Osmanlı İmparatorluğu’nun da bu topraklarda çıkarı olup imtiyaz bekleyenlerin de demir yoluna ihtiyacı olması kısa sürede Anadolu’nun farklı bölgelerinde tren hatları kurulması sürecini hızlandırdı.

Ege’de başlayan ilk yolculuk Anadolu demir yolu hattı projesiyle daha da gelişti. Haydarpaşa’dan İzmit’e, Eskişehir’den Ankara’ya ulaşan hat 1872 yılında kendini gösterdi.

Diğer yandan Bursa-Mudanya hattı devreye girerken, 1894’te Eskişehir-Konya kısmı hizmete açıldı.

Tabii ki güney kesimlerinde de çalışmalar kısa sürede meyvelerini verdi. 1882’de Mersin-Yeni arasında kendini gösteren tren hattı, 1886’da Adana’ya ulaşmakla kalmadı, Halep, Nusaybin, Samarra ve Bağdat’a kadar ilerledi. Bu hat üzerindeki Nusaybin-Samarra arası 1940’ta İngilizler tarafından tamamlandı.

Türkiye, cumhuriyetin henüz kurulduğu yıllarda tüm zorluklara rağmen demir yolu yatırımlarına ara vermez. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[Türkiye, cumhuriyetin henüz kurulduğu yıllarda tüm zorluklara rağmen demir yolu yatırımlarına ara vermez. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

Cumhuriyet dönemindeki demir yolu stratejileri

Osmanlı’nın dağılması, Anadolu’da düşman istilası, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet… Bunca zorlu döneme rağmen Türkiye, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından itibaren demir yoluna büyük bir önem verir.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında demir yolu sevdası herkesi sarar ve onca kıtlığa, imkansızlıklara rağmen demir yolu yapımı İkinci Dünya Savaşı’na kadar büyük bir hızla sürer. Ülkemizin ilk iki 5 yıllık sanayileşme planlarında demir yoluna özel bir vurgu yapılır. Bu dönemde demir yolu hatları milli kaynaklara yönlendirilir, sanayinin yurt sathına yayılma sürecinde yer seçiminin belirlenmesinde yönlendirici olur.

Tüm olumsuz koşullara karşın, demir yolu yapım ve işletmesi ulusal güçle başarılmakla kalmaz, millileştirilmesi sürecinde de çok değerli hamleler yapılır. Yabancı devletler tarafından yapılıp işletmeye açılan demir yolu hatları 1928, 1934, 1935 ve 1937 yıllarında çıkarılan yasalarla toplam 429 milyon İsviçre Frangı, 162,5 milyon Fransız Frangı ve 1,8 milyon İngiliz Sterlini ödenerek millileştirilir. Türkiye, bu sayede büyük bir prangadan daha kurtulur.

İkinci Dünya Savaşı ve o dönemki kimi gelişmeler ülkemizde demir yolu yatırımlarının kesilmesini beraberinde getirdi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[İkinci Dünya Savaşı ve o dönemki kimi gelişmeler ülkemizde demir yolu yatırımlarının kesilmesini beraberinde getirdi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

İkinci Dünya Savaşı ile işler değişiyor

Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyetin ilk yıllarında devam eden demir yolu azmi maalesef İkinci Dünya Savaşı yıllarında kesintiye uğrar. 1923-1950 yılları arasında yapılan 3 bin 578 kilometrelik demir yolunun 3 bin 208 kilometrelik kısmının 1940 yılına kadar tamamlandığı bilgisi nasıl bir yavaşlama olduğunu gösterir.

Burada mutlaka aklımızda tutmamız gereken bir dönüşüm süreci var… İkinci Dünya Savaşı, Marshall Planı ve sonrasında demir yolu yerine karayolu yatırımlarının artması detayını atlarsak, Türkiye’nin neredeyse 50 yıl boyunca demir yolu ağına neden dişe dokunur bir katkı yapamadığının en temel gerekçelerinden birini pas geçmiş oluruz.

1940-1960 yılları arasını çok kısıtlı bağlantı hatlarıyla geçiren Türkiye, 1960-2003 döneminde toplam 847 kilometre demir yolu inşa edebildi. Savaştan yeni çıkmış yokluklar içindeki bir ülke 3 bin 500 kilometrenin üzerinde hat inşa ederken, 1960 ila 2003 arasındaki 847 kilometre uzunluk, kaybedilen yılların maalesef kötü bir hatırası.

Demir yollarının altın çağı

Şimdiye kadar yazdıklarımızı bir özetleyelim… 7 Haziran 1866’da yola çıkan tren bizi önce Ege’de İzmir-Aydın arasında gezdirdi, sonrasında Anadolu’nun dört bir yanına götürdü… İstanbul’dan Bursa’ya, Eskişehir’den Ankara’ya, Mersin’den Adana’ya uzanan yolculuğumuzda 1960-2003 arasında uzun soluklu bir mola verdik.

Yolculuğumuz 2003 yılında yeniden başlıyor. Kemerlerinizi sıkıca bağlayın çünkü bundan sonraki bölümde yüzlerce kilometre hıza çıkan trenlerle son derece modern tünellerden geçecek, denizin altına girecek, çıktığımızda kıta değiştirmiş olacağız. Yetmeyecek, Çin’den gelip Avrupa’ya giden ilk trene şahitlik edecek, ilk yerli dizel tren seti ile 5 yıldızlı otel konforundaki garlara göz atacağız.

2003'te demir yolu yatırımları yeniden 'devlet politikası' ilan edildi ve 'altın çağ' başladı. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[2003'te demir yolu yatırımları yeniden 'devlet politikası' ilan edildi ve 'altın çağ' başladı. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

Demir yolu yeniden devlet politikası oluyor

Yaklaşık 50 yıllık bir ‘uyku’ döneminin ardından Türkiye’de 2003 yılı itibarıyla demir yolu sektörünün yeniden devlet politikası olarak kabul edilmesiyle çok hızlı bir ilerleme dönemi kaydedildi.

Bu yeni dönemin ilk işaret fişeği 8 Haziran 2003’te Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin Ankara-Eskişehir arasındaki 1. etabının temelinin atılması oldu.

Hızla trenlerle işler rayına giriyor

Türkiye’de ‘hızlı tren projesi hayal mi yoksa hizmete açılacak mı?’ tartışmaları sürerken, 2004 yılında İstanbul Boğazı’nın iki yakasını birleştirme hedefiyle yeni bir hamle daha yapıldı. ‘Asrın projesi’ olarak kabul edilen Marmaray’ın ‘Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi’nin temeli Ekim 2004’de atıldı.

Takvimler 2009’u gösterdiğinde Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren hattı mart ayında işletmeye açıldı. Hemen arkasından Ankara-Konya yüksek hızlı tren hattı 2011’de hizmete girdi.

Ülkemizin en büyük şehri ile başkentini birbirine bağlayan Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattı 25 Temmuz 2014 tarihinde işletmeye açıldı. 2003 yılında 10 bin 984 kilometre olan demir yolu uzunluğu, 2019’a gelindiğinde 12 bin 803 kilometreye ulaştı.

Türkiye, 50 yıla yakın bir 'uyku' döneminin ardından demir yolu yatırımlarında çok değerli bir hamle gerçekleştirdi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[Türkiye, 50 yıla yakın bir 'uyku' döneminin ardından demir yolu yatırımlarında çok değerli bir hamle gerçekleştirdi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

Sadece tren yolu inşa edilmedi

2003 yılı sonrasında demir yolu için sadece raylar inşa edilen bir dönem yaşanmadı. Dediğimiz gibi Türkiye artık bu alana ‘devlet politikası’ olarak bakıyordu ve bu durumun pek çok farklı alana da yansıması oldu.

Örneğin 19 Nisan 2011 tarihinde ilk yerli dizel tren seti ANADOLU hizmet vermeye başladı. Diğer yanda demir yolu sektörünün ihtiyaç duyduğu hızlı treni, lokomotifi ve yük vagonunu üretmek için “MilliTren Projesi” başlatıldı. TCDD tarafından ilk defa Yap-İşlet-Devret modeli ile inşa edilen Ankara YHT Garı 29 Ekim 2016’da açıldı.

Uluslararası demir yolu ağının gözde oyuncusu

Ülkemizde demir yolunun gelişiminden kabaca bahsettik. Tabii ki atılan her adımı yazma imkanı yok. Anadolu’daki görünüme baktıktan sonra haberi bitirmeden önce sürecin uluslararası boyutuna da kısaca bir göz atmakta fayda var.

Dünya ticaretinde demir yolunun yeniden yükselişe geçtiği bu dönemde Türkiye de denklemin dışında kalmadı… Bu alanda en çok bilinen örneklerden biri Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı oldu. 30 Ekim 2017’de açılan hat yeni bir denklemi de beraberinde getirdi. Çünkü söz konusu gelişmeyle Avrupa’dan Çin’e kesintisiz demir yolu ulaşımını sağlandı.

Çin’in Xi’an şehrinden yola çıkan ve 42 konteyner yüklü vagondan oluşan 820 metre uzunluğundaki China Railway Express, 7 Kasım 2019 Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya geçen ilk yük treni oldu.

Anadolu, uluslararası tren ulaşım ağının da önemli bir parçası haline geldi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber[Anadolu, uluslararası tren ulaşım ağının da önemli bir parçası haline geldi. Grafik: M. Furkan Terzi - TRT Haber]

2023 hedefleri

Anadolu’da 1866’da başlayan demir yolu inşasından bugüne kadar gelinen noktayı kilometre taşları üzerinden anlatmaya çalıştık. Bunca işin ardından gelinen nokta elbette yeterli değil. Çünkü dünya gelişiyor ve geliştikçe yeni döneme ayak uydurmak da kaçınılmaz oluyor.

Demir yolu projelerinde bir kez daha ‘duraklama’ dönemine girmek istemeyen Ankara, bu nedenle gelecek yıllara ilişkin de değerli projeksiyon çalışmalarına imza atıyor. Tabii burada ilk durak, Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü olan 2023.

Mevcut demir yolu ağının 2023 yılında 17 bin 527 kilometreye ulaşması öncelikli hedeflerden biri. Demir yolu taşımacılık payının, karasal yük taşımacılığında yüzde 10’a, yolcu taşımacılığında ise yüzde 3.8’e çıkarılması diğer hedefler. Ayrıca mevcut araçların hızlı tren hatlarına uygun hale getirilmesi ve her türlü demir yolu aracının ülkemizde üretilmesi gibi bir irade de var. Tüm bunların dışında çok farklı alt başlıkta geleceğe dair yol haritası hazır.

Ümit edelim 1866’da İzmir’den harekete geçen tren, hiç durmadan ülkemizin dört bir yanına ulaşmaya, atılımını sürdürmeye ve demir yolları Türkiye’yi geleceğe taşımaya devam etsin…
 

Sıradaki Haber
Türkiye ‘akıllı harp’ devrimine odaklandı: Akıllı Silah Ağı ile mühimmat 'konuşacak'
Yükleniyor lütfen bekleyiniz