Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen koordinasyonunda yürütülen soruşturma kapsamında tüm deliller inceleniyor.
Türkiye ile Rusya yetkili makamlarının "Minnesota Protokolü" çerçevesinde birlikte yürüttüğü soruşturmanın, tam bir uyum ve iş birliği içinde sürdürüldüğü belirtiliyor. Soruşturmada şu anda 11 şüpheli gözaltında bulunuyor.
Saldırganın cep telefonunun, HTS kayıtlarının ve hesap hareketlerinin de incelendiği soruşturmada, Rusya'nın Ankara Büyükelçiliğinde çalışanların Mevlüt Mert Altıntaş'a bilgi verip vermediği de araştırılıyor.
Soruşturma kapsamında edinilen ilk bilgilere göre, Altıntaş'ın emniyetteki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının desteğiyle teşkilata girdiği, emniyet içindeki örgütün mensuplarıyla hareket ettiği üzerinde duruluyor.
İlaç kullanıp kullanmadığı araştırılıyor
"İçine kapanık", "anti sosyal kişilik bozukluğu" bulunduğu tahmin edilen saldırgan Altıntaş'ın olay günü ya da hayatının diğer dönemlerinde ilaç veya başka madde kullanıp kullanmadığı da araştırılıyor.
Altıntaş'ın, geçici görevli bulunduğu Diyarbakır'da, 15 Temmuz darbe girişiminden önce 2 gün izin aldığı belirlendi. İznini Ankara'da geçirdiği tespit edilen Altıntaş'ın bu sürede neler yaptığı da inceleniyor.
Rapor almış
Saldırganın olay günü, Yenimahalle Onkoloji Hastanesinden karın ağrısı şikayetiyle rapor aldığı, kendisine rapor veren doktorun eniştesinin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra emniyetten ihraç edilen bir komiser olduğu da tespit edildi.
Altıntaş'ın rapor aldıktan sonra evine gidip olaydan iki gün önce satın aldığı takım elbiseyi aldığı, 14 Aralık'ta telefonla rezervasyon yaptırdığı otele geçtiği, burada bir iki saat kaldıktan sonra Çağdaş Sanatlar Merkezine gittiği belirlendi.
Üzerinden 3 yedek şarjör ile cebinden 20-25 mermi çıkan saldırganda 75 mermi bulunduğu tespit edildi.
İstanbul'da yürütülen FETÖ soruşturmasında tanık ifadesinde Altıntaş'ın isminin geçtiği, dayısının, Aydın'da örgütle irtibatlı olduğu için kapatılan bir dershanenin müdürü olduğu, yakın arkadaşlarının da darbe girişiminden sonra meslekten ihraç edildiği öğrenildi.
Canlı ele geçirme ihtimali var mıydı?
Başsavcılık kaynakları, katilin sağ olarak ele geçirilme ihtimali olup olmadığını da araştırıyor. Yetkililer, saldırganın Karlov'u vurduktan sonra emniyet güçleriyle girdiği çatışmanın görüntülerini ayrıntılı şekilde inceliyor.
İzlenen görüntüler ve tanık beyanlarına göre, Büyükelçi Karlov'u vurduktan sonra salonun arka tarafına doğru kaçan saldırgan, sergi salonundaki tabloları tek tek yere fırlatıyor.
Olay yerine ilk giden Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin "teslim ol" çağrısına ateşle karşılık veren Altıntaş'ın, sergi salonunda bir duvar arkasına saklanarak, buradan polislere ateş ettiği belirtiliyor.
Ardından olay yerine gelen özel harekat ekiplerinin ateşe karşılık vererek, saldırganı önce iki ayağından, ardından bacaklarından ve dizlerinden vurduğu, yere düşen Altıntaş'ın vurulmasına rağmen ateşe devam ettiği ifade ediliyor.
Altıntaş'ın, emniyet güçlerinin "teslim ol" çağrısına, "beni sağ ele geçiremeyeceksiniz" şeklinde karşılık verdiği, yere düşmesine rağmen ateşe devam ettiği ve elini beline attığında bomba çıkaracağı düşüncesiyle emniyet güçleri tarafından öldürüldüğü üzerinde duruluyor.
İzlenen görüntüler ve tanık beyanlarına göre, saldırganın olay günü 19.05'te Büyükelçi Karlov'u vurduğu, 19.42'de de saldırganın etkisiz hale getirildiği tespiti yapılıyor.
Otopsi işlemleri tamamlandı
Öte yandan, düzenlenen operasyonla etkisiz hale getirilen polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş'ın Keçiören'deki Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsi işlemleri sona erdi.
Altıntaş'ın cenazesini almak için şu ana kadar hiçbir yakınının başvuruda bulunmadığı öğrenildi.
Cenazenin sadece birinci derece akrabası olan yakınlarına teslim edilebileceği belirtildi.