TRT World’ün sorularını yanıtlayan Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Aleksey Yerhov, iki ülke ilişkilirenin çok iyi dönemlerinden birini yaşadığını anlattı. Büyükelçi Yerhov Türkiye, Rusya ve İran’ın önümüzdeki günlerde İstanbul’da yapmayı planladığı üçlü zirveden bahsetti.
"Türkiye-Rusya ilişkileri bu aralar iyi. Bir noktada buluştuğumuz doğrudur ve her zaman bir noktada buluştuğumuzu düşünüyorum çünkü ülkelerimiz birbiriyle anlaşan, ticaret yapan ve birbirine yardımda bulunan, 300 yıllık tarihi olan komşu ülkeler. Bir bilim adamının tahminlerine göre, arada küçük çekişmeleri hesaba katmayarak 17, 18, ve 19. yüzyılda bu iki ülke arasında yaklaşık 12 büyük savaş yaşanmış. Ama bu zaman zarfı içerisinde iki ülke arasında dayanışma da söz konusu olmuş.
Modern siyasi görüşlerimizde, ekonomi ve uluslararası ilişkilerimizde hemfikiriz. Bu zaman zarfı içinde büyük gelişmeler kaydettik. Geçen sene, 2017’de, Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında rekor sayıda görüşmelerimiz oldu; telefon görüşmeleri de buna dahil. Bu sene iki ülke başkanları arasında üç telefon görüşmemiz oldu ve çok yakın tarihte İstanbul’da yüz yüze görüşmemiz de olacaktır."
"Nihai siyasi uzlaşmayı hızlandırmamız gerekiyor"
Rus Büyükelçi Yerhov, Suriye’de çözüm için iki ülkenin çabalarıyla ilgili bir soru üzerine ise, şunları söyledi:
"Çok büyük ve sıkıntılı bir konu. Türkiye ile gelişmeler kaydettik dediğimde, bunun bir parçası da Suriye’de kaydettiğimiz gelişmeler. Geçen sene Rusya, Türkiye ve İran Astana sürecini başlattı. Suriye’de 4 çatışmasızlık bölgesi ilan edildi ve Suriye’ye barış getirmenin yolu tutuldu. Bu zorlu süreç Cenevre’de Birleşmiş Milletler’in gözetiminde devam edecektir. Bu sebepten dolayı şimdiye kadar elde ettiğimiz gelişmeler ve Suriye’de elde ettiğimiz insani yardım erişiminin ardından nihai siyasi uzlaşmayı hızlandırmamız gerekiyor.
Ve bilindiği üzere Soçi’de partileri bir araya getirmeyi başardık. Kongrede kabul edilen belgeler, yıllarca devam eden kanlı savaşı sonlandırmak amacıyla anayasa ve seçim sürecine yönelik sarf edilen uluslararası çabalar çerçevesinde yürütülen Cenevre görüşmelerinde kullanılmak amacıyla, BM Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura’ya teslim edilmek üzere olan belgelerdir.”
Rusya, Türkiye ve İran olarak Astana görüşmelerini başlattık ve belirli sonuçlar elde ettik. Görüşmeleri başlattığımızda herkesi davet etmiştik. Batı da buna dahil. Batı olmadan bir işe giriştiğimizde başarısızlıkla eş değerde olduğunu düşünmüyorum. Ama hatırlatmak isterim ki; Mustafa Kemal Atatürk Batı’nın yardımı olmadan Ulusal Kurtuluş Harekatı’nı başlattı ve başardı. Batı nezaketle karşılanır ama bizler de; üçümüz (Türkiye, Rusya, İran) bir şeyler yapabilme potansiyeline sahibiz."
"Rusya kimseyi yemeyecek, yutmayacak"
Son günlerde, Rusya’nın dış politikasının “agresif” olduğuna dair tartışmalar artmış durumda. Rus Büyükelçi’ye, “ülkesinin Suriye’de, Orta Doğu’da Beşşar Esed’i destekleyerek yer edinmeye çalıştığı iddiası” da soruldu.
"Dış politikamız bir takım belgeler tarafından belirleniyor" diyen Büyükelçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela Başkanımız tarafından 2 yıl önce onaylanan Dış Politika Konsepti var ve şunu diyebilirim ki; bu belgede belirtilen Rusya dış siyasetinin temel hedefleri şunlardır: İlk olarak Rusya’nın ulusal güvenlik, egemenlik ve toprak bütünlüğü korumak. Rusya halkının refahı ve ekonominin ihyası ve istikrarlı gelişimini sağlamak."
"Endişe edenlere yalnızca şunu diyebilirim: Rusya kimseyi istila etmeyecek; yemeyecek, yutmayacaktır. Rusya’nın yeterli kaynağı var. Kaynak konusunda Sovyet Birliği döneminde dışa bağlıydık ama Rusya artık kendisini idame ettirecek konuma gelmiştir. Yeterince toprağımız var. Rusya’nın yüzölçümü 17 milyon kilometrekareyi aşıyor. Rusya’nın istediği ulusal güvenliğin ve kendi çıkarlarının korunmasıdır."
Kaynak: TRT Haber