Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çalışanların yaklaşık yüzde 70'inin kıdem tazminatı fonundan yararlanamadığını belirterek, "Bu büyük bir rakam. Bu doğru bir şey değil. Bir defa bunların hak ve hukukunu koruyan güçlü bir sistem kurmamız lazım." dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Toplantısı'na katılan Müezzinoğlu, işsizliğin bir dönem çok arttığını ve bunu önlemek için tedbirler paketini hayata geçirdiklerini ve bu konuda önemli bir aşama katedildiğini anlattı.
Müezzinoğlu, üretip dünyaya pazarlayan bir Türkiye istediklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bazı sorunlarımız var. Mesela çalışan ve çalıştıran hukukunun daha huzurlu ortama gelmesi lazım. Bu iş mahkemeleriyle çok sağlıklı yürüyebilmemiz mümkün değil. Kıdem tazminatının bu şekilde yürümesi mümkün değil. İşveren işçisiz olamaz. Çalışmak isteyen işverensiz olamaz. İkisi sağ ayak, sol ayak. İkisi birbiriyle kavga eden, çelme takan, yaralayan değil, birbirini besleyen ve birlikte kazanan ve gelişendir. Bunun hukukunu hükümet kuracak. Hakemliğini bakanlığımız yapacak. İşveren çalıştırdığı hakkında 'Yarın hangi belayı başıma açar. 10 yıl sonra hangi mahkeme nasıl karar verir?' diye düşündüğü bir ortamda... Mahkeme de o kadar süre sonra 'Kayıtları bulun. Yani nerede.' Böyle sistemlerden de yükleri sırtımızdan atarak, hakkaniyetli, şeffaf, her tarafın kendi hakkını aldığı, geçen yıla göre daha iyi diyebileceği bir sistem kurmalıyız."
"Kıdem tazminatı çalışanın hakkı"
Bakan Müezzinoğlu, işsizlik sigortası ve fonuyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"İşsizlik fonuna göz dikmeyelim bir defa. İşsizlik fonunun farklı sorumlulukları var. Kıdem tazminatı fonundan istifade edemeyen çalışan sayımız çalışanların yüzde 70'i. Bu büyük bir rakam. Bunun bir kısmı, yüzde 33, kayıt dışılık var. Farklı uygulamalar var. Bir defa şu anda 12, 13 milyon çalışan, alın teri dökenin yüzde 70'i kıdem tazminatından neredeyse hiç yararlanamıyor. Bu doğru bir şey değil. Bir defa bunların hak ve hukukunu koruyan güçlü bir sistem kurmamız lazım. Güçlü, hakkaniyetli olmalı. Çalışanın alın teri haksa, iş verenin kasasında birikmemeli. Çünkü işverenin beş yıl sonra onu koruyup korumayacağına dair garantiyi kim veriyor? İşçinin hakkı neyse o fonda birikecek. İşçi bilecek."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bir soruyu yanıtlarken, özürlü istihdamıyla ilgili yeni bir çalışma yaptıklarını kaydetti.
Bazı sektörlerin buna çok uygun olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, "Bunlara ilave teşvikler vererek, diğerlerinin muafiyetini sağlayarak… Mesela birisi tekstilde yüzde 30 özürlü çalıştırmak isteyebilir. Ona göre çalışma, altyapı yapar. Biz ona ayrıcalıklı teşvikleri yaparız. Bir de 50 sonrası, bunu sıfırlayacağız. Mahallesindeki bakkala, markete, pastanede 3 kişi çalışıyor, bir engelli alsın, ona olağanüstü teşvik verelim. Engelli mahallesinde kalsın. Tüm bunlarla ilgili çalışıyoruz." diye konuştu.
Sağlıkta yerli üretimde ilk imza atılıyor
Yerli üretim yapanların ürünlerinin kamu hastanelerinde kullanılması konusundaki isteklerin iletilmesi üzerine Müezzinoğlu, şunları dile getirdi:
"Türkiye'nin bunu mutlaka başarması lazım. Her yıl 10 milyarın üzerinde tıbbi medikal ürün tüketiyoruz. Üniversitesi, kamusu, özel sektörü. Bu alanda da belirli sektörlerimiz var. Bu sektörlerin ilk 10, 20'de olan ciddi düzeyde para ödediğimiz alanların, yerli üretimi teşvik etmemiz, alım garantileriyle Türkiye'yi farklı noktaya taşımamız, Türkiye'nin gelecek stratejileri anlamında da çok önemli ve hayati. Bunun üzerinde çok duruyoruz. Sağlık Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Kurulu kuruldu. Ekonomik Koordinasyon Kurulu bunun üzerinde duruyor. Şu sıkıntılı süreçleri atlattıktan sonra inanıyorum ki, Türkiye daha güçlü adımlar atacak. Nasip olursa uzun süreli alım garantili yerli üretim plazmanın imzasını nisan sonu veya mayıs ortalarına kadar atmayı Rabbim nasip etsin, çünkü o noktaya taşıdık." AA