Ayşenur Ezgi Eygi, 27 Temmuz 1998’de Antalya’da doğdu. Daha 1 yaşındayken ailesiyle ABD’ye taşındı. Sonraki hayatını bu ülkede geçirdi.
Çocukluk yıllarında arkadaşları arasında cana yakınlığı ve iyilikseverliği ile dikkat çekti.
Myanmar'da zulme uğrayan Müslümanların sesi oldu. Avrupa'daki mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veren göçmenlere yardım eli uzattı. 26 yıllık kısa yaşamında hep mazlumların yanında yer aldı.
Baba Mehmet Suat Eygi, kızını TRT Haber'e anlattı.
Baba Eygi, şehit Ayşenur'un çocukluğundan itibaren olağanüstü, pozitiflikleri olan bir insan olduğunu söyleyerek, "İlkokuldan itibaren de onunla arkadaşlık kuran birisi bir daha bırakamıyordu. İlkokul, ortaokul çağları böyle geçti. Lisede biraz dünyayı tanımaya başladı. Kendisine has fikirler oluşmaya başladı. Onu heyecanlandıran kendisinde bir güç görüyordu. 'Bir şeyler yapabilirim'. İnandığı şeyleri oturarak değil, bizzat gidiyordu. Myanmar'a gitti. Ölüme terk edilmiş insanların olduğu yerde onlara hemşirelik yaptı. Her insanın gözyaşı dökmeden yaşayabileceğini ve nerede, hangi ülkede, hangi coğrafyada bir mazlum varsa onlara giderdi. Tabii ki haliyle son dönemde yeryüzünde en büyük zulmü çeken Filistinliler olduğu için Filistin'e de gitti" dedi.
Baba Eygi, kızının sesini son kez bir telefon mesajıyla duyabildi.
"Vefatından bir kaç saat önce bana sesli mesaj göndermiş. 'Her şey okey, merak etme beni' diye sesli bir mesaj bırakmış ve bundan bir iki saat sonra da vefat etmiş."
Ayşenur, babasına gönderdiği son sesli mesajda, "Merhaba, her şey iyi. Sadece haber veriyorum. Bugün bir daha Ramallah'ta kalacağız, evet. Daha iş başlanacak yarın herhalde. Yarın yine falan test yapıyorsam burada işe başlayacağım herhalde ama bugün Ramallah'tayım" ifadelerini kullanmıştı...
Baba Eygi, kızını vazgeçirmeye çalıştığı anı anlattı.
"Kızıma tehlikelerden bahsediyor, 'Orada çok kolay insan öldürülüyor' diyordum. Ama o bana, ‘Baba, herkes oturuyor. Benim ölmem bir şey değiştirecekse, bir işe yarayacaksa ben razıyım’ dedi. Bu sözleri duyunca baba olarak çok sert tepki gösterdim; bağırdım, çağırdım, ama kızım kararını çoktan vermişti."
Haber: Bahar Toprak
Kamera: Hayrettin Kavi
Kurgu: Kaan Kale