TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkmenistan Meclisi tarafından düzenlenen "Uluslararası Barış ve Güveni Güçlendirmede Parlamenterlerin Rolü Toplantısı"na çevrim içi katıldı.
Bu yılın, "Türkmenistan: Barışın ve Güvenin Anavatanı" yılı olarak kutlandığına işaret eden Şentop, 1991'de bağımsızlığını ilan eden Türkmenistan'ın, dış politikadaki duruşu ve sahip olduğu "daimi tarafsız ülke" statüsüyle, barışın ve güvenin anavatanı olmayı tam anlamıyla hak eden müstesna bir ülke olduğunu vurguladı.
"Türkmenistan'ı ilk tanıyan ve ilk büyükelçiliği açan ülkeyiz"
Türkmenistan'ın kardeş ülke olduğuna işaret eden Şentop, "Türkmenistan, Anadolu'nun bizlere vatan olmasını sağlayan büyük kumandan Sultan Alparslan'ın ebedi istirahatgahıdır. Tarih yolculuğunda kimi dönemler uzak kalınan zamanlar olsa da ülkelerimiz arasındaki gönül bağı hiçbir surette kopmamıştır. Türkmenistan'ı ilk tanıyan ve burada ilk büyükelçiliği açan ülke olarak bağımsızlığının 30'uncu senesini kutlayan Türkmenistan'la ilişkilerimizi en sağlam zeminde yürütmeye devam etmekten mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.
Tarafsızlık siyasetini dış politikasının temel prensibi olarak benimseyen Türkmenistan'ın, akılcı ve kendinden emin tutumuyla bu duruşu aktif tarafsızlığa dönüştürerek, gerek bölgesinde gerek uluslararası alandaki iş birliğine her daim katkı sağladığını ifade eden Şentop, bu toplantıda, uluslararası barış ve güvenin güçlendirilmesinde parlamenterlerin rolünü istişare ettiklerini söyledi.
"İnsanlık, COVID-19 ve benzeri musibetlere karşı bir kader birliği içindedir"
Küresel salgın sürecinin, uluslararası barışın tesisi ve güven ortamı kurmanın önemini hatırlattığını vurgulayan Şentop şunları söyledi:
"Salgın, derin sosyal, ekonomik, insani ve siyasi etkileri olan ve gelecekte de neticelerini hissedeceğimiz bir vakıa olarak karşımızda durmaktadır. Bir başka ifadeyle bu imtihan, insanlığın selametini etkileyen meselelerimizin ve bunlara yönelik çözümlerin müşterek olduğunu ispatlamıştır. Irk, renk, cinsiyet ve yaş ayrımı olmaksızın bütün insanlık, COVID-19 ve benzeri musibetlere karşı bir kader birliği içindedir."
"Parlamentolar insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam eden küresel sorunlara çareler üretmeye devam etmelidir"
Uluslararası dayanışmanın elzem hale geldiği bu konjonktürde, parlamenter diplomasinin, bölgesel ve uluslararası istikrarın temininde önemli rol oynadığının altını çizen Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parlamentolar olarak müşterek hedefimiz, ülkelerimizin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde ortak bir paydada birleşerek, geleceğe yönelik iş birliği fırsatlarını geliştirmek olmalıdır. Parlamentolar bu süreçte, insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam eden terör, savaş, şiddet, göç, fakirlik ve kıtlık gibi küresel sorunlara da çareler üretmeye devam etmelidir. Halklarımızın bizden temel beklentisi budur. Unutulmamalıdır ki hesaplanamaz biçimde değişim gösteren ve karmaşıklaşan tehdit ve sınamalarla tek başına mücadele yeterliliğine sahip olan bir ülke dünyada mevcut değildir. Bu çerçevede, iş birliğine ve diyaloğa açık olmamız, sorumluluk alıp çözüme yönelik katkı sunmamız, temsil ettiğimiz halklarımızın milletvekillerine yüklediği en önemli mesuliyettir."
"Türkiye, bu alanda her türlü iş birliğine açıktır"
Türkiye'nin hiçbir zaman sadece kendi iç barışına, istikrarına ve refahına önem veren, "pragmatizmi egoizmle harmanlayan" bir ülke olmadığına dikkati çeken Şentop, Türkiye'nin, paylaşmayı, huzur ve barışın tesisinde öncü rolü oynamayı ve yardımlaşmayı şiar edindiğini anlattı.
TBMM Başkanı Şentop, Türkiye'nin, başta komşuları olmak üzere, bütün ülkelerin istikrarına ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu, uluslararası barış ve güvenin güçlendirilmesi meselesine bu yönden baktığını dile getirdi.
Türkiye olarak, herkesin güvenliği için çalışmak, bütün insanlığı barış ve istikrar içinde yaşatmak için mücadeleye devam etmekte kararlı olduklarını bildiren Şentop, "Bu hedef doğrultusunda ülkemiz, Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgesel kuruluşların kapasite geliştirme çabalarına katkıda bulunmanın yanında, talep eden ülkelerle de ikili düzeyde kapasite geliştirme programları gerçekleştirmekte, savunma ve güvenlik iş birliği anlaşmaları imzalamaktadır. Bilmenizi isterim ki Türkiye, bu alanda, her türlü iş birliğine açıktır" dedi.
"Üçlü ve dörtlü iş birliği süreçleri ile bölgesel girişimlere öncülük ediyoruz"
Şentop, Türkiye'nin, her geçen gün gelişen imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde, gerek bölgesinde gerek uluslararası alanda güvenlik, istikrar ve refahın temini gayesiyle çok boyutlu, çok taraflı, ilkeli ve barışçıl dış politikasını, girişimci ve insani bir yaklaşımla yürüttüğünü belirterek, "Bu anlayışla, bölgemizdeki ve dünyadaki ihtilafların çözümlenmesi için inisiyatif almaktan da kaçınmamaktayız" diye konuştu.
Pek çok ülkeyle ikili seviyede "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi" mekanizmasına sahip olduklarını hatırlatan Şentop, "Yakın çevremizdeki ihtilaflara kalıcı çözümler bulunması için bölgesel sahiplenme anlayışıyla hareket ediyor, üçlü ve dörtlü iş birliği süreçleri ile bölgesel girişimlere de öncülük ediyoruz. Parlamenter diplomasi, bütün bu girişimleri tamamlayan en önemli enstrümanlarımızdan birini teşkil ediyor" ifadelerini kullandı.
"Bir ülke aleyhine söyleyecek sözünüz varsa, cevabı dinleyecek cesaretinizin de olması lazım"
Ermenistan Meclis Başkanı Ararat Mirzoyan'ın, Türkiye aleyhine ifadeler kullandıktan sonra bu toplantıyı terk ettiğine dikkati çeken TBMM Başkanı Şentop, konuşmasına şöyle devam etti:
"Az önce Ermenistan Meclis Başkanı'nın yaptığı konuşmada, Türkiye aleyhine ifadeleri, sözleri vardı. Kendisinin de bu toplantıdan ayrılmamasını, söylediği sözlere cevaben söylenecek sözleri dinlemesini beklerdim. Bir ülke aleyhine söyleyecek sözünüz varsa, onun vereceği cevabı dinleyecek cesaretinizin de olması lazım. Bir siyaset adamına yakışan budur. Fransızların bir sözü vardır; 'Olması gereken yerde bulunmayanlar, daima haksızdır'. Türkiye, Ermenistan'ın gerek Azerbaycan'a karşı gerekse bölgesel olarak bir tehdit, risk oluşturan, sorumsuz hareket eden bir devlet olduğu kanaatindedir. Ermenistan, 30 yıldan fazla bir zamandır Azerbaycan topraklarında, başta Karabağ olmak üzere, Karabağ dışında da başka Azerbaycan topraklarında, toprakların yüzde 20'sini işgal eden bir devlettir. Ermenistan'ın işgalci olduğunu söyleyen kim; BM Güvenlik Konseyi. BM Güvenlik Konseyinin farklı zamanlarda 4 kararıyla Ermenistan, Azerbaycan topraklarında işgalci olarak nitelendirilmiştir. Kim söylüyor Ermenistan'ın işgalci olduğunu; Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi. Kim söylüyor; Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı. Dolayısıyla Ermenistan'ın, Azerbaycan topraklarında işgalci olduğu, uluslararası hukuka, uluslararası hukukun tesis ettiği kurumlara göre bir tespit edilmiş gerçektir."
"Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı bir savaş suçu"
Ermenistan'ın, Azerbaycan ile çatışmasında saldırgan durumunda olduğunu ifade eden Şentop, 27 Eylül 2020'de Ermenistan'ın saldırısıyla gelişen bir çatışmanın söz konusu olduğunu anımsattı.
TBMM Başkanı Şentop, Ermenistan'ın sivil hedeflere saldıran bir taraf olduğunu, bunun, Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı bir savaş suçu mahiyeti taşıdığını belirtti.
Şentop, 20 Ekim 2020'de gerçekleştirdiği Azerbaycan ziyaretinde Gence'ye gittiğini, Ermenistan'ın burada sivillere olan saldırısını, kadınları ve çocukları nasıl katlettiğini, nasıl yaraladığını ve sakat bıraktığını gözleriyle gördüğünü aktardı.
"Türkiye her zaman uluslararası hukuktan, barıştan yana, haklıdan yanadır"
Ermenistan'ın çatışma sırasında, çatışma dışında olan Nahçıvan gibi bir bölgeye de saldırarak, çatışmanın alanını genişletmek, komşu ülkeleri de bu çatışmanın içine sokmak için saldırgan bir tutumla hareket ettiğini vurgulayan Şentop, "Bölge barışı için risk, tehdit eden tavırlar karşısında Türkiye her zaman uluslararası hukuktan, barıştan yana, haklıdan yana bir tutum içerisinde bulunmuştur. Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında yer alması dost ve kardeşliğin ötesinde Azerbaycan'ın haklılığı ile ilgili ve bölgesel barış için tehdit oluşturan bir unsur karşısında tavrıyla ilgili durumdur" dedi.