Artık herkesin üzerinde hemfikir olduğu konulardan biri insansız hava araçlarının sahaya yönelik etkinlileri… Bu süreç için ‘oyun değiştirici’ tanımı sıklıkla kullanılıyor...
Bu tanımın çıkış noktası, Türk S/İHA’larının özellikle Suriye sahasında ortaya koyduğu göz kamaştırıcı performans olmuştu.
Söz konusu başarıların ardından milli S/İHA’ların hem sürekli geliştirildiği hem de her geçen gün yerlilik oranının arttığı bir dönem yaşadık. Motoru, kamerası, iniş takımları, yazılımı derken son olarak milli S/İHA’ların en kritik iletişim parçalarından biri olan anten sistemleri de Türk mühendislerce geliştirildi, üretildi ve kullanıma sunuldu.
Hem sivil hem askeri alanda teknoloji üretiyorlar
Söz konusu alt sistem, son dönemlerde başarılarıyla övünç duyduğumuz yerli teknoloji sağlayıcı firmalardan biri tarafından üretildi. Biz de sürecin detaylarını öğrenmek üzere NETA Genel Müdürü Murat Şengiz’le bir araya geldik.
Fabrikanın girişinde önce neler yaptıklarından bahsediyor Şengiz… Oldukça geniş bir alana kurulu şirket yaklaşık 7 yıldır savunma sanayii alanında da hizmet veriyor. Bulunduğumuz yerde hem AR-GE merkezi hem de üretim tesisleri var.
Merkezler arasında gezerken sadece S/İHA’lar için değil, döner ve sabit kanatlı diğer platformlar ve hatta füzeler için de çok kritik bileşenleri tamamen yerli olarak ürettiklerini anlatıyor Şengiz.
Bugüne kadar hep yurt dışından alınmış
S/İHA’ların haberleşme sürecine yaptıkları milli dokunuşa yoğunlaşmak istiyoruz. Şengiz bizi bu antenlerin üretildiği yerin kapısından geçirirken süreçle ilgili de bilgiler paylaşıyor… Bu ürünler yakın bir zaman öncesine kadar yurt dışından tedarik ediliyordu.
Türk mühendisler NETA bünyesinde yaklaşık 2 yıllık bir çalışmanın ardından bu ürünü yerli olarak üretmeyi başarmış. “Kendi teknolojimizi oluşturduk.” diyor Şengiz ve geliştirilen ürünlerin yurt dışındaki muadillerinden çok daha iyi olduğunun altını çiziyor.
Bugün itibariyle söz konusu alanda yurt dışı bağımlılığı neredeyse yok denecek kadar az bir seviyede. Bu durumu “İthal ürünlerin ikamesini sağlayıp hem bağımlılığımızı azaltıyor hem de Türkiye için çok ciddi bir katma değer üretiyoruz.” diyerek özetliyor.
S/İHA’ların gördükleri-duydukları bu ürünlerle merkeze iletiliyor
Bu noktada Murat Şengiz’den hangi parçayı millileştirdiklerini daha detaylıca anlatmasını istiyoruz… İHA ve SİHA platformları için geliştirmekte olduğumuz ürünler kritik haberleşme altyapısına yönelik diyor ve devam ediyor:
“Bunlar S/İHA’nın uçuş yaptığı sürede görüntü ve data aktarımını çift yönlü sağlayan haberleşme anten sistemleri. S/İHA’nın uçuşu esnasında özellikle hangi operasyonlarda kullanılacağı, nasıl haberleşeceği, nasıl görüntü aktarılacağı gibi konularda kritik olan ürünler.
Bu ürünler yakın tarihe kadar özellikle ABD ve diğer ülkelerden ithal ediliyordu. Tedarik edilirken de kullanılacağı yerlere ilişkin sınırlamalar oluyordu. Kritik operasyonlarda Türkiye’ye müdahale edilmesi, ‘Hayır, bizim parçamız takılıyken bu uçuşu yapamazsınız’ tarzı itirazlar geliyordu.
Şimdi geldiğimiz noktada bu teknolojiye sahibiz. Dolayısıyla kendi ülkemizde, kendi AR-GE ekibimizle üretiyoruz. Bu sınırlamalardan da kurtulmuş durumdayız. Kendimiz ürettiğimiz için de ister yurt içinde ister daha farklı bir yerde ihtiyacımıza göre kullanabiliyoruz. Söz konusu antenleri hali hazırda hem Bayraktar TB-2 hem de Bayraktar Akıncı’ya entegre ettik.”
Muadillerinden daha iyi ve çok daha ucuz
Savunma sanayii alanında bu tür konuların iki önemli tarafı oluyor… Maliyet ve teknik özellikler. NETA’nın ortaya koyduğu bu ürünler için de aynı yaklaşım geçerli. Zaten sürece dair bilgiler verirken Genel Müdür Murat Şengiz de buna dikkat çekiyor.
“Biz çalışmalara başladığımız zaman örnek aldığımız ürünler yurt dışından gelmiş ve uzun yıllardır çalışılan işlerdi” dedikten sonra “Şimdi hem hava uçuş performansı hem güvenilirlik gibi konularda rakiplerimizden çok daha öndeyiz. Türkiye, İHA ve SİHA’yı yüksek sayıda kullanan bir ülke... Bu nedenle maliyetlerde ciddi avantajlar elde ettik. Sahada kullanılan TB-2 sayısı çok fazla. Haliyle bizim ürünümüzün kullanıldığı platform sayısı da artıyor. Türk mühendislerin ürettiği kritik parça sağlamlık açısından da böylece kendini ispat etmiş oluyor” bilgisini veriyor.
Murat Şengiz, ilginç bir ayrıntıdan da bahsediyor… Ankara, Türk S/İHA’ları başka ülkelere satmak istediği zaman kritik parçaları üreten ülkelerden de izin almak durumunda kalıyordu. İletişim antenleri için bu risk de ortadan kalkmış oldu.
Sivil alanlar için de çalışmalar sürüyor
Daha önce afet durumlarında bu bölgelerde iletişimin kesilmemesi için ilgili kurumların yeni teknolojiler üzerinde çalıştığına dair haberler yapmıştık. NETA’nın da bu projede olduğunu öğreniyoruz. Aksungur ve ANKA’ya eklenecek bazı yeni kabiliyetlerle afet bölgesinde iletişimin kesilmemesi hedefleniyor. “Biz kendi alanımızdaki işleri neredeyse bitirdik. Gelecek ay kabul testlerinin yapılmasını bekliyoruz” diyor Şengiz.
Sohbetimizin sonuna doğru gelecek planlamalarına da değiniyoruz kısaca… Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’ projesinde de varlar. Burada da amaç GSM şebekesinin olmadığı alanlarda kesintisiz bir iletişimin uydu üzerinden sağlanması.
NETA’nın yerli ve milli füzeler için çalıştığından bahsetmiştik… Bu füzelerin hedefe giderken merkezle kurduğu iletişimde de yine NETA imzası olduğunu belirtiyor Murat Şengiz.
Türkiye’de bu ürünleri tamamen yerlileştirerek savunma sanayiindeki kullanıcıların hizmetine sunulması gerçekten de son derece değerli. NETA’dan ayrılırken, Türk savunma sanayiinin imkan verilmesi halinde nelere imza atabileceğini bir kez daha yakından görmüş oluyoruz…