TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Gençlik Konseyi tarafından Prof. Dr. Fazıl Tekin Konferans Salonunda düzenlenen "Yeni Bir Hükümet Modeli Olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" konulu etkinlikte yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da bir anayasa değişikliğinin oylanacağını, Türkiye'nin bir karar vereceğini belirtti.
Bir referandumda "evet" demenin de "hayır" demenin de mümkün olduğunu vurgulayan Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İkisi de aynı şekilde makbuldür. Bir vatandaşlık görevidir. 'Evet' diyenler de bilsinler, 'hayır' diyenlerde neye 'hayır' dediklerini bilsinler. Görüş farklılıklarının olması tabiidir. Buna saygı duymak lazım. Görüş farklılığı bilgi eksikliğinden kaynaklanıyorsa, onu farklı anlatmak lazım. Bu anayasa değişikliği Türkiye'de 1982 Anayasası üzerinde yapılacak 19'uncu değişiklik. Yeni bir anayasa yapılmazsa değişiklik sayısı artabilir. Anayasanın bir sözü bir de ruhu var. Bugüne kadar yapılan değişiklerin hepsi anayasanın sözüyle ilgili değişikliklerdi. Bunlar Türkiye'nin anayasayla ilgili sorununu çözmedi. Çünkü Türkiye'deki sorun anayasanın sözüyle değil ruhuyla, felsefesi ve mantığıyla ilgiliydi. Bu sorun bizim hep söylediğimiz 'vesayet anlayışı, bürokratik oligarşi' dediğimiz şey. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin birinci gerekçesi Türkiye'de vesayetin tasfiye edilmesidir. Bu değişiklik teklifiyle hükümeti doğrudan milletimizin seçmesini sağlıyoruz. İki sandık kurulacak, bir sandıkta Meclis, diğer sandıkta hükümet doğrudan halk tarafından seçilecek, yani cumhurbaşkanı."
FETÖ ile mücadele
Şentop, bir katılımcının "FETÖ ile mücadele şu anda ne aşamada?" sorusu üzerine, şunları ifade etti:
"Bu bir mücadele ve devam ediyor. 17-25 Aralık 2013'te başlayan bir mücadele. 15 Temmuz'dan sonra daha da hızlandı. FETÖ, siyaseti değil bürokratik iktidarı ele geçirmek için 1960'lı yıllarda yola çıkıyor. Uluslararası ve Türkiye içindeki destekle 1980'lerde bürokratik iktidar içinden bir aktör değişikliği süreci başlıyor, Türkiye'de. Halka biraz daha sevimli, muhlis gelenler bürokratik iktidarda yeni aktörler olarak ortaya çıkıyor. O dönemden sonra yavaş yavaş güçlenerek geliyorlar. 2010 yılına kadar bunlar güçleniyorlar. AK Parti vesayetle mücadelesini sürdürüyor. Bunlar da güya vesayetçilerle mücadele sürdürüyorlar. Onları gönderip yerine oturmak istiyorlar."
Şentop, FETÖ'nün güçlendiğini hissettiği 17 ve 25 Aralık noktasının FETÖ'nün "Biz bürokratik iktidarı ele geçirdik" dediği nokta olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Buna inandıkları anda bir baktılar ki Türkiye'de bürokratik iktidar kalmamış. 15 Temmuz aslında bir intikam hareketi ve saldırısıdır. FETÖ'nün siyaset içinde örgütlenmek gibi bir hedefi yok. Siyaset onların ele geçirmeyi hedefledikleri bir yer değil. Matruşka bir yapılanma. Altından sürekli başka bir şey çıkıyor. FETÖ ile mücadele bence iyi gidiyor. Aşama aşama, kademe kademe sürdürülecek bir mücadele. Devlet FETÖ ile mücadelede sonuca ulaşamazsa devlet diye bir şey kalmaz. Devletin bunu halletmesi gerekiyor. Bu topyekun devletin mücadelesidir. Nihayete ulaşılacak. Sonuç alınacaktır. Biraz zaman isteyebilir çünkü işin tahmin edilenlerden çok daha farklı boyutları ve ilişki ağı var. Onu çözmek biraz mesafe alabilir." AA