Ramazan ayının ilk cuma hutbesi için minbere çıktı, Kuran'da yer alan günahlara değindi. Ayetler okudu, uyarılarda bulundu. Diyanet İşleri Başkan Ali Erbaş'ın bu ifadelerine Ankara Barosu'ndan skandal tepki geldi.
Baro hutbedeki ifadeleri, "çağlar öncesi ses" olarak nitelendirdi. Ankara Barosu'nun skandal açıklamasına tepkiler peş peşe geldi.
"Çağları aşan hakikatlere ve değerlere sahip olmakla daima iftihar ederiz"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Ankara Barosunun Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş'a yönelik açıklamasına tepki gösterdi.
Çağlar üstü olan insani değerler ve hakikatlere düşmanlığın karanlık tarihinin, insanlık kadar eski olduğuna işaret eden Şentop, "İnanç alanında da siyasette de hukukta da her yeni düşünce, kendisine yüzyıllar öncesinden dayanaklar bulur." ifadesini kullandı.
Milletin değerlerine karşı düşmanlığın ve bu değerleri tahfif etme hafifliğinin yeni olmadığına dikkati çeken Şentop, "Geçen zamanı delil göstererek İslam'a saldıran provokatif zihniyet, kadim İslam düşmanlığının zavallıca bir tezahürü olduğunu fark edecek bilgi temelinden de mahrumdur." değerlendirmesinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam'a yapılmaya çalışılan saldırıyı şiddetle kınadığını vurgulayan Şentop, hukuk adına konuştuğunu iddia edenlerin, liyakat ve samimiyetten yoksunlukları apaçık ortadadır. Eleştiri hakkı hiç kimseye hiçbir zaman milletimizin inandığı değerleri kendi sığ zaviyesinden bile olsa tahfif ve tahkir etme hakkı vermez. Çağları aşan hakikatlere ve değerlere sahip olmakla daima iftihar ederiz." ifadelerini kullandı.
"O ses, İslam'ın kıyamete dek sürecek çağlar üstü sesidir"
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Çağlar öncesinden diyerek küstahça küçümsediğiniz o ses, İslam'ın kıyamete dek sürecek çağlar üstü sesidir. Kulakları var duymazlar." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Gül, açıklamasında şunları kaydetti:
Diyanet İşleri Bakanı Sayın Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde naklettiği dini hükümler nedeniyle Ankara Barosu’nun rahatsızlığını ifade eden ve yer yer haddi zorlayan açıklamasını esefle karşılıyorum.
Anayasa’nın 24. maddesinde ifadesini bulan dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetinin herkes gibi bir din adamı tarafından da kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Üstelik bu din adamı, anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri’nin başı olarak İslam dininin hükümlerini seslendirmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın dini bilgi ihtiyacına, suallerine ve tereddütlerine cevap vermesi son derece doğal ve her şeyden önce bir kamu görevidir.
Sayın Ali Erbaş’ın ifade ettiği hususlarla ilgili bir nefret suçu teşhisi koymak en hafif tabirle hukuki cehalettir. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Çok açıktır ki, Ali Erbaş Hocamızın hitabında bu birlikteliğe kasteden hiçbir ifadesi, iması ve beyanı yoktur.
Ankara Barosunun bu açıklamalara yönelik yakıştırmaları bizi bir arada tutan değerlerle de demokratik ilkelerle de ne yazık ki uyuşmamaktadır. İnanç ve düşünce hürriyetinin anlamını herkesten iyi bilmesi gereken bir meslek örgütünün farklı bir düşünceye karşı yaptığı bu talihsiz açıklama, zihinlerinde bulunan faşist refleksi de bir kez daha ifşa etmiştir. Böylesi tek tipçi, ötekileştirici, tahakkümcü yaklaşımlar, herhangi bir hukuki dayanaktan yoksundur.
İçinde bulunduğumuz salgın günlerinden tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir dayanışma ruhu sayesinde en az kayıpla çıkmaya hazırlanan ülkemizde, modası geçmiş, katı pozitivist anlayışın halkımız nezdinde bir karşılığının olmadığı açıktır. İtibarını yükseltmek için başkalarının itibarına saldıranların karşısında Anayasamız, milli değerlerimiz ve demokrasimiz bulunmaktadır.
Bu düşüncelerle söz konusu Baronun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum.
"Bu ifadeler keyfe göre sorgulanacak kaideler değil"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "bu ifadeler keyfe göre sorgulanacak kaideler değil" dedi.
Altun, "İnsana kainatta hak ettiği değeri göstererek, evvelimizi ve ahirimizi kul olmanın idrakiyle aydınlatan yüce dinimiz İslam'ın kaideleri, Ali Erbaş hocaya münasebetsizce saldıranların keyiflerine göre sorgulanacak kaideler değildir." ifadelerini kullandı.
"Faşist zihniyet"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Ankara Barosu'nun yaptığı açıklamayı kınadı. "Faşist zihniyet" olarak değerlendirdi.
Çelik, "İnsanların inandıkları değer sistemine göre konuşması en doğal haktır. Anormal olan bunun tersini talef etmektir. Ankara Barosu'nun bu açıklamasını nefret suçunun ve ülkemize acılar yaşatmış faşist zihniyetin en net örneği olarak kaydediyoruz. Şiddetle kunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, hukukçuları ve tüm demokratları Ankara Barosu’nu kınamaya davet etti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamasında şunları kaydetti:
"Ankara Barosundan kafasını uzatan faşist zihniyet, Ali Erbaş'ı en temel haktan mahrum etmeye çalışan küstahça bir saldırganlık sergilemektedir. Ali Erbaş hocamıza 'Sesi çağlar öncesinden gelen bu şahıs' diye hitap ederek güya değerlerin zamana bağlı olarak kıymet sahibi olacağına inanan bir kafa her şey olur ama hukukçu olmaz. Zamanın geçmesine bağlı olarak insan haklarının ve hukukun itibarsız olacağını düşünen bir kafa bu. Asıl mesele bu baronun geçmişinin ve bugünün hukukun prensipleriyle ve demokratik değerlerle ne kadar uyuştuğudur. Her türlü vesayeti, hukuku ve demokratik değerleri ayaklar altına alırcasına destekleyen bir yapıdır bu."
AK Parti Sözcüsü Çelik, Ankara Barosu adına bu açıklamayı kaleme alanların, baro mensubu hukuk insanlarını ve hukuk değerlerini aşağıladıklarını belirtti. Bir baronun sahip olması gereken değerlerle konuşmayanların, başkalarına nasıl konuşacaklarını dayattıklarını kaydetti. Çelik, şöyle devam etti:
"Sayın Ali Erbaş'tan bahsederken, 'Anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı' düşünmesi gibi eleştiri kılıfına sokulmuş terbiyesizlikler sıralamışlar. Bir baro açıklamasının bu kadar düşük bir anlayışla yapılması tarihe geçecektir. Aydınlanmadan nasibini almamış sözde bir 'Aydınlanmış despotizm' adına faşizmin en bilinen yargılarını sıralamış Ankara Barosu. Dini değerleri savunanları en azılı Stalinist yöntemlerle suçlayanların Türkiye'ye çektirdiği acılar biliniyor. Bundan hiç ders almayan bir hukuk kurumu olamaz. Olsa olsa aynı faşizmi savunma konusunda kararlı bir zihniyettir karşımızdaki. Türkiye’de herkesin kendi değer sistemi içinde konuşma hürriyeti esastır. Sorun İslami değerleri savunan Ali Erbaş hocamızın açıklamaları değil, demokratik değerlere göre buna saygı duyması gereken Ankara Barosunun bir kere daha militan bir baskıcılığa soyunmasıdır."
Çelik, Ankara Barosunun açıklamasında, Ali Erbaş hakkında, "halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda 'cadı' diye kadın yakmaya davet etmesi" şeklinde ahlaksız bir ifadenin de geçtiğini belirterek, şunları ifade etti:
"(Cadı avı)na çıkmış olanın Ankara Barosu olduğu açıktır. Ali Erbaş hocamız ve arkadaşları tüm insanlık ve özellikle kadınlar için hikmetli ve hukuka dayanan bir dünya dışında bir söylem üretmiyorlar. İslam'ın değerlerini savunurken nefret suçlarıyla mücadele ediyorlar. Ankara Barosunun bu açıklamasını nefret suçunun ve ülkemize acılar yaşatmış faşist zihniyetin en net örneği olarak kaydediyoruz. Şiddetle kınıyoruz. Hukukçularımızı ve tüm demokratları kimin neyi konuşacağına dair saldırgan açıklamalarda bulunan Ankara Barosunu kınamaya davet ediyoruz.
"Çağları aydınlatan dinimiz İslam'ın hükümlerini dile getirdi"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Ali Erbaş hocamız çağları aydınlatan dinimiz İslam'ın hükümlerini dile getirdi. İslam ile olan dertlerini Sayın Ali Erbaş üzerinden görmeye çalışan bu ayak takımı iyi bilsin ki ebedi yurdumuzun üstünde ezanlar dinmedikçe sizin hükmünüz olmayacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Alçak saldırıları kınıyorum"
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de Twitter hesabından, "#AliErbaşYalnızDeğildir" başlıklı etiketle yaptığı paylaşımda, Diyanet İşleri Başkanı'nı hedef alan sözlere ve girişimlere tepki gösterdi.
Bakan Pakdemirli, "Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Hocamız Ali Erbaş yalnız değildir. Allah'ın emirlerini, yasak kıldıklarını anlatan, Allah'ın izniyle hiçbir zaman yalnız olmayacaktır. Hocamıza yapılan alçak saldırıları kınıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Diyanet İşleri Başkanımızın yanındayız"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Ramazan ayında ailelerimizi ve nesillerimizi korumak adına dini değerlerimizi hatırlatan Diyanet İşleri Başkanımızın yanındayız. Milli ve manevi değerlerimize saldıran her girişim, karşısında yine toplumu bulacaktır." ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ramazanın ilk cuma namazını Hacı Bayram Camisi'nde kıldırırken, uyuşturucu, alkol ve eş cinselliğin İslam dinince haram kabul edildiğini, bunların insan sağlığına zararlarının bulunduğunu vurgulamıştı. Bu ifadeler üzerine bazı dernek ve barolar suç duyurusunda bulunmuştu.