İran'ın Ankara Büyükelçiliği, İran Milli Günü ve İran İslam Devrimi'nin 40'ıncı yıl dönümü dolayısıyla Ankara'da bir otelde resepsiyon düzenlendi. Resepsiyona, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Farazmand, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile çok sayıda yerli ve yabancı diplomatik misyon temsilcisi katıldı.
Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan resepsiyon, İstiklal Marşı ve İran milli marşının okunmasıyla devam etti.
Bakan Turhan, burada yaptığı konuşmada, "Köklerini tarihin derinliklerinden alan Türkiye ile İran arasındaki bağlar, karşılıklı anlayış, saygı ve iyi komşuluk zemininde günden güne gelişmektedir. Halklarımız arasındaki samimi dostluğa yakışır biçimde güçlenmektedir." dedi.
"Türkiye ve İran sadece coğrafi olarak değil, siyasi, ticari ve kültürel ilişkiler bakımından birbirini tamamlayan iki ülkedir." diyen Turhan, Türkiye'nin İran'ın Batı'ya, İran'ın da Türkiye'nin Doğu'ya açılan penceresi konumunda olduğunu ifade etti.
Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi için her iki ülke tarafından samimi ve müşterek bir çaba ve irade gösterildiğinin altını çizen Turhan, karşılıklı üst düzey ziyaretler ve ikili iş birliği mekanizmalarının, bu çabanın en önemli göstergesi olduğuna dikkati çekti.
"Soçi'de gerçekleştirilecek görüşmeler simgesel öneme sahip"
Bakan Turhan, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani eş başkanlığında, geçen aralık ayında düzenlenen Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi 5. Toplantısı'nda bu irade bir kez daha teyit edilmiştir. Aynı şekilde, cumhurbaşkanlarımızın 3 gün sonra Soçi'de gerçekleştirilecekleri görüşmeler, Türkiye-İran ilişkilerinin yakaladığı ivmenin devamı anlamında simgesel öneme sahip." dedi.
Türkiye ve İran'ın ticaretten turizme, enerjiden ulaştırmaya kadar birçok alanda çok yoğun bir iş birliği alanına sahip olduğunu belirten Turhan, "Mevcut kapasitemizi en iyi şekilde kullanmaya, iş birliğimizi çok daha ileri seviyelere taşımaya ve başta ticaretin arttırılması olmak üzere cumhurbaşkanlarımız tarafından belirlenen hedeflere ulaşmaya kararlı olduğumuzun altını çizmek istiyorum." diye konuştu.
Turhan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ülkelerimiz arasında ilişkilerin salt siyasi ve ticari bakış açılarıyla değerlendirilmesi, halklarımız arasındaki muhabbete haksızlık olacaktır. Aramızdaki beşeri ve kültürel bağlar, ilişkilerimizin şüphesiz en önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır. Bu bağın sunduğu zemin, esasen Türkiye-İran ilişkilerinin geleceğine umutla bakmak için bir teminat niteliğindedir. Türkiye ve İran ilişkileri, ikili iş birliğinin yanı sıra bölgesel sorunların çözümü bakımından da önem taşımaktadır. Türkiye ile İran, bölgesel krizlerin çözümüne yapabilecekleri katkıyı, 2,5 yıldır Suriye meselesi bağlamında yürüttüğümüz Astana Toplantıları vesilesiyle de gördük."
"İş birliği, güvenli bölgenin şekillenmesinde büyük role sahip"
İran'ın Ankara Büyükelçisi Farazmand da konuşmasında, İran ile Türkiye arasındaki iş birliğine değindi.
"İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki iş birliği, güçlü ve güvenli bölgenin şekillenmesinde büyük bir role sahiptir." diyen Farazmand, iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantıları'nın düzenli şekilde yapılması ve iki ülkenin Astana süreci çerçevesinde sergilediği iş birliğinin, liderlerin bölgesel iş birliğinin geliştirilmesindeki kararlılıkların bir göstergesi olduğunu vurguladı.
İki ülke sınırlarının uzun süre boyunca değişmediğinin altını çizen Farazmand, ülke sınırlarının barış ve dostluk sınırı olmaya devam edeceğini belirtti.
Farazmand, Mevlana Celaleddin Rumi gibi manevi şahsiyetlerinin Türkiye ile İran arasında ortak bir değer olduğuna işaret etti.
Yapılan konuşmaların ardından kutlama pastası kesildi. Program, İran müziklerinin çalınması ve ikramın ardından sona erdi.
Kaynak: AA