Çok Bulutlu 9.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
AA 31.01.2023 19:59

"Su Verimliliği Seferberliği" başlatıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde Türkiye'de 'Su Verimliliği Seferberliği' başlatıldı. Erdoğan, Türkiye'nin su stresi çeken bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Önümüzdeki 8 yıl içinde nüfusumuzun neredeyse yarısı su açığı riski ile karşı karşıya kalabilir" dedi.

"Su Verimliliği Seferberliği" başlatıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde, Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda başlatılan "Su Verimliliği Seferberliği"nin tanıtım toplantısı, "Suda Sıfır Kayıp" temasıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı.

Toplantıya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da katıldı.

Emine Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, su kaynaklarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için ülke sathında bir hareketin tanıtım toplantısı dolayısıyla bir arada olunduğunu söyledi.

"Tarım ve Orman Bakanlığımızın koordinasyonu ile Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'ni başlatıyoruz." diyen Emine Erdoğan, emeği geçenlere teşekkür etti.

Suyun varlığının önemine işaret eden Emine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bizden önce binlerce yıl bu toprakları besleyen zenginliklerin daima var olacağına dair bir yanılgıya kapılsak da kaynaklarımız sınırsız değil. Yağışların giderek azalması ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle tarım arazilerimiz, sulak alanlarımız, akarsu ve derelerimiz, yer altı su kaynaklarımız kuraklık tehdidiyle sınanıyor. Yeryüzü sularının kuruyan her bir damlasının, bu ekosistemde yaşayan balıklar, kuşlar, bitkiler ve nice canlılar için yıkılan birer yuva anlamına geldiğini unutmamamız lazım.

Aynı şekilde susuz üç gün dahi yaşamını sürdüremeyen biz insanlar için kuraklıkla mücadelenin aslında bir yaşam mücadelesi olduğunu kendimize hatırlatmamız lazım. Bu bakış açısıyla başlattığımız Su Verimliliği Seferberliği ile damlaya damlaya çoğalarak, yaşanabilir bir gelecek için umudu yeşerteceğimize inanıyorum."

"Suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor"

Emine Erdoğan, dünyanın erişilebilir tatlı su miktarının, toplam su varlığının yüzde birinden az olduğuna dikkati çekerek, "Su, en temel insan hakkıyken, küresel olarak 10 insandan 3'ünün güvenilir suya erişimi yok." dedi.

Suyun azalması, kirlenmesi veya erişilememesinin, hayatın akışında birçok ekonomik ve siyasi sorunu da beraberinde getirdiğine işaret eden Emine Erdoğan, "Bu sorunların en başında gıda üretiminin riske girmesi bulunuyor. Çünkü suların yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. İnsanlık, çatışmalarla tetiklenen kitlesel göçlerle bile henüz başa çıkamazken, 2030 yılında 700 milyon insanın su kıtlığı sebebiyle yerinden olacağı tahmin ediliyor." ifadelerini kullandı.

"Türkiye, yılda kişi başına 1519 metreküp kullanılabilir su miktarı ile 'su stresi altında' bir ülke"

Dünyadaki endişe verici durumun, Türkiye'de de farklı olmadığını belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye gibi altyapı sistemlerini kurmuş ülkelerde, temiz suya erişim o kadar kolay ki, suyun sınırsız bir kaynak olmadığı unutuluyor. Araştırmalara göre, insanımızın yüzde 40'ı ülkemizin su zengini olduğunu düşünüyor. Maalesef bu doğru değil, Türkiye, yılda kişi başına 1519 metreküp kullanılabilir su miktarı ile 'su stresi altında' bir ülke. Artan nüfus ve kontrolsüz su kullanımı ile bu miktarın 2030 yılında 1120 metreküpe gerileyeceği düşünülüyor. 1000 metreküpün altına indiğinde ise su kıtlığı ile yüzleşeceğiz. Şayet önüne geçmezsek su kaynaklarımızın yakın dönemde yüzde 25 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki 8 yıl içerisinde nüfusumuzun neredeyse yarısı ve sulanan tarım alanlarının yüzde 78'i 'su açığı' riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu oranlar bize, sınırsız gibi gözüken ihtiyaçlarımızla sınırlı kaynaklarımız arasında acilen bir denge kurmamız gerektiğini söylüyor. Biz başlattığımız bu seferberlik ile istiyoruz ki dünyanın bu çağrısına gelin hep birlikte kulak verelim. 'Su vatandır' inancı ve bir seferberlik ruhuyla geleceğimize hep birlikte sahip çıkalım."

Emine Erdoğan, doğayı, yalnızca geçmişten alınan bir miras değil, gelecekten alınmış bir emanet olarak gören bakış açısıyla iklim değişikliğiyle mücadelede kararlı adımlar attıklarını belirterek, suyu korumanın da bu mücadelenin önemli bir ayağı olduğunun altını çizdi.

Su kullanımının büyük bir kısmının tarım alanında gerçekleştiğini aktaran Emine Erdoğan, bu kapsamda "yağmur suyu hasadı" ve "gri su kullanımı" gibi alternatif su verimliliği uygulamalarına ilişkin rehberler hazırlandığını belirterek, "Bakanlıklarımız işbirliğinde, su havzalarımızın tümü için eylem planları oluşturuldu ve pilot bölge olan 'Gediz Havzası Eylem Planı' hayata geçirilmeye başladı. Alınan tedbirleri yaygınlaştırmak amacıyla 'Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ uygulamaya kondu. İlave olarak, sulama randımanının yüzde 49 seviyesinden yüzde 75'e çıkarılması hedefleniyor." diye konuştu.

"İsraftan kurtardığınız her bir damla..."

Sanayide temiz üretim ve verimlilik teknolojilerinin önerdiği yeni tekniklerle üretimde yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İş insanlarımıza ve sektör temsilcilerine burada önemli sorumluluklar düşüyor. Unutmayın ki israftan kurtardığınız her bir damla, geleceğimize, çocuklarımıza, doğaya ve canlılara hayat suyu olarak dönecektir. Kurumsal atılan adımlar önemli olsa da her bir vatandaşımızın bireysel düzeyde katkı sunacağı topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var. 'Benim elimden ne gelir ki?' diye düşünmek yerine, 'Ben neler yapabilirim?' diye sorduğumuzda, bu badireyi de elbirliğiyle atlatacağımıza inanıyorum."

Su kullanımında alınacak basit önlemlerle kişi başına günde 5 damacana su kaybını engellemenin mümkün olduğunu anlatan Emine Erdoğan, "Yürekten inanıyorum ki evinde yılda 35 tona yakın suyu kurtarabileceğini öğrenen her vatandaşımız, seferberliğin taşıyıcısı olacaktır." dedi.

Sıfır Atık Projesi'nde olduğu gibi Su Verimliliği Seferberliği'nde de yerel yönetimlerin desteğinin önemine dikkati çeken Emine Erdoğan, "Belediyelerimizin katkıları ile vatandaşlarımız iklim kriziyle mücadele meselesine, evinde, işyerinde, fabrikasında daha çok sahip çıkacaktır. Yerel yönetimlerimizin, yeryüzü emanetine sahip çıkmak için başlattığımız Sıfır Atık ve Su Verimliliği Seferberliklerine tam destek vermesini temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.

Türk kültüründe suyun önemine işaret eden Erdoğan, "Yaratıcıdan armağan olarak yeryüzüne indirilen bir rahmettir. Suyu kıymetli bir hazine olarak gören bu bakış açısı, başlattığımız seferberliğin ruhunu yansıtıyor." diye konuştu.

"Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'nin de ülkemizde yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum"

Tüketim ve israf kültürünün dünyayı kuşattığına değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Günümüzde, yaşatmayı şiar edinmiş medeniyetimize dönerek, vicdanları yeniden inşa etmeliyiz. Bunu başardığımızda bir su şişesi için harcanan 18 litre su veya bir kot pantolon için tüketilen 10 bin 700 litre suyu kurtarmak hepimiz için insani bir sorumluluğa dönüşecek. O zaman anlayacağız ki bardakta bırakılan her yudum su, atılan her eşya, yalnızca yeryüzündeki suyu değil, aslında bizi tüketiyor. Vatanseverliğin ülkemizin bir damla suyuna dahi sahip çıkmak olduğuna inanan ve gelecek nesillerimizin bir bardak suya muhtaç kalmaması için bugünden çalışan bütün duyarlı insanlarımıza çağrıda bulunuyorum. Türkiye Yüzyılı'na bir damla da siz olun. Ülkemiz adına gurur duyduğumuz Sıfır Atık hareketinin küreselleşmesinden aldığımız güçle, Ulusal Su Verimliliği Seferberliği'nin de ülkemizde yeşererek dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum."

Toplantıda, Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından da mini bir konser verildi.

Su Verimliliği Seferberliği'ne ilişkin tanıtım filminin de gösterildiği programda Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Emine Erdoğan'a geleneksel Maraş işi tel kırma ibrik figürlü tablo hediye etti.

 

Emine Erdoğan, su verimliliğinde iyi uygulama örneklerinde bulunan kişilere teşekkür plaketlerini sundu.

Bakan Kurum: Konya'da 2500'ü aşkın obruk oluştu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, Topyekun seferberlik anlayışını başlatacak Su Verimliliği Seferberliği Eylem Planı'nın, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve su tasarrufu sağlamasına vesile olacağına inandığını söyleyen Kurum, eylem planının hayırlı sonuçlar getirmesi temennisinde bulundu.

Herkese yetecek kadar su kaynaklarıyla bezenmiş yeryüzünde, son yüzyıldaki kontrolsüz kullanım nedeniyle büyük bir kriz oluştuğuna işaret eden Kurum, "Su ve toprağın kirletilmesiyle ekolojik dengenin bozulmasına yol açan bu süreç, küresel bir yok oluş tehlikesini beraberinde getirmiş, kuraklık alarm vermeye başlamıştır. Sadece Konya'da kuraklık ve yer altı sularının çekilmesinin sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. 2500'ü aşkın obruk oluştu. Bu obruklarla yeraltı su seviyemiz 250-300 metrelere düştü. Bundan 20-25 yıl öncesine gittiğimizde 40-50 metreden su alınabilirdi." ifadelerini kullandı.

Kişi başına düşen su miktarına bakıldığında Türkiye'nin su sıkıntısı çeken ülke konumuna geldiğinin görüldüğüne dikkati çeken Kurum, "Önümüzdeki 20 yıl içinde önlem alınmazsa, ülkemizin su fakiri ülkeler arasına katılacağı öngörülmektedir. Bu anlamda suyu tasarruflu kullanmak, oluşan atık suların arıtılarak yeniden kullanımını sağlamak, mevcut su kaynaklarını korumak ülkemizin geleceği açısından hayati bir durumdur." diye konuştu.

"Yağmur Suyu Toplama Sistemi'ni zorunlu hale getirdik"

Sıfır Atık Mavi seferberliğiyle denizleri, gölleri, akarsuları büyük bir titizlikle koruduklarını ifade eden Kurum, "Su tasarrufunda çok önemli adımlar attık, gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. Bugün 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek binalarımızın çatılarında toplanan yağmur sularını bahçe sulamada ve yine binalardaki rezervuarlarda kullanmak amacıyla Yağmur Suyu Toplama Sistemi'ni zorunlu hale getirdik." dedi.

Binalarda suyun daha tasarruflu tüketilmesinin çok kıymetli olduğunu dile getiren Kurum, "Sıhhi tesisat projelerinde lavabo musluk debilerini dakikada 6 litre, duşlarda ise dakikada 8 litre olmasını zorunlu hale getirdik." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 531'e yükselen mavi bayraklı plaj sayısıyla dünyada 3'üncü sırada yer aldığını aktaran Kurum, Salda, Van, Beyşehir ve Mogan göllerinde temizleme çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı.

Son yıllarda müsilaj problemiyle karşılaştıklarını anımsatan Kurum, "Bu duruma ilişkin de bir eylem planını ortaya koyduk. Bu eylem planında yer alan adımları atıyoruz." dedi.

"Atık su arıtma tesislerini 1185'e çıkarttık"

2002'de 145 olan atıksu arıtma tesisi sayısını 1185'e çıkarttıklarını dile getiren Kurum, "Atık suların yeniden kullanımını sağlayarak temiz su kaynaklarından tasarruf etmeyi, yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesini önlemeyi, arıtma tesislerinden enerji ve organik madde kazanımı elde ederek şehirlerimizin ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Suda kayıp kaçakla mücadele için yerel yönetimlere son 3 yılda 4 milyar lira finansman desteği sağladıklarını söyleyen Kurum, "Önümüzdeki süreçte belediyelerimize 10 milyar lira sağlayacağız. İnşallah bu çalışmalarla birlikte halihazırda yüzde 4,75 olan atık suların yeniden kullanım oranını 2030 yılında yüzde 15'e çıkaracağız." diye konuştu.

Günlük yaşamda tüketilen suya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurum, tasarruflu su kullanımının önemine işaret etti. Bir kişinin tüm ihtiyaçlarını karşılaması için tükettiği günlük su miktarının ortalama 7 bin litre olduğunu belirten Kurum, "Hazırlanan eylem planıyla, hayatımızın her alanında tükettiğimiz suyu korumak için yürüttüğümüz tüm çalışmaları daha ileri bir seviyeye taşımayı arzu ediyoruz." dedi.

Bakan Kirişci: Tüm bu olumsuzlukları tersine çevirme imkanına sahibiz

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de, küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyanın su kıtlığı, kuraklık ve hatta çölleşme tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, "Bu karamsar tabloya karşın iyi haber şu ki gerekli tedbirleri alırsak tüm bu olumsuzlukları tersine çevirme, en azından hafifletme imkanına sahibiz." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı için yüksek risk grubu ülkeler arasında kabul edildiğine işaret eden Kirişci, gelecek 100 yıl için yapılan iklim değişikliği tahminlerine göre ülkede su kaynaklarının yüzde 25 azalmasının beklendiğini söyledi.

Kirişci, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasına yönelik gerekli tedbirler alınmadığı takdirde 2030'da toplam nüfusun yüzde 49'unun, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 78'inin su açığı riskiyle karşı karşıya kalacağını ifade ederek, bazı havzalarda gerekli önlemler alınsa dahi 2030 sonrasında su açığının oluşmasının beklendiğini dile getirdi.

"Su kaynaklarının korunmasına yönelik finansal mekanizmaları hayata geçireceğiz"

Yaşam kalitesini ve standartları bozmayacak biçimde planlanan su verimliliği uygulamalarının el birliğiyle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Kirişci, şöyle devam etti:

"Sayın Hanımefendi'nin öncülüğünde, ülke genelinde, tüm ihtimalleri dikkate alarak ve katkısı olabilecek herkesi dahil ederek yapabileceklerimizi planladık. Bu konuya ilişkin stratejiler ve eylemler, her bir kurum ve kuruluşumuzun üzerine düşen görevler, Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile belirlenmiştir. Bu kapsamda, su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin, etkin ve verimli su kullanımının sağlanması için hazırlanacak teknik raporlar Meclisimizin de takdirlerine sunulacak. Mevzuatın güçlendirilmesiyle birlikte yapmamız gerekenleri somutlaştıracağız, izleme ve denetleme mekanizmaları kuracağız. Ayrıca, su kaynaklarının korunmasına yönelik yatırımlara yön verecek finansal mekanizmaları da hayata geçireceğiz."

Kirişci, tarımsal ve endüstriyel üretim miktarlarını, aynı faaliyetleri daha az su kullanarak gerçekleştirmenin mümkün olduğunu belirterek, "Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için tarımda gereksiz su kullanımını önlemek mecburiyetindeyiz. Tarımda sulama verimliliği ortalamamız yüzde 50'dir. Hedefimiz, sulama verimliliğini, modern sulama sistemlerini kullanarak yüzde 65 seviyesine yükseltmektir. Bugün bu orana erişebilseydik, Konya'nın yüz ölçümünün yarısına yakın alanı kaybedilen suyla sulayabiliyor olurduk." dedi.

"Yerel yönetimler büyük sorumluluğa sahip"

Kurak bir kış geçirildiğine işaret eden Kirişci, "Dönemsel olmasını ümit ettiğimiz bu kuraklık, tüm kurumlar ve yetkililer için bir alarm durumudur. 1 Ekim 2022-30 Ocak 2023 dönemini kapsayan süreçte Türkiye genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 42,3, 2022 su yılına göre de yüzde 40,1 oranında azalma meydana gelmiştir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerimiz başta olmak üzere bütün yerel yönetimler, içme suyu temini, atık su yönetimi ve su kayıplarının en aza indirilmesi konusunda büyük bir sorumluluğa sahiptir." diye konuştu.

Kirişci, belediyelerin sorumluluğundaki içme suyu sistemlerinde su kayıpları seviyesinin ortalama yüzde 33 olduğuna dikkati çekerek, bu oranın yüzde 25'in altına çekilmesi gerektiğini bildirdi.

Temiz üretim teknolojileri ve verimli teknikleri kullanarak yarı yarıya su kazanımının mümkün olduğunu vurgulayan Kirişci, mevcut en iyi teknikleri ve temiz üretim teknolojilerini içeren sektörel su verimliliği rehberlerinin sanayicilerin istifadelerine sunulmak üzere hazırlandığını söyledi.

Kirişci, Bakanlık olarak, tüm sektörlerde kullanılmış suların yeniden kullanımına yönelik alternatifleri değerlendirdiklerini ve pilot bölgelerde uygulama projeleri hazırladıklarını belirterek şunları kaydetti:

"Yağmur suyu hasadına ve gri su kullanımına imkan veren uygulamaları kullanmamız da önemli verimlilik tedbirleri arasında yer alıyor. Bu konularda gerekli yapıların tesis edilmesi, yeni inşa edilen binalarımızdan başlayarak yaygınlaştırılmalıdır. Sadece sektörel kullanımlar değil, elbette bireysel olarak her bir vatandaşımızın suyu dikkatli kullanması gerekiyor. Sahip olduğumuz kaynakları tüketmek değil, doğru yönetmek, doğayla dost yeni teknolojileri geliştirmek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında hiçbir fark yoktur.' şiarından hareketle milli servetimiz olan suyu, bir seferberlik bilinciyle korumak üzere 'Suda Sıfır Kayıp' temasıyla yola çıktık. Bu yolda, sizlerle birlikte yürümeyi, bu seferberliği hep diri tutmayı arzu ediyoruz. İnşallah ülke genelinde düzenleyeceğimiz etkinlikler ve faaliyetlerle bilimsel, modern, iklim dostu teknoloji uygulamalarını içeren yeni strateji ve eylemler hayata geçirilecektir."

Sıradaki Haber
Kur'an-ı Kerim'e saygısızlığa soruşturma
Yükleniyor lütfen bekleyiniz