Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesi başladığında Moskova kaynaklı haberler ’72 saatte Kiev’ iddiasında bulunsa da gelinen nokta itibariyle kağıt üzerindeki planların sahada bambaşka sonuçlara büründüğü net bir şekilde görüldü.
Neredeyse iki ayını dolduran savaşta Rusya hedeflerinden uzakta kalırken, Ukrayna ise kimsenin beklemediği ölçüde bir direnç sergiledi. Çok farklı dinamikleri olmakla birlikte ortaya çıkan fotoğrafta Ukrayna’nın tanksavarları kullanım şekli ve topçu birliklerinin çok yüksek isabet oranı öne çıkmayı başardı.
Suriye’de yaşananların daha ileri bir boyutu
Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Ukrayna’da tanksavar özelinde yaşanan gelişmelerin ilk perdesinin Suriye’de açıldığını hatırlatıyor.
“Aslında değişimin en büyük yansıması Suriye’de olmuştu.” diyen Küçük, hem Esed rejiminin eski silah depolarından yağmalanan güdümlü tanksavar füzeleri hem de diğer ülkelerin bölgeye gönderdikleriyle Suriye’nin ‘tanksavar cennetine’ döndüğünü anımsatıyor.
Sonrasında zırhlı araçlar, tanklar, makineli tüfek mevzileri, kritik binalar başta olmak üzere neredeyse görülen her hedefe tanksavar füzeleriyle saldırılan bir dönemden bahsediyor.
ABD ve İngiltere’den gelenler dengeleri değiştirdi
Tanksavarlarla ilgili konuşmaya devam etmeden önce küçük bir parantez açıyor Küçük ve Suriye’de ortaya çıkan tanksavar tehdidinin ardından Türkiye’nin de bu konuda önlemler aldığını söylüyor. Türkiye, tanklarının durumsal farkındalığını artırmış, lazer uyarı sistemi, yakın mesafe gözetleme sistemi ve aktif koruma sistemi gibi özellikler kazandırmış.
Fatih Mehmet Küçük, bu detayın ardından bir kez daha Ukrayna’daki duruma dönüyor:
“Ukrayna’daki sahada en önemli değişken tanksavarlar açısından oldu. ABD’nin gönderdiği Javelin ve İngiltere’nin gönderdiği NLAW füzeleri gibi üçüncü nesil diyebileceğimiz yeni nesil tanksavar füzeleri öne çıktı.
Bu füzelerin en temel farklılığı at-unut biçiminde olması. En basit haliyle; operatör hedefi seçer, işaretler füzeyi fırlattıktan sonra füze hedefine kilitlenip vurmaya çalışır. Eski füzelerde ise füze hedefi vurana kadar operatörün füzeyi yönlendirmesi / aydınlatması gerekir.
Bir diğer husus da her iki füzenin de hedefinin üst kısmında vurma yeteneği… Tankların ve diğer zırhlı araçların zırhının en zayıf noktası üst kısmı olduğu bir gerçek. Haliyle sizin üstten vurabilen bir füzeye sahip olmanız sahadaki dengeleri değiştiriyor.
Ukrayna’ya İngiltere tarafından 10 binin üzerinde NLAW füzesi gönderildiği belirtiliyor. Rusya’nın yüzlerce aracı düşünüldüğünde makul gelebilir ancak bu çok büyük bir rakam. İngiltere’nin NLAW envanterinin yarısından bahsediyoruz. Ki çoğu ülkenin bu kadar geniş modern tanksavar füzesi envanteri yok. Bu açıdan bakıldığında diğer ülkelerin de Ukrayna’da ortaya çıkan tablonun ardından daha fazla modern tanksavar füzesine sahip olmak isteyeceği bir gerçek.”
Sayı çok olunca hedef çeşitliliği de artıyor
Küçük’e göre tanksavarların bunca farklı hedefe atılmasının temelinde ‘bolluk’ var. Elde bulunan çok sayıda tanksavar piyadelerin atış destek vasıtası gibi görev yapabilmesini beraberinde getiriyor ve sonuç olarak helikopterin dahi tanksavarla düşürüldüğü görüntüler ortaya çıkıyor.
Ukrayna’da yaşanan bu durumun tanksavarlar için yeni bir dönem başlatabileceği uyarısında bulunuyor Küçük:
“Bu füzelerin daha modüler yapılarda inşa edilmesi ve zırh delicinin yanı sıra yüksek patlayıcı, parçacıklı mühimmat gibi harp başlıkları ile güçlendirilerek piyadelerin destek atış vasıtası gibi daha geniş tanımda görev yapmaları beklenebilir. Hatta güdüm sistemleri gelişen tanksavar füzelerinin sadece hover durumundaki değil yavaş hareket eden bazı hava unsurlarına karşı da kullanıldığını da görebiliriz.
Bu açıdan Türkiye’de Roketsan’ın geliştirdiği Javelin benzeri Karaok tanksavar füzesinin de sahaya kısa sürede çıkması halinde ciddi bir ihracat potansiyeli olduğunu unutmayalım. Ukrayna’dan yansıyan görüntülerin Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülkenin savunma sanayii karar vericileri tarafından dikkatle izlendiğini not etmek gerekiyor. Buradan çıkarılacak sonuçların yansımalarını gelecek dönemlerde görebiliriz.”
SİHA ile entegre topçu birlikleri fark yaratıyor
Ukrayna’da gözden kaçmayan bir diğer duruma geçiyoruz… Topçu birlikleri çok yüksek hassasiyetle Rus unsurlarını vurmayı başarıyor. Bunun reçetesini soruyoruz Küçük’e…
Kiev yönetiminin Bayraktar-TB2 veya daha küçük sınıfta bulut altı İHA’ları topçuları ile entegre kullanarak oldukça başarılı işlere imza attığını söylüyor Küçük. Ukrayna’nın bazı topçu atışlarının güdümlü füze kadar isabetli olmasının perde arkasını anlatıyor:
“Rusya’nın 152 mm lazer güdümlü obüs mühimmatı olan Krasnopol’un geliştirme aşamasına Ukrayna da katılmıştı. Parçalar Rusya’dan geliyor ve Ukrayna’da her şey tamamlanıyordu. 2014 yılında Ukrayn-Rusya arasındaki olaylar başlayınca Ukrayna Kvitnik adı ile kendi mühimmatını geliştirdi. 2018 yılında bu ürünün hazır hale geldiği söylendi.
Bu kadar geniş bir cephenin tamamında sürekli lazer güdümlü topçu mühimmatı kullanmak mümkün olmasa da Ukrayna’nın bazı hassas saldırılarda Kvitnik mühimmatını kullandığı ifade ediliyor. Ukrayna’daki yüksek isabetli topçu atışlarının ardında doğru ve hızlı istihbarat akışı, koordineli savaş unsurları ve nihayetinde hedefi bulma kabiliyeti yüksek mühimmatlar var.”