İtalyan pilot Yüzbaşı Ricardo Moizo uçağının penceresinden aşağıda uzayıp giden çöle baktı. Trablus’un güneyindeki Ayn Zara bölgesindeydi.
Ekim ayının son günleri olmasına karşın hava sıcaktı. Heyecanlıydı. Henüz çok yeni olan keşif uçuşlarından birini yapıyordu. Osmanlı askerlerini gözleyecek, konumlarını harita üzerinde işaretleyerek istihbarat birimlerine iletecekti.
El Aziziye’ye semalarına geldiğinde bir kez daha aşağılara doğru baktı. Bu kez dürbününden de yardım alarak kümelenmiş askerleri, çadırları ve tabyaları inceledi.
Kuyruk kısmında ‘Kaptan Moizo’ yazan uçağının burnunu aşağı doğru indirdi. İrtifasını azaltırken yerdeki cisimleri daha yakından görmeye çalıştı.
Aşağıda konuşlu Osmanlı askerleri uçağın sesini duymuş komutanlarının öncülüğünde hazırlığa başlamışlardı. Tek bir askerin ateş edip isabet kaydetmesi oldukça güçtü. Askerler bir araya geldiler. Yere sırtüstü yatarak tüfeklerini gökyüzüne doğru çevirdiler.
Sonrasında ‘hava hedefi atış vaziyeti’ denecek olan pozisyonu aldıktan sonra uçağın uçuş yönüne doğru grup halinde ateşe başladılar. Osmanlı askerinin attığı mermilerden üçü uçağı bulmuştu. Hasar alan uçak önce irtifa kaybetmeye başladı, ardından düştü.
Osmanlı askerleri, Wright Kardeşlerin 1903’te ilk motorlu uçuşu yapmalarının üzerinden sadece sekiz sene geçmiş ve ilk kez bir savaşta kullanılmaya başlanmış olan savaş uçağını düşürülerek tarih kitaplarında kendisine geniş bir yer ayırmıştı.
Uçak düştükten sonra yaralanan Ricardo Moizo, Türk askerleri tarafından kurtarılarak Aziziye’deki karargaha getirildi.
Başında Adnan Adıvar’ın bulunduğu Kızılay ekipleri tarafından tedavi edilen Moizo’nun her ihtiyacı ile yakından ilgilenildi. Ailesine sağ ve sağlıklı olduğuna, zarar verilmeyeceğine dair telgraf çekildi.
Tüm bunlar olurken İngilterede yayın yapan "The Illustrated London News" dergisi, İtalyan pilotun öldürüldüğü şeklinde temsili resimler yayımlıyor Osmanlı Devleti aleyhinde kara propaganda yapıyordu.
Moizo’nun Nieuport-4 tipi uçağı da Aziziye’ye getirildi. Durumu düzelen ve dünyanın ilk düşürülen savaş uçağının ilk ele geçirilen pilotu Ricardo Moizo Binbaşı Ali Fethi Okyar tarafından sorgulandı.
Kendisine gayet iyi davranılan Moizo sonrasında ülkesine gönderilecek ve hava generaliğine kadar yükselecekti…
Osmanlı İmparatorluğu ve İtalya arasında 1911 yılında başlayan Trablusgarp Savaşı, pek çok açıdan ilklerin yaşandığı bir karşılaşma. Savaş uçakları ilk kez bu savaşla devletlerarası mücadelenin araçları oldu.
İtalyan havacılığı, Türk havacılığından sonra kurulmasına rağmen Trablusgarp Savaşı’nda 28 uçak ve dört balon kullanabilecek kadar endüstriyel açıdan iyi durumdaydı.
Osmanlı İmparatorluğu da savaşta uçakları kullanmak için birçok tedbir almış ve uçak temin ederek Cezayir sınırına kadar göndermişti. Ancak personelinin henüz yetişmemiş olması, sözleşme yapılan yabancı pilotların isteksizliği gibi nedenlerle bu mümkün olmadı.
Türk havacılık tarihiyle ilgili araştırmaları bulunan Siyaset Tarihçisi Doç. Dr. Osman Yalçın, yıllan beri bu konunun izini sürüyor, bilgi ve belge topluyor.
“Trablusgarp Savaşı’nın başladığı dönemde İtalyan askeri havacılığı 28 uçağa sahipti. Bunların 6’sı Avusturya yapımı Etrich Taube ve İngiliz Bristol uçaklarıydı. Geri kalan 22 uçak Fransız yapımıydı. Bunlar Blérıot XI ve Nieuport 4 tipindeydi. Kuzey Afrika’ya gelen 9 uçak, ‘Trablus 1.Uçak Filotillası’ ismini taşıyan bir birlik oluşturmuşlardı. İtalyan hava gücünde 4 balon bulunuyordu. Balonların saatte 50-75 km. hız yapma gibi özellikleri vardı.”
Yalçın İtalyanlar tarafından ilk uçuşun 22 Ekim günü gerçekleştiğini anlatıyor:
“İtalyan Pilot Yüzbaşı Carlo Piazza, Blériot XI tipi uçağı ile Türk hatları üzerinde bir keşif uçuşu yaptı. Bu bir uçağın, düşman hatları üzerinde ilk defa keşif uçuşu yaptığı tarihi olaydı. Yüzbaşı Piazza, bu uçuşu kimseden emir almadan, kendi inisiyatifiyle yapmıştı. Bu yönüyle hava harp tarihinin bir kişisel inisiyatifle başladığını ve havacılıkta kişisel kararların önemli olduğunu söylemek doğru olur.”
İtalyanlar tarafından uçakla yapılan ilk bombardımanın tarihi 1 Kasım 1911. Doçent Osman Yalçın o güne dair şu ayrıntıları veriyor.
“1 Kasım 1911 tarihinde Teğmen Gavotti havadan ilk bombardımanı gerçekleştirdi. Etrich Taube uçağı ile biri Ayn Zara ve üçü de Tacura’ya olmak üzere 800 m. irtifadan 4 bomba attı. Türklerin yoğun hava savunma yapması sebebiyle uçaklar fazla yere yakın uçamıyordu. Bu nedenle nişan almadan ve yüksekten atılan bombaların herhangi bir zararı olmadı. Yaklaşık 2 kg. olan bu bombaların piminin pilotun dişlerini kullanılarak çekip bırakması ve etkisinin az olması sebebiyle bu savaş içinde farklı yöntemler ve daha etkili bombaların kullanılması yönünde çabalar oldu.”
İtalyanların cephede hava kuvvetlerini kullanması, Osmanlı ordusu tarafından etkin bir hava savunma göreviyle kısıtlansa bile uçağın bütün hareketini engellemek mümkün değildi. Özellikle keşif görevi ile önemli bir istihbarat avantajı kazanılmış oluyordu.
Trablusgarp Savaşı'nda hava savunma sistemini geliştirme yönünde de bazı gelişmeler de oldu. Türklerin, eski bir Avusturya topunun kundağını dikey duruma getirerek uçaksavara çevirmişti.
İtalyanlar uçaklarını sadece savaşmak için kullanmıyorlardı. Uçaklar o dönem propaganda için de havalanıyordu.
15 Ocak günü İtalyanlar uçaklarla bildiri atmaya başladılar. Bu olay da dünya havacılık tarihinde ilkti. Uçaklardan atılan bildirilerde, şöyle yazıyordu:
"Trablus’lu Araplara: Bizimle birlikte olmak için ne bekliyorsunuz? Camilerinizde ibadet etmek isteğini duymuyor musunuz? Ailelerinizle birlikte huzur içinde yaşamak istemiyor musunuz? Bizim de kitabımız var. Biz de namuslu ve dindarız. İtalya babanızdır. Çünkü memleketimiz, anneniz Trablus’la evlenmiştir.”
Doç. Dr. Osman Yalçın, bu bildirileri şöyle değerlendiriyor:
“Havadan atılan bildirilerle yerli halk Osmanlı askeri unsurlarından tecrit edilmeye çalışılıyor, silah ve cephanesiyle birlikte teslim olacak her yerliye 20 Frank para, arpa ve buğday verileceği vaat ediliyordu. Bu durum aynı zamanda Türk subaylarının kısa zamanda bölgede göstermiş oldukları yüksek organizasyon ve yerel halk ile birlikte oluşturdukları yüksek savunma hattının İtalyan ordusunu bölgede hareketsiz hale getirmesinin bir sonucuydu.”
31 Ocak 1912 tarihinde bir uçuş esnasında rasıt (gözlemci) Yüzbaşı Carlo Montu yerden açılan ateşle yaralandı. Bu olay da dünya havacılık tarihi bakımından önemliydi ve ilklerdendi. Yerden açılan ateşle ilk kez uçak personeli yaralanmıştı. Bu da Trablusgarp savaşında yaşanan başka bir ilkti.
İtalyan ordusu nisan ayı sonlarından itibaren P-1, P-2 ve bunlara sonradan katılan P-3 güdümlü balonları ile yere bomba atmaya devam etti.
Trablusgarp Savaşı devam ettiği süreçte havacılıkta inovatif bazı gelişmeler devam ediyordu. Nitekim Yüzbaşı Alberto Marengo, 11 Haziran’da da ilk gece bombardımanını yaptı.
15 Haziran tarihi ile ulaştırılan bir mesajda, 11 Haziran günü Derne Cephesinde, ordugâh civarını bombalayan bir İtalyan uçağının, Türk birlikleri tarafından açılan tüfek ve topçu ateşi ile Derne Vadisine düştüğü açıklandı.
25 Ağustos’ta Teğmen Piero Manzini bir foto-keşif uçuşu sırasında, uçağı ile denize düşerek yaşamını yitirdi. Böylece dünya havacılık tarihine, savaşta ölen ilk havacı olarak geçti.
Trablusgarp Savaşı, dünya havacılık tarihinde ilklerin savaşı oldu. İki devlet arasında yapılan bir savaşta, hava kuvvetleri ilk defa kullanıldı. İtalyanlar uçak ve balonu birlikte kullandı. Bu savaşta hava keşfi, gece uçuşu, gece bombardımanı, havadan yere bomba atma, fotoğraf çekme ve yine ilk olarak uçakla yere bildiri atma gerçekleşti.
Yalçın, her yönüyle ilkleri doğuran savaş, Türk’ün dünyaya örnek olacak bir yönünü daha ispatladığını vurguluyor.
“Osmanlı Devleti bu savaşta karadan harekatla uçak vurdu, rasıt ve pilot yaraladı, zorunlu iniş yapan pilotu esir aldı. Kara toplarını ayarlarında düzenleme yapmak suretiyle hava savunma silahına dönüştürdü. Askerler sırt üstü veya dizüstü çökerek havaya karşı toplu ateş ederek uçaklara isabet ettirme ve yaralama ilkini icra ettiler.”
Osmanlı İmparatorluğu zor şartlarda bulunduğu bir zamanda askeri havacılığı dünyada ilk kuran ülkelerden biri oldu. Harekât alanında uçaklarla mücadele eden ilk ordu Osmanlı ordusu oldu ve tarihe geçecek birçok ilki gerçekleştirdi. Tıpkı bugün olduğu gibi; İtalyanlara karşı uçaklarını uçurmak için pilot bulamayan çılgın Türkler bugün o uçakları üreterek pilotsuz uçuruyor ve pek çok operasyonel görevde kullanıyor.