Meclis Başkanı Mustafa Şentop, cuma namazını Darülaceze Camii'nde kıldı.
Daha sonra Darülaceze sakinlerini ziyaret eden Şentop, burada yaptığı konuşmada, kıymetli Darülaceze'de bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, büyüklere hizmet etmek ve ilgi alaka göstermenin bir vazife olduğunu belirtti.
Yaklaşık 34 yıl önce Darülaceze'ye bir ziyarete geldiğini aktaran Şentop, o tarihte gördüğü manzaranın çok memnuniyet verici olmadığına işaret ederek, "O yıllardan sonra bu yapının, buranın ve anlayışın yeniden ihya edilmesi, Cumhurbaşkanımızın büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde başladı. Sadece binaları yapmak yetmiyor. Fizik mekanları iyileştirmek, geliştirmek, çoğaltmak yetmiyor. O zaman başladı, o zamandan beri de devam ediyor. 20 senedir hükümetler zamanında, Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığımız buralara, bu anlayışla, yıllardır bu muameleyi gerçekleştiriyor. Bu anlamda 2. kurucusu olarak Cumhurbaşkanımıza da teşekkürlerimizi, şükranlarımızı arz ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Ülkelerin, medeniyetlerin büyüklüğünün sadece maddi anlamdaki gelişmelerle ölçülemeyeceğini vurgulayan Şentop, insan medeniyetinden söz ediliyorsa bu medeniyetin insani esaslara dayanması gerektiğini söyledi.
İki yılı aşkın süredir salgın dolayısıyla zor bir dönem geçirildiğini ifade eden Mustafa Şentop, başta sağlıkla ilgili sorunlar olmakla beraber, ekonomik anlamda birçok bakımdan insanlığın birçok sorunla karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
"ABD, Fransa'nın sağlık malzemelerini gasbetti"
Bu süreçte dünyada bir taraftan sağlıkla ilgili altyapılar ve hizmetler test edilirken, bir taraftan insani tutumlar ve davranışların da test edildiğini kaydeden Şentop, şöyle devam etti:
"Sürecin başladığı zamanlarda burada söyleyelim, gizli saklı değil bu işler; Fransa'nın Uzak Asya'da parasını ödeyerek uçağa yüklediği sağlık malzemelerine Amerika Birleşik Devletleri el koydu. Fransa'ya gidecek olan uçağı çevirdi, Amerika Birleşik Devletleri'ne götürdü. Yani parasını verdiği mallarını Fransa'nın gasbetti. Çünkü hazırlıksız yakalanmıştı bütün ülkeler. Bu tür ufak tefek olarak görülen üretimler küçük ülkelere doğru yönlendirilmişti. İşte maskeyle uğraşan bir firma, geliri düşük, kapasitesi düşük bir firma, çok getirisi yok. Onunla uğraşmıyor büyük Batılı ülkelerin firmaları. Onları Uzak Asya'da küçük ülkelere, küçük imalathanelere göndermişler. Ama öyle bir dönem geldi ki buna ihtiyacı var herkesin, maske üretemiyorlar ihtiyacı karşılayacak derecede. O zaman almak icap ettiğinde Fransa'nın parasını ödeyip aldığı malzemeye el koydu, gasbetti Amerika Birleşik Devletleri. Aldı bunları götürdü. Bütün ülkelerin kendisine baktığı dönemde Türkiye ne yaptı? - bundan rahatsızlık duyanlar da var - Türkiye şunu yaptı; 156 ülkeye sağlık yardımı gönderdi. Bunların bir kısmı talep edenler, bir kısmı talep bile etmeyenler. İhtiyacı olduğu düşüncesiyle gönderdiği yerler. Ben Meclis Başkanı olarak birçok meclis başkanıyla görüşüyorum. Hangi ülkenin meclis başkanıyla telefonla görüşsem, 'Türkiye'ye teşekkür ediyoruz' , ilk sözleri bu oluyor. 'Öyle bir dönemde Türkiye bizi unutmadı' diyorlar. Gönderdiğimiz malzemeler o ülkenin ihtiyaçlarını karşılayacak, görecek büyüklükte malzemeler değil, böyle olmasını da kimse beklemiyor. Önemli olan bütün insanlığın maruz kaldığı bir salgınla karşı karşıyayız. Herkes kendi derdine düşmüş ülkeler olarak ama Türkiye 'Bu hepimizin ortak sorunu, hepimiz aynı dertten muzdaribiz' diyor, 'biz sizi unutmadık.' diyor. Bu, bizim milletimizin karakteri."
Böyle zamanlarda karakterin göründüğünü ifade eden Şentop, aşı ve tedavi konusunda Batı Avrupa'da, Amerika'da yaşlıların vefat ettiğinin, terk edildiğinin görüldüğünü aktardı.
"Turkovac'ı bütün dünya ile paylaşacak şekilde, elimizdeki imkanlar dahilinde sunacağız"
Salgın sürecinde ziyaret ettiği bazı ülkelerde, o ülkelerin yöneticilerinin ''Gerçek yüzlerini öğrendik. Böyle bir zamanda kimse dönüp bize bakmıyor Türkiye dışında.'' dediğini söyleyen Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Aşı ile ilgili olarak da benzer bir şey yaşanıyor. İhtiyacından çok daha fazla aşı biriktiren, toplayan, stoklayan ülkeler var. Ama öbür tarafta Afrika geneline baktığımızda aşılama oranı yüzde 6 civarında. Bu salgın süreci öyle bir süreç ki insanlık ailesi olarak birbirimize bağlı olduğumuzu, birbirimizin sağlığının bir başkası için de önemli olduğunu ortaya çıkardı. Hastalıklar, virüsler de küresel ama aşı ve tedavinin de küresel olması lazım. Onun için başından beri Cumhurbaşkanımız BM Genel Kurulu'nda da bunu söyledi; 'Aşı ile ilgili ben merkezli düşünceyi bırakalım, aşının bütün dünyada yaygınlaşmasını, serbest dolaşımını mümkün hale getirelim.' Biz kendi aşımızı yaptığımızda bunu yapacağız dedik. İnşallah Turkovac'la ilgili olarak bütün dünya ile paylaşacak şekilde, elimizdeki imkanlar dahilinde sunacağız."
Şentop, zaman zaman Darülaceze'ye ziyaretlerde bulunduğunu da anlatarak, "Büyüklerimiz bizim geleceğimizdir. Bu bakımdan onlara gereken saygıyı, ilgiyi ve hürmeti göstermemiz bizim, milletimizin karakteridir. Biz her zaman siyasetçiler olarak burada yapılanların, sizlerin yanındayız." dedi.
Mustafa Şentop, ziyaretinde yaşlılara karanfil ve hediyeler de takdim etti. Yaşlıların atölyelerde yaptıkları el emeği ürünleri inceleyen Şentop, sohbet ettiği sakinlere kolaylıklar da diledi.
Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci de Şentop'a hediye takdim etti.