TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TRT Haber özel yayınında gündeme dair soruları yanıtladı.
Şentop'un konuşmasının satır başları şöyle;
Siyasi partilerle ilgili kapatma davası açılması çok hoş bir durum değil. Ancak kapatma davaları ile ilgili hususlar anayasamızda gerekse mevzuatta düzenlenmiş hususlardır. Siyasi partilerin de uyması gereken esaslar var. Onlarla ilgili ihlalleri ile ilgili hususlar ortaya çıktığında başlatılan bir süreç. Bunlar tamamen hukuki bir durum.
Temel meselemiz siyasi partiler, Anayasa ve Siyasi Partiler kanunlarında olan ölçülere uygun olarak siyaset yapmalıdır. Kendi işine geldiği zaman, belli bir statüyü kazanmak söz konusu olduğu zaman kimsenin kanunlarla ilgili bir şikayeti yok ama işleyişiyle ilgili siyasi partilerin şikayetleri ortaya çıkıyor; müeyyide uygulandığında 'niye müeyyide uygulanıyor?' diye soruluyor. Hukuk sistemine göre kazanılmış bir statü varsa bunun işleyişiyle ilgili olan kurallara da uyacaksınız. Bilhassa siyasi partilerin siyaset yapması lazım. Bilhassa terör örgütleriyle kanunun koyduğu mesafeyi korumaları lazım; bu görüntü verilmemelidir veya bu görüntüyü destekleyecek deliller, ilişkiler ortaya çıkmamalıdır.
[Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi] TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Kanunlara göre milletvekilliği sıfatı kazanırken itirazınız yok, kanunlara göre düştüğü zaman ' hayır bunu tanımıyorum'. Böyle şey olmaz.https://t.co/FiEbCgrTCI pic.twitter.com/asqPi7Gbnc
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) March 22, 2021
Siyasi partilerle ilgili kuruluş aşamalarında uyacağı esaslar var o aşamada ihlal varsa zaten müdahale edilebiliyor. Kurulduktan sonra da aldığı kararlar bağlamında denetimdeler müdahale edilebiliyor. Kapatma davası ise yürüttüğü faaliyetlerle ilgili bir durum o yüzden belli bir zaman geçmesi gerekiyor bunların tespit edilebilmesi için.
"Anayasa Mahkemesi tarafından alınması gereken bir karar"
Kapatma davası açıldıktan sonra bir görüşmem söz konusu değil fakat milletvekili arkadaşlar nihayetinde zaman zaman görüştüğümüz oldu. Açıldığı zaman bu tür hususlarla ilgili kanaatlerimi de söyledim. Siyaseten başka partilere akıl vermek olmaz. Hazine yardımı konusunda ise birçok ülkede de var. Ortaya çıkış noktası da siyasi partilerin muhtaç olmaması için finansmanın kolaylaştırılması amacıyla ortaya çıkmış bir husus. Bu yapılan son düzenlemeyle kapatma kararı verilmediği takdirde hazine yardımının kesilmesi söz konusu. Hazine yardımının kesilmesinde çoğunluk aranmıyor. Anayasa Mahkemesi tarafından alınması gereken bir karar.
"3 ila 6 ay gibi bir süre içerisinde sonuçlanabileceğini düşünüyorum"
Şu anda Meclis'te 1300'e yakın milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezleke bulunuyor. Bu çok yüksek bir sayı. TBMM'de bu kadar çok dokunulmazlıkların kaldırılması fezlekesinin olması çok vahim bir tablo. İçerikleriyle ilgili olarak baktığımızda daha önceki dönemdekiler, daha çok adi nitelikli suçlar ile ilgili. Şimdi baktığımızda durum çok daha vahim, ağır... 'Terörle ilgili suçlar, terör örgütü üyeliği, yöneticiliği, terör örgütüne yardım, terör örgütü propagandası' gibi suçlar dahil olmak üzere niteliği itibarıyla da ağır dosyalar. Türkiye açısından doğru bir tablo değil.
Milletvekilliğini, terör örgütüyle olan irtibatlardan ayırmadan, ayıramadan siyaset yapmaya çalışanlar var. Bir kısmı bunlarla alakalı. Bir kısmı, milletvekili seçilmeden önce işlenmiş suçlar. Milletvekilliğiyle dokunulmazlık kazandırmak düşüncesiyle milletvekili yapılmış olanlar olabilir. Onlar dosyalarıyla beraber geliyor Meclis'e. Belki suçun cezasının ağırlığı dikkate alınarak veya suçun niteliği dikkate alınarak dokunulmazlıkların kaldırılması ya da genel anlamda sınırlayıcı bir düzenleme düşünülebilir. Dokunulmazlıkla ilgili bazı sınırlamalar getirilebilir.
HDP'nin kapatma davası sürecinin makul bir süre içerisinde, azami 3 ila 6 ay gibi bir süre içerisinde sonuçlanabileceğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesinin performansını dikkate alarak söylüyorum.
[Milletvekillerinin dokunulmazlığı] TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Bazı suçlar bakımından, suçun cezası dikkate alınarak veya suçun niteliği dikkate alınarak dokunulmazlıklarla ilgili sınırlayıcı bir düzenleme düşünülebilir.https://t.co/FiEbCgrTCI pic.twitter.com/Rqn0ycozFe
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) March 22, 2021
Ömer Faruk Gergerlioğlu durumunda, Enis Berberoğlu konusu emsal gösteriliyor. Doğru bir kıyas değil.
(Gergerlioğlu'nun sabah namazı için abdest alırken gözaltına alındığı iddiası) Namaz ve abdest üzerinden bu tartışmanın yürütülmesini, FETÖ'cü bir yöntem olarak görüyorum.
TBMM İçtüzüğünün 170. maddesi, 'Meclis binalarında ve bahçesinde bir suç işlendiği takdirde, savcılığın doğrudan soruşturma yapacağı bir suçsa, savcılığın talimatı yerine getirilir' diyor. Savcılıktan gelen talimatı, orada görevli arkadaşlarımız yerine getirmiştir.
[İstanbul Sözleşmesi’nin feshi] TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Esas olan iç hukuktaki düzenlemelerdir. Bu konuda birçok hukuki düzenleme var. Kanun var. Önemli olan bunları güçlendirmek.https://t.co/FiEbCgrTCI pic.twitter.com/cWXNXuAncF
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) March 22, 2021
Kadına karşı şiddetin önlenmesi, şiddetle mücadele ile İstanbul Sözleşmesi'nin eşdeğer şeylermiş gibi değerlendirilmesi doğru değil.
"Baraj konusunu yeniden değerlendirmeyi gerekli hale getirdi"
Hükümet sistemi değişikliğinden sonra gerek iç tüzük, gerek Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nun yeni baştan gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi, yeni sisteme göre gerekiyor. Baraj konusunu yeniden, bu ittifaklar bağlamında da yeniden değerlendirmeyi gerekli hale getirdi. Bu konuda bir çalışmanın, hükümet sisteminin değişikliğinin sonucu olarak mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Temsili esas alan, siyasi partilerin temsilini zorlaştırmayacak hem de siyasi yelpazenin çok dağılmasına sebebiyet vermeyecek, siyasi istikrarı sağlayacak ortalama bir optimum noktayı bulmak lazım.