TBMM'nin incelemeleri cezaevlerindeki eksiklikleri gideriyor

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu Başkanı İbrahim Yurdunuseven, yaptığı açıklamada, 27. Yasama Dönemi'nde 28 cezaevini ziyaret ettiklerini söyledi.

Geçen dönem çok sayıda şikayet aldıklarını ifade eden Yurdunuseven, yargılamayla ilgili şikayetlere Anayasa'nın 138. maddesi gereğince bakamadıklarını ifade etti.

Görev alanlarının, cezaevi şartlarına ve cezaevi personelinin davranışlarına ilişkin olduğunu anlatan Yurdunuseven, şöyle devam etti:

"Cezaevlerine gittiğimizde milletvekillerimizle birlikte herhangi bir koğuşa giderek birebir ziyaretler yapıyoruz, hükümlü ve tutuklularla görüşüyoruz. Tüm sorunları konuşuyoruz. Daha sonra hazırladığımız raporu kendi komisyonumuzda görüşüyoruz. Bu rapor üst komisyon olan İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna gönderiliyor. Üst komisyonda kabul edilen raporu Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne gönderiyoruz ve sorunların çözümü yönünde çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız tespit sonucunda çocukları okuyan mahkumlar için, hafta içi yerine cumartesi günü görüş saati ayarlanmasını sağladık. Bizim derdimiz, amacımız, mahkumları cezasını çektikten sonra topluma tekrar kazandırmak."

"Siyasi kimliklerimizi kenara bırakıyoruz"

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili de olan Yurdunuseven, yaptıkları görüşmeler sonrasında 1 saate kadar olan aile görüşünün 1,5 saate yükseltildiğini, iaşe bedellerinin iki katına çıkarıldığını bildirdi.

Yurdunuseven, terör suçları hariç, mahkumların yakınlarıyla görüntülü görüşebildiğini, bunun cezaevlerinde uygulandığını anlattı.

Komisyonun 28. Yasama Dönemi'nin ilk 6 ayında 3 cezaevini ziyaret ettiğini bildiren Yurdunuseven, şunları kaydetti:

"28. Yasama Dönemi içerisinde 25-30 cezaevini ziyaret etmeyi planlıyoruz. Hangi cezaevinden ne kadar şikayet geldiğini sıralıyoruz. En fazla hangi cezaevinden şikayet geldiyse ona göre incelemelere gidiyoruz. Yine aynı şekilde ziyaretlerimizi sürdüreceğiz. Bütün milletvekili arkadaşlarımız siyasi kimliklerimizi kenara bırakıyoruz. Hükümlü ve tutukluları 'emanet' olarak görüyoruz. Suçun niteliğine, vasfına bakmadan cezaevlerindeki eksikleri tespit etmeye çalışıyoruz."