Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Tek adam dedikleri kişiyi halk seçiyor, bu anti demokratik oluyor. Demek ki halkın tercihi, seçimi anti demokratik bir yaklaşım. Bunların söylediklerinden öyle anlıyoruz. İkincisi, kararname çıkarma yetkisi veriyoruz ama icraata yönelik ki her bir hükümete verilmesi gereken bir yetkidir. Üç, denetime tabi tutuyoruz, dört yargı yolu açık. Siz kalkıp da buna, bu uygulamaya, düzenlemeye 'tek adam uygulaması' diyemezsiniz." dedi.
Elvan, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce (BYEGM) Mersin'deki bir otelde düzenlenen "Bakanlar Yerel Medya ile Buluşuyor" adlı etkinlik kapsamında Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay'da görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Gazetecilerin, dünyada olan bitene vatandaşa ulaştırmak gibi önemli bir görevi üstlendiğini belirten Elvan, gazeteciliğin, demokrasi için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Elvan, toplumun haber alma hakkı adına gazetecilerin değeri ölçülemez bir hizmeti gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Demokratik toplumun en önemli bileşenlerinden birisi gazetecilerdir. Adınız, yasama, yürütme, yargıyla birlikte yerinde bir tespitle birlikte 4. kuvvet olarak anılıyor. Yerel basın hep bunları yapıyor, hem de bölgesinin toplumsal duyarlılığı içselleştirerek yansıtıyor. Sizin yaptığınız, haberi aşan, daha değerli kılan bir tutum var." diye konuştu.
Türkiye'nin, anayasa değişikliği sürecinden geçtiğini anımsatan Elvan, halk oylamasının siyasi bir mesele değil, memleket meselesi olduğu için tüm vatandaşların katılımının son derece önemli olduğunu söyledi.
Elvan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle "rejimin değişeceği" iddialarına değinerek, şöyle konuştu:
"Bu bir rejim değişikliği değil, burada yapılan bir sistem değişikliği. Egemenliğin kullanımında herhangi bir değişiklik söz konusu değil, aksine yasama, yürütme ve yargı erklerinde egemenliğin hakkı tamamıyla milletimizde. Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz 1923'te kuruldu, Allah'ın izniyle Türkiye, ilelebet Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak kalacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 15 Temmuz darbe girişiminde rejime, demokrasiye, ülkeye ve ay yıldızlı bayrağa sahip çıkılması için tüm millete seslendiğini aktaran Elvan, milletin bir bütün olarak ayağa kalkarak, rejimi Cumhurbaşkanıyla birlikte koruyup, demokrasinin devam etmesini sağladığını söyledi.
"Her bir vatandaşımızın görüşüne sonuna kadar saygı duyuyoruz"
Bakan Elvan, her vatandaşın görüşüne saygı duyduklarını belirterek, "Hangi partiden olursa olsun, kime oy verirse versin, ister evet, isterse de hayır desin bizim için değerlidir, saygındır. Her bir vatandaşımızın görüşüne, düşüncesine sonuna kadar saygı duyuyoruz. Demokrasinin gereği de budur." ifadesini kullandı.
Reformdan ve yenilikten korkulmaması gerektiğini vurgulayan Elvan, şunları kaydetti:
"Darbe ve vesayet üreten bir parlamenter sistem. Yürümüyor bu sistem. Bu sadece Türkiye için değil. Avrupa'da parlamenter sistem ne aşamada? Reform yapamayan bir Avrupa var. Bunun yanında, çok parçalı siyasi yapılar, zayıf hükümetler, zayıf koalisyonlar ve tam karar veremeyen, reformdan yana hep tedirgin olan, her geçen gün fakirleşen bir Avrupa var. Bunu hepimiz görüyoruz. Avrupa 1 büyürken, Türkiye 6 büyüyor. Büyümeye de devam edecek. Bir bisiklet düşünün. Türkiye olarak bizler sürekli pedal çevirmek zorundayız. İşte reformlara devam etmek, yenilikçi bir yaklaşım içerisinde olmak, dünyadaki değişim, dönüşüme hızla uydurabilmek, en önemli mesele budur. Eğer siz dünyadaki değişim ve dönüşüme ayak uyduramıyorsanız, bu değişim ve dönüşüm karşısında reform yapamıyor, o bisikletin pedalını çeviremiyorsanız bir gün siz de düşersiniz. Pedalımızı sürekli çevirmek zorundayız. Değişim, dönüşüm ve yenilikçilikten korkmamak gerekir. Ülkemizin önünü açacak olan da budur. Statükocu bir yaklaşım, değişime, dönüşüme ve yenilikçiliğe karşı bir yaklaşım, Türkiye'nin önünü asla açmaz. Türkiye'yi küçültür, büyümesini daha da aşağılara çeker, işsizler ordusuna neden olur."
Elvan, yeni anayasayla birlikte tek kişinin, bir gecede her şeyi değiştirebileceği gibi söylemlerin doğru olmadığının altını çizerek, milleti yanıltma yönünde yalan üzerine inşa edilen bir kampanya yürütüldüğünü söyledi.
"Tek adam dedikleri kişi halk tarafından seçiliyor"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik 'tek adam' söylemlerine de değinen Bakan Elvan, "Tek adam dedikleri kişi halk tarafından seçiliyor. Demek ki halk tarafından yüzde 50'den fazla oy alan kişi tek adam oluyor. Sen demokrasiye, halkın tercihlerine gerçekten inanıyor musun? Zımnen şunu ifade ediyor, 'Ben halka güvenmiyorum, halkın üzerinde mutlaka onu kontrol eden bir vesayet mekanizması oluşsun.' Bunu istiyorlar. Biz de diyoruz ki halkın üzerinde kimse olamaz, halk ne diyorsa o olur." diye konuştu.
Elvan, şöyle devam etti:
"Tek adam dedikleri kişiyi halk seçiyor, bu anti demokratik oluyor. Demek ki halkın tercihi, seçimi anti demokratik bir yaklaşım. Bunların söylediklerinden öyle anlıyoruz. İkincisi, kararname çıkarma yetkisi veriyoruz ama icraata yönelik ki her bir hükümete verilmesi gereken bir yetkidir. Üç, denetime tabi tutuyoruz, dört yargı yolu açık. Siz kalkıp da buna, bu uygulamaya, düzenlemeye 'tek adam uygulaması' diyemezsiniz. Eğer siz bunu derseniz, demokrasi karşıtı bir yaklaşım sergilemiş, halka güvenmemiş, demokrasiye inanmamış olursunuz."
Cumhurbaşkanının partili olmasında herhangi bir mahsur olmadığını belirten Elvan, "Cumhurbaşkanı görevi üstlendikten sonra, siyasi parti genel başkanlığından istifa etmesinin bir anlamı var mı? Başbakanda yok, bu da aynı şey. Başbakanın yaptığı işleri yapacak zaten. Partili olmasında ne mahsuru var? Bize göre hiç bir mahsuru yok. Demokrasinin gereği de budur. Önemli olan 80 milyon insanı kucaklamasıdır. Eğer 80 milyonu kucaklayamıyorsa zaten onu bir daha cumhurbaşkanı yapmayacaklardır." dedi.
Elvan, yeni anayasayla birlikte hükümetin, yasama faaliyetlerinin meclise verileceğini, bunun da meclisi güçlendireceğini aktardı.
Yargının da güçleneceğini vurgulayan Elvan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Almanya'da yargı mensuplarını kim atıyor? Adalet bakanı atıyor. Orada sadece bir bakan, hükümetin bakanı, hakimler ve savcılar kurulu üyelerini atıyor. Orada hükümetin bakanı atıyor, orası demokrat oluyor, demokratik bir atama oluyor, biz meclis 13 üyeden 7'sini atasın diyoruz 'tek adam' oluyor. Meclis atamasında da nitelikli çoğunluk gerekiyor. Meclisi zannetmeyin ki şu isim geldi o atanacak, yok böyle bir şey. Meclis, kendi değerlendirmesini yapacaktır. Yeni sistemde göreceksiniz aynı partiden olsalar bile yeri geldiğinde o düzenlemeye karşı çıkacaklar. Demokrasinin bir gereğidir."