İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelde düzenlenen "Kadınlar Soruyor, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Cevaplıyor" isimli etkinlikte yaptığı konuşmada, "Burada hanımefendiler ile bu formatta birlikte olmak önümüzdeki sürecin tarihi, ülkemiz ve geleceğimiz için çok önemli. Farklı görüşte ve farklı taraftarlardan bakan insanlarla bunu değerlendirmenin bize de katkı koyacağına inanıyorum" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 1961 ve 1982 anayasası üzerinden kendi sistemini işlettiğini anlatan Soylu, ancak bu sisteminin tıkanıklıklara neden olduğunu, bu sebeple de çoğu olaya karşı kırılgan bir durumda bulunduğunu söyledi.
Soylu, soru cevap bölümünde kadın milletvekili sayılarının artırılması yönündeki bir talebe, "2000 yılından sonra başka bir şey yaptık ve seçilme yaşını 25'e düşürdük. Yani seçilme kapasitesi olanların yaşlarını 5 yaş daha düşürünce temsil edilebilme kabiliyetini içeride yükselttik. Türkiye'de kadınlar cinsiyet ayrımı münasebetiyle başka bir kısıtlama ile karşı karşıyaydılar. Başı açıklar, başı örtülüler. Başı örtülüler Türkiye'de temsil edilemiyordu. Şimdi bu oranda da bir artış var. Şimdi başka bir şey daha oldu seçilme yaşı 18'e düşüyor. O da çok doğal olarak başka bir kategoriyi daha işin içerisine sokuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Salondaki kadınlara "annelerinizin hepsi üniversite mezunu mu?" şeklinde soru yönelten ve "Hayır" yanıtı alan Soylu, "İlkokul ve ortaokul mezunu olanlar var. Bu anneler profesör, mebus, sosyolog, mimar, sosyolog yetiştiriyor da sadece 50 gram oy kullanmayı mı bilmiyorlar ?" dedi.
"Siyaset, Türk Silahlı Kuvvetlerine şu öğrenciyi al mı dedi?"
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugüne kadar askeri öğrenci almasına kimsenin karışmadığına dikkati çeken Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Bu FETÖ'cüleri biz ikame etmedik. Bu FETÖ'cüler 50-60 yıldır sistemin içerisinde. 1960 darbesini kim yapmışsa bu FETÖ'cüleri onlar ikame ettiler. 1980 darbesini kim yapmışsa onlar sahip çıkıyorlar zaten. 30, 40 ve 50 yıldır sistemin içerisindeler. Şu sorunun cevabını verebilir misiniz? Hadi diyelim ki biz yanlış yaptık, bizden öncekiler de yanlış yaptı. En kuvvetli sistem Türk Silahlı Kuvvetlerinin sistemi değil mi? Biz hükümet olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin hangi adamına, başbakan mı karışmış bugüne kadar, cumhurbaşkanı mı karışmış? Biz damdan düştük. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir askeri öğrenci almasına bugüne kadar kim karışmış? Bana bir kişi söylesin. Siyaset, Türk Silahlı Kuvvetlerine şu öğrenciyi al mı dedi? Nasıl ele geçirdiler? Nasıl her öğrenciyi FETÖ'cü olarak yerleştirdiler oraya. FETÖ, Türkiye ve Türkiye'nin coğrafyasına dış unsurlar tarafından sızdırılmış ve bu devleti kendi elleriyle beraber idare etmeye çalışan, siyaseti de diğer mekanizmaları da bir şekilde sıkıştırıp hareket edememe kabiliyetine getirip seçilmişler değil, atanmışlar ve talimat alanlar tarafından kullanılmasına yönelik organizasyonun adıdır."
"Güç oyla ve sandıkla alınır"
Soylu, bir gazetecinin yasama, yürütme ve yargıdan sonra basının en önemli güçlerden birisi olduğunu söylemesi üzerine, "Basının güç olduğunu 1987 yılında rahmetli Özal'a Sedat Simavi uyardı dedi ki 'patron biziz, ayağını denk al' dedi. Patron basın filan değil. Ben yanlış yaparsam benim yaptığım yanlışı afişe etme hakkına sahiptir ama onla beni tehdit etme hakkına sahip değildir. Bunu da halka ve kamuoyuna doğru şekilde yansıtma hakkına sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Dünya ve demokrasi üzerinde böyle bir güç olmadığını vurgulayan Soylu, "Sadece vatandaş ve halk adına kendi yaptığı görevi doğru dürüst yaparsa bir denetleme hakkı vardır ama güç filan değildir. Güç nereden alınır? Güç oyla ve sandıkla alınır. Ötekisi bir denetleme hakkı vardır ve doğru yaptığı sürece inandırıcılığı olabilir." diye konuştu.
Bakan Soylu, referandumda "hayır" oyu vereceklerin teröristlerle aynı kefeye konulduğu yönündeki başka bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Türkiye'de bir tercihinden dolayı insanı terörist olarak nitelendirdiğimizi düşünmek ne kadar yanlış. Kimden duydunuz? Kemal Kılıçdaroğlu dışında bu sözü kimden duydunuz? Ben terörle mücadele ediyorum. Ben mücadele ederken PKK'nın 'hayır' dediğini demem diğer 'hayır' verecekleri niye incitecek ki? İstediğini söyleyecek ve ortaya koyacak sonra onun dokunulmazlığı olacak. Bu yeni sistem ne için geliyor biliyor musunuz? Bu dokunulmazlıklar ve kendisini ayrı bir yere konumlayanlar ve bize kimse laf söyleyemez diyenlere bu sistem 'hayır, herkes doğruyu söylerse herkese laf söylenebilir ama herkes yanlışı söylerse herkese de yanlışı söylenebilir diye bu sistem geliyor. Bir tek kişinin Allah muhafaza o söylediğiniz cümleyi söylediğini ispat edin, biz bununla ilgili 'evet biz bunu yapmışız kusura bakmayın' diyelim. Bu sadece sosyal medya üzerinden ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri üzerinden toplumda hiç de karşılığı olmayan bir algıdır."
Etkinliğe, Bakan Soylu'nun yanı sıra AK Parti Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi ile çok sayıda kadın davetli katıldı.