Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 24 TV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameye göre, Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) yapısında değişiklik yapıldığının ve Adalet Bakanının da YAŞ üyesi olduğunun hatırlatılması üzerine Bozdağ, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de büyük bir kriz ve tehlikenin atlatıldığını belirterek, AK Parti hükümetlerinin her krizden sonra söz konusu krizlerin tekrar yaşanmaması için tedbirler aldığını ifade etti.
Ordunun, "Milletin ordusu" vasfını koruyacak tedbirlere ihtiyacı olduğunu anlatan Bozdağ, "Bunlardan birisi, Yüksek Askeri Şura'nın yapısının değişmesi ve sivilin ağırlığının orada artması, terfilerde belirleyici iradenin sivil irade olması anlamını taşımaktadır. Baktığınızda sayısal çoğunluk da değişti ve oradaki yapıda çok farklı bir hale geldi. Artık milletin iradesi doğrultusunda bir terfi, değişme ve gelişme olacaktır. Bu son derece önemli bir konu. Demokratik bir denetim ve demokratik denetimin de bir noktada belirleyici olduğu bir yapı ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Ayrımcı yaklaşımı ortadan kaldırdık"
Askeri okulların tamamının kapatıldığını anlatan Adalet Bakanı Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu Fetullahçı Terör Örgütü, okulların kaynaklarına kadar sinmiş vaziyette. Orta öğretime başlamadan, ilkokulun birinci aşamasındaki kısımdan başlayarak... Eskiden soruları vererek bir noktaya, oraya öğrencileri sokuyordu, Türkiye'nin içerisinden bir seçme yapıyordu ama son noktaya geldiği zaman artık Türkiye'nin içerisinden de bir seçme yapmıyor, kendi mensuplarının çocukları içerisinden seçme yapar bir noktaya getirmiş durumda.
FETÖ'nün içerisinden Türk Silahlı Kuvvetlerine geçişin olması Türkiye için büyük bir tehdittir ve biz kaynağı genişlettik, 'lise ve dengi okullar' dedik. Hem liselerden hem de diğer bütün meslek liselerinden, dengi okullardan mezun olan bütün yavrularımız bu sınavlara girebilecekler, ter döküp, emek verip kazandıklarında Türk ordusunun şerefli bir mensubu olma imkanını bulabileceklerdir. Buradaki antidemokratik kısıtlamayı ve ayrımcı yaklaşımı da ortadan kaldırdık herhangi bir grubun veya yapının kendi içerisinden Türk Silahlı Kuvvetlerine kaynak oluşturma kabiliyetini de yok ettik."