İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir insan olarak, bir baba olarak, bir aile reisi olarak beni en çok etkileyen, o annelerin 13 yaşındaki kuzucuklarının, evlatlarının terörist yetiştirilmek üzere dağa zorla götürülmesidir. Ben burada söylüyorum. Eğer biz bunu engelleyemezsek İçişleri Bakanlığı bana haram olsun, bize haram olsun." dedi.
Soylu, Lice'deki terör operasyonunda şehit düşen Jandarma Yüzbaşı Fuat Oğuzcan ile Jandarma Uzman Onbaşı Zinnur Ezim için Diyarbakır'da düzenlenen törenin ardından Gölbaşı Vilayetler Evinde gerçekleştirilen Güvenlik Korucubaşları İstişare Toplantısına katıldı.
Diyarbakır'da teröristlerce kullanılan iki sığınağa yönelik baskınlar sırasında iki şehit verildiğini anımsatan Soylu, sekiz terör örgütü üyesinin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
"Evlatlarımızın kanı yerde kalmamıştır." diyen Soylu, Yüzbaşı Oğuzcan'ın şehit edildiği sığınağın önemli olduğunun, içinden çıkan malzemelerden de net şekilde anlaşıldığını söyledi.
Soylu, bölgedeki operasyonun devam ettiğini ifade etti.
"Terörün kentlisini, kırsalını, dağlısını gördük"
Türkiye'nin uzun bir terör tecrübesi olduğunu anlatan Soylu, terörün kentlisini, kırsalını ve dağlısını gördüklerini belirtti. Soylu, "İster kentli terör olsun, ister dağlı, kırsal terör olsun, hiçbiri doğrudan Türkiye'nin kendi iç dinamiklerinden doğmuş değildir. Arkalarında terörü bir yönetim aracı olarak kullanan önemli bir Batı aklının, bir gizli servis aklının, net şekilde bu aklın desteğini barındırmaktadırlar." diye konuştu
Türkiye'de PKK terör örgütünün dış destekler sayesinde uzun yıllar varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Soylu, operasyonlar sırasında örgütten ele geçirilen silahların çoğunun Türkiye aleyhine kampanyalar yürüten Avrupalı ülkelerin imalatı olduğunu bildirdi.
Soylu, dernekler eliyle örgüte yapılan maddi yardımların raporları ve kayıtlarının da mevcut olduğuna değinerek, Türkiye'de adı sanı duyulmamış, herhangi bir etkinliği olmayan derneğe Avrupa'dan yüz binlerce dolar ya da euro yardım gittiğini dile getirdi.
21. yüzyılın "Barış yüzyılı" yapılmak isteniyorsa, terörün, "başka ülkelere karşı araçsallaştırmaktan" ve özellikle "Ortadoğu'yu yönetme aracı olarak kullanmaktan" vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Soylu, dünyanın bunu sadece insani değerler için değil, kendi bekası için de yapmasını istedi.
Korucular Daire Başkanlığı kuruldu
Soylu, Türkiye'de terörle mücadelede askerin, polisin kahramanca yürüttüğü mücadeleye destek olması düşünülerek 1985'te yapılan idari düzenlemeyle köy koruculuğunun ihdas edildiğini hatırlattı.
Bazen kendi başlarına kaldığını düşündükleri köy korucularına yönelik önemli adımlar atıldığına dikkati çeken Soylu, bazı sayısal verileri de paylaştı. Soylu, Türkiye'de 47 bin korucudan 45-55 yaş arasındakilerin emekli olmasının ardından 29 bin 432 kişi kaldığını belirterek, emekli olanların yerine yakınları, akrabaları ve çocukları başta olmak üzere yaklaşık 21 bin 716 güvenlik korucusu alımı yaptıklarını anlattı.
Bakan Soylu, "Bu adımlar tamamlandığında güvenlik korucusu mevcudumuz 51 bin 148 olacaktır. Ayrıca, 18 bin 675 gönüllü güvenlik korucumuz mevcuttur." dedi.
Korucuların yaş ortalaması 41,5 iken emekli olanların yerlerine alımlar tamamlandığında yaş ortalamasının 32 olacağını vurgulayan Soylu, koruculuk sisteminde kurumsal yapı bulunmaması eksikliğini de Bakanlık bünyesinde Korucular Daire Başkanlığı kurarak giderdiklerine değindi. Soylu, "Jandarma Genel Komutanlığı ile birlikte ortak bir sistemi işletmeye başlattık. Artık korucularla ilgili iş ve işlemlerin tek elden takip edilmesi sağlanmıştır." ifadesini kullandı.
Soylu emekli korucuların operasyonlara katılabilmesi, operasyon tazminatı alabilmesini sağladıklarını, korucuların sağlık ve tedavi giderlerinin genel sağlık sigortası kapsamına alındığını bildirdi.
"En büyük güç kardeşlik"
Türkiye'nin en büyük gücünün birliği ve kardeşliği olduğunu vurgulayan Soylu, meselenin, Türkiye'nin kardeşliğine saldıran hain terör örgütüne karşı kardeşlikle cevap verebilmek olduğuna işaret etti.
Soylu, şöyle devam etti:
"Bölgenin kalkınmasını engelleyen, Bitlis'te olduğu gibi kütüphaneleri yakan, Yüksekova Havalimanı inşaatında olduğu gibi iş makineleri yakan, işçileri kaçıran, tehdit eden, yatırımları engellemeye çalışan, anne babaların göz bebeği 13 yaşında çocukları dağa kaçırıp istismar eden, eline silah verip terörist yapan bu hain örgütün bir an önce kökünün kurutulmasını istiyoruz."
Soylu, korucuların terörle mücadelede en önde bulunduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kardeşliğimizi ortadan kaldırmaya çalışanlara, coğrafyada aynı anlayışı, aynı kardeşliği taşımamızı istemeyenlere karşı nasıl mücadele ettiğinizi ve nasıl milletin tarafında olduğunuzu gösteriyorsunuz. Minnettarız, müteşekkiriz. Ülkemizin geleceği adına hürriyetimiz ve özgürlüğümüz adına."
AK Parti hükümetleriyle sessiz bir devrim niteliğindeki adımlarla ötekileştirmenin tarihe karıştığını belirten Soylu, terörü tasfiye etmek için ortaya koyulan kararlı tutumun, en üst seviyede devam etmesiyle büyük aşama kaydedildiğini ifade etti.
Soylu, şehir içinde ve dışında operasyonların devam ettiğini de anıstarak, "Hiç endişeniz olmasın, dağların her tarafında biz onları arıyoruz, onlar sıçan gibi kaçıyorlar." dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, terör örgütünün ancak hain eylem planı yapabileceğine dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:
"Nerede o 7 Haziran'dan sonraki afraları tafraları, cakaları, fiyakaları, 'Biz yaparız, biz ederiz, biz buranın sahibiyiz.' İşte biz buranın sahibiyiz, Kürt kardeşlerimizle beraber. Sadece burada değil, 780 bin kilometre kare içerisinde değil. Bunlara nefes aldırmayacağız. Bulundukları her yerde nefes aldırmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne yaptığını iyi biliyor."
"Bizim için namus meselesidir"
Doğu ve Güneydoğu'da terörün biteceğini ve bölgenin kimsenin baskısının olmadığı bir yer haline geleceğine işaret eden Soylu, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Mardin, Van ve bazı başka şehirlerde yeni iş imkanları yaratılacağını bildirdi.
Soylu, gönüllerindeki yangının ne olduğunu anlatamamanın "derin ızdırabı" içinde bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"O çocukların kendi topraklarında, annelerinin, evlatlarının kendi topraklarında nasıl bir tacizle karşı karşıla kaldığını ve bunu bizim bitirmemizin namus meselemiz olduğunu söylemek istiyorum. Bu, korucuların namus meselesidir, bu askerimizin, bu jandarmamızın, bu polisimizin namus meselesidir. Bu belayı, bu musibeti Türkiye'den hep birlikte söküp atacağız. Bütün dünyaya mesajımızı birlik üzerinden, kardeşlik üzerinden hep birlikte vereceğiz. Şu, elbetteki önemlidir. Biz, terörü bitireceğiz derken, kahramanlarımız yaptıkları operasyonların yanı sıra vatandaşımızın bu kararlı duruşunu gördüğümüz için bu kadar kesin konuşuyoruz. Vatandaşımız bizimle birliktedir. Her yerde, her gittiğimiz yerde gördük. Terör örgütü artık uzatmaları oynamaktadır. Emin olun ki bu meseleyi çok da uzatmayacağız. Çünkü biz sadece terörle mücadele etmiyoruz, terörü besleyen kaynaklarla, işsizlikle, bölgesel gelişmişlik farklarıyla, terörü destekleyen bütün unsurlarla mücadele ediyor ve bunu gerçekleştiriyoruz. Yaylalarda yeniden şenlikler olacak, hiç merak etmeyin. Çocuklarımız ovaya, dağa çıkacaklar, orada piknik yapacaklar. En çok beni etkileyen, bir insan olarak, bir baba olarak, bir aile reisi olarak beni en çok etkileyen, o annelerin 13 yaşındaki kuzucuklarının, evlatlarının terörist yetiştirilmek üzere dağa zorla götürülmesidir. Ben burada söylüyorum. Eğer biz bunu engelleyemezsek İçişleri bakanlığı bana haram olsun, bize haram olsun."
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Bakan Soylu'ya, "Teröre ve teröriste darbe vurduğunuz için Allah sizden razı olsun" diyerek, Türkiye haritası motifli, tiftik örme Türk bayrağı hediye etti.